Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17106
Karar No: 2014/19794

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/17106 Esas 2014/19794 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2014/17106 E.  ,  2014/19794 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, ... tarafından, davalı sendikanın, davalıya ait işletmede yetkili olduğu yönünde yapılan tespitin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalılar ... Sendikası ile ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 06.04.2012 tarihli yetki tespit kararının 16.04.2012 tarihinde davacı Sendikaya tebliğ edildiğini, bu tespit kararında davalılardan ... İçecek A.Ş.’ye ait işletme içerikli üretim yaptığı ..., ... ..., ..., ..."de üretim yapan fabrikalarında 12.01.2012 başvuru tarihi itibariyle çalışan işçilerin 819 ve davalı ... Sendikasının üye sayısının 415 kişi olarak tespiti sonucu çoğunluk üyeye sahip olduğundan bahisle davalı sendikaya işletme bazında toplu iş sözleşmesi yetkisi verildiğini, ancak ... A.Ş."nin ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... "da bulunan iş yerlerinden başka ..."da kurulu 2 işyerinin işletme kapsamı dışında bırakılarak çoğunluk tespitinde nazara alınmadığını, bu işyerlerinin de dikkate alınması durumunda üye çoğunluğunun davacı sendikada olup davalı sendikanın çoğunluğu sağlayamadığını iddia ederek bakanlığın olumlu yetki tespitinin iptalini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... vekili; yetki ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, tespitte bir hata olmadığını, ... A.Ş. işletmelerine bağlı ..., ..., ..., ..., ..., ... "da bulunan kurulu iş yerlerin 4 sıra numaralı “Gıda” iş kolunda yer aldığını, oysa ... ve ... "da bulunan birer iş yerinin 18 sıra numaralı “Kara Taşımacılığı” iş koluna girdiğinin işveren tarafından kuruma bildirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Sendikası vekili; bakanlık üye tespit kararının doğru olduğunu, işletme içeriğinde olmasına rağmen çoğunluk üye tespitinde nazara alınmadığı iddia edilen işyerlerinin başka işkolunda yer aldığını ve davacının bu yöndeki iddiası bakımından önce işkolu tespit prosedürünün işletilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... İçecek A.Ş. vekili; müvekkili şirkete ait ...’daki iki işyerinin kodunun 2008 yılında Nace kodlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından uygulanması neticesinde idare tarafından değiştirilerek kendilerine bildirildiğini, müvekkilinin bununla bir ilgisi olmadığını, davacı davasında haklı ise davanın kabulüne, haksız ise reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma ile uyuşmazlık konusu ... yolu 18. km ... adresinde bulunan işyerinde, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan tespite göre gazlı içecek ve şişeleme işinin yapıldığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının daha önceki yetki tespiti işlemlerinde de belirtilen işyerinin işletme kapsamında değerlendirildiği ve bu işyerinin nace kodunun alkolsüz içeceklerin imalatı olarak düzeltildiği görülmekle anılan işyerinin de işletme kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bilirkişi raporuna göre de işletme kapsamında sendikanın gerekli çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı, davalılar ... Sendikası ile ... temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun geçici 6. maddesinin 3. fıkrasında “Ocak 2013 istatistiklerinin yayımlandığı tarihe kadar, Bakanlığa yapılmış olan yetki tespit başvuruları ile taraf oldukları bu Kanunun yürürlüğünden önce imzalanmış toplu iş sözleşmesi Ocak 2013 istatistiklerinin yayımı tarihinden sonra sona erecek olan sendikaların, bir sonraki toplu iş sözleşmesiyle sınırlı olmak üzere yapacakları yetki tespit başvuruları mülga 2822 sayılı Kanunun 12’nci maddesine göre Bakanlıkça yayımlanmış Temmuz 2009 istatistiklerine ve mülga 2822 sayılı Kanunda belirtilen hükümlere göre sonuçlandırılır.” denilmiştir. Dava tarihinden sonra 10.01.2013 tarihinde hükme yeni bir cümle eklenmiştir. Söz konusu cümle ise, “Ancak, en son yayımlanan 2009 istatistiğinde toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi için başvuru hakkına sahip işçi sendikalarının 7.11.2012 tarihinde ve sonraki bu fıkraya göre yapacakları yetki tespit talepleri, 41 inci maddede yer alan işyeri veya işletme çoğunluğu şartlarına göre sonuçlandırılır.” şeklindedir.
    Belirtilen hükümler uyarınca somut olay bakımından yetki tespit başvuruları mülga 2822 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile Temmuz 2009 istatistiklerine ve yine 2822 sayılı Kanun"da belirtilen hükümlere göre sonuçlandırılacaktır.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasında, “Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 12’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunun (tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) üyesi bulunduğu işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinin her birinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. İşletme sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak nazara alınır ve yarıdan fazla çoğunluk buna göre hesaplanır…” hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan Kanun"un 13. maddesinde, “Bir toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazıyla başvurarak kurulu bulunduğu işkolunda üye sayısı itibariyle yüzde on (tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) oranını sağladığının belirlenmesini ve sözleşmenin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinde başvuru tarihinde çalışan işçiler ile üyelerinin sayısının tespitini ister. İşçi sendikası kendisinde bulunan üyelik fişlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki için başvurduğu tarihten itibaren üç işgünü içinde işverene vermek zorundadır.
    Çalışma Bakanlığı, kayıtlarına göre sendikanın çoğunluğu haiz olması halinde, toplu iş sözleşmesi yapma başvurusunu işyerindeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikalarıyla taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene başvurunun alındığı tarihten itibaren altı işgünü içinde başvuru tarihindeki kayıtlara göre bildirir. Çoğunluğu haiz olmadığının tespiti halinde bu bilgiler sadece başvuran sendikaya aynı süre içinde bildirilir.” denilmiştir.
    Yine 2822 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasında, “Bir gerçek ve tüzelkişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerine sahip bir işletmede ancak bir toplu iş sözleşmesi yapılabilir. Bu Kanun anlamında bu sözleşmeye işletme toplu iş sözleşmesi denir. Ancak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait müessese ve işyerleri ayrı tüzelkişiliğe sahip olsalar dahi, bu kurum ve kuruluşlar için tek bir işletme toplu iş sözleşmesi yapılır.” denilirken 3. fıkrasında “işletme toplu iş sözleşmesi yapılacak işyerlerinin aranılan niteliğe sahip olup olmadıkları hakkında çıkan uyuşmazlıklar işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemede onbeş gün içinde karara bağlanır. Kararın temyizi halinde Yargıtayca onbeş gün içinde kesin karar verilir.” düzenlemesi yer almıştır.
    6356 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemenin yetki süreci devam ederken ortaya çıkan ve çözümü aynı maddenin 1. fıkrasında özel olarak düzenlenen işkolu tespit prosedürü ile mümkün olan işkolu uyuşmazlıklarıyla sınırlı olarak değerlendirilmesi gereklidir. Ancak gerek 6356 sayılı Kanun’da gerekse mülga 2822 sayılı Kanun’da işletme kapsamına ilişkin uyuşmazlıkların bekletici mesele yapılamayacağına dair yukarıdaki düzenlemeye benzer bir düzenleme yer almamaktadır. Ayrıca işletme toplu iş sözleşmesi yapılmasına ilişkin kural kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenlerle işletme kapsamına ilişkin bir uyuşmazlık söz konusu ise, mahkemenin bu uyuşmazlığı çözmeye de yetkili olması halinde işletme olup olmadığı ile varsa kapsamına ilişkin uyuşmazlığın, mülga 2822 sayılı Kanun’un uygulandığı olaylarda söz konusu Kanun"un 3. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre, 6356 sayılı Kanun’un uygulandığı olaylarda ise anılan Kanun"un 34. maddesinin 4. fıkrası hükmüne göre ön mesele olarak çözüme kavuşturulması gereklidir. Yetki uyuşmazlığını inceleyen mahkemenin işletme olup olmadığı ile varsa kapsamına ilişkin uyuşmazlığı çözmeye yetkili olmaması halinde ise yine aynı hükümlere göre bu problemin çözümü Bekletici mesele yapılmalıdır.
    Bir başka yönden 6356 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrasının zaman bakımından da uygulanmasının tespiti gereklidir. Söz konusu hüküm Kanun yürürlüğe girdikten sonra yeni başlayan yetki süreçlerinde ortaya çıkan işkoluna ilişkin uyuşmazlıklarda uygulanma kabiliyetine sahiptir. Dolayısıyla hükmün mevcut uyuşmazlık da bu yönden de uygulanması Mümkün değildir.
    Uyuşmazlık konusu olayda, mahkemece, işverenin ... adresinde bulunan işyerinin farklı bir işkolunda bulunması sebebiyle çoğunluk tespitinde nazara alınamayacağı ve sendika tarafından gerekli çoğunluğun da sağlanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 21.06.2013 tarihli ilâmıyla, .../... adresindeki işyerinin, işletme kapsamında yer alıp almadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ancak bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu anlamda, mahkeme sadece, yetkisiz ve görevsiz mahkeme tarafından, tarafların yokluğunda icra edilen delil tespiti dosyasını getirtmiş, delil tespiti yoluyla alınan uzman olmayan mimar bilirkişi raporu ve daha sonra yaptırılan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurmuştur.
    Öncelikle belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 401. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir” hükmü gereğince, inceleme konusu davanın açılma tarihinden sonra, ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığıyla ve tarafların yokluğunda icra edilen delil tespiti dosyası ve uzman olmayan mimar bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.
    Somut olayda, uyuşmazlık konusu işyerine dair dosyada çelişkili kayıtlar vardır. İşyerine dair 04.05.2012 tarihli ve 2012/1 ayına ilişkin dönem bordrosuna göre işyerinin adresi “... mevkii ... No:125-126 ...” olarak gözükmekte olup işkolu kodu da 4942 (taşımacılık) tır. Ancak 05.12.2013 tarihli ve yine 2012/1 ayına ilişkin dönem bordrosuna göre ise, işyeri adresi “... yolu 18. Km ...” olarak gözükmekte olup işkolu kodu ise 1107 (gıda) dir.
    Mahkemece, söz konusu işyeri ile ilgili bakanlıktan tüm kayıtlar getirtilmeli, belirtilen işkolu kodu değişikliklerinin işveren talebi üzerine yahut bakanlık tarafından resen gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ile değişiklik tarihleri duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, dava açıldıktan sonra delil tespiti konusunda yetkili ve görevli mahkemenin davanın görüldüğü mahkeme olduğu hususu gözetilerek işletme niteliğinin tespiti yönünden mahkeme tarafından yöntemince keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, ..."daki tüm işyerlerinin sayısı ve niteliği belirlenmeli, işletme kapsamında bulunması gereken işyeri varsa bu işyerindeki sendika üyesi işçiler tespit edilmeli ve bu suretle toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi