(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/2488 E. , 2021/3717 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 08.04.2021 gün ve saatte temyiz eden Hazine vekili Avukat ... ile ... mirasçıları vekili Avukat ... ve aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, davacıların tutunduğu tapu kayıtlarının tüm tesis ve tedavülleri ile haritası getirildikten sonra mahallinde yöntemince uygulanarak kapsamlarının belirlenmesi, değişebilir sınır olarak kabul edilen sınırların fiziki yapısı ve konumu itibariyle sabit sınır halinde bulunup bulunmadığının yerel bilirkişilerden sorulması; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, kullanmanın ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarının sorulup saptanması; fen bilirkişisinden, kayıtların kapsamını, kayıt kapsamı içinde kalıp da kullanılmayan arazi bölümlerini gösterir kroki düzenlemesinin istenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın, ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri ve Hazine yönünden kısmen kabulüne, çekişmeli 109, 114, 119, 123, 125, 126 ve 135 nolu parsellerin Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 111 nolu parselin bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 342.612,43 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ifrazı ile aynı adaya son parsel numarası verilerek davacılar ... mirasçıları ve müştereklerinin payları oranında adlarına tesciline, (B) harfiyle gösterilen 905.393,79 metrekare yüzölçümündeki bölümünün aynı ada ve parsel numarasıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 113 nolu parselin bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 549.902,83 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ifrazı ile aynı adaya son parsel numarası verilerek davacılar ... mirasçıları ve müştereklerinin payları oranında adlarına tesciline, (B) harfiyle gösterilen 306.581,95 metrekare yüzölçümündeki bölümünün aynı ada ve parsel numarasıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 136 parsel sayılı taşınmazın davacılar ... mirasçıları ve müştereklerinin payları oranında adlarına tesciline, 110, 108, 127, 128 , 133, 134, 117, 118 , 120, 122, 124 ve 112 parsel sayılı taşınmazların bilirkişi ... dosyada mevcut 13.01.1989 tarihli raporunda belirttiği toplam 350.902.272 pay üzerinden rapordaki malikler adına tapuya kayıt ve tesciline, 129 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6.517,00 metrekarelik bölümünün ifrazen aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle bilirkişi ... dosyada mevcut 13.01.1989 tarihli raporunda belirttiği toplam 350.902.272 pay üzerinden rapordaki malikler adına tapuya kayıt ve tesciline, 115 nolu parselin bilirkişi ek raporunda (B) harfiyle gösterilen 3.682,76 metrekarelik bölümünün ifrazen ada son parsel numarası verilerek hisseleri oranında ..., ..., ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, (D) harfiyle gösterilen 673.317,24 metrekarelik bölümünün Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 116 nolu parselin bilirkişi ek raporunda (A) harfiyle gösterilen 12.096,73 metrekarelik bölümünün ifrazen aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... ve müşterekleri adına tesciline, (C) harfi ile gösterilen 104.278,27 metrekarelik bölümününü aynı ada ve parsel numarasıyla miktar fazlası olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davacılar ve müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemenin 18.05.1989 tarih ve 1976/15 Esas, 1989/25 Karar sayılı önceki hükmü, davacılar ... ile ... vekiline tebliğ edildiği halde, adı geçenler tarafından temyiz edilmediğinden, davacılar ... ve ... ve mirasçıları yönünden kesinleşmiş olup, kesinleşen hususların temyizen incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığına ve son kararla aleyhlerine yeni bir hüküm de oluşturulmadığına göre, temyizde hukuki yararı bulunmayan davacılar ... ile ... mirasçıları ... ve arkadaşlarının temyiz inceleme isteminin REDDİNE,
2- Çekişmeli 125 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
3- Çekişmeli 127 ve 128 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacılar ... ve müştereklerinin dayandıkları vergi kaydının kapsamında kaldıkları kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen ziraatçi bilirkişi raporu ile, çekişmeli taşınmazların ‘Demirgirmez’ niteliğinde bulunduğunun belirlenmiş olması karşısında, bu taşınmazlar üzerinde, davacıların ekonomik amacına uygun zilyetliklerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Mahkemece, davanın reddi ile çekişmeli taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirmesinde hataya düşülerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
4- Çekişmeli 136, 113(A), 111(A) parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ... ve arkadaşları tarafından, Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.12.1953 tarih, 1953/231-917 Esas, Karar sayılı dava dosyasıyla hasımsız olarak açılan tezyidi dönüm davasında, dayanak tapu kayıt miktarı 2.757.907 metrekareye çıkartılmıştır. Davalı ... bu davada taraf olmadığından, sözü edilen mahkeme kararı ile davacının tapu kaydının yüzölçümünün artırılan miktarının davalı ... yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Öte yandan, davacıların dayandığı tapu kaydı, çekişmeli taşınmazlara komşu köyde bulunan 225,226 ve 227 parsel sayılı taşınmazlara revizyon görmüş olup, bu taşınmazların miktarları nazara alındığında, davacıların, lehlerine artırılan yüzölçümü miktarı ile birlikte edinebilecekleri norm miktarından fazla miktarda taşınmaz edindikleri anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, bu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA,
5- Çekişmeli 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 122, 123, 124, 126, 129 (A), 133, 134, 135 ve 136 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, 1963 tarihinde yapılan Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları neticesinde, davalı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının kapsadığı kabul edilen kısımlar ile davacıların norm miktarını aşan taşınmaz bölümleri yönünden davalı ... adına, geri kalan taşınmazların ise davacılar ... ve müştereklerinin dayandıkları vergi kaydı ve tapu kaydı kapsamında kaldığı, vergi kayıtlarının yüzölçümlerinin tapu kayıt miktarlarından fazla olması sebebiyle vergi kayıt miktarı kadar taşınmaz bölümü ile kalan kısımlar yönünden ise davacıların zilyetliği bulunması nedeniyle davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yörede 1963 tarihinde toprak tevzi komisyonunca çalışma yapıldığı ve 4753 sayılı Yasa gereğince Hazine adına oluşan tapu kayıtlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki Mahkemece, bu yönde araştırma yapılmamış, toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı ve tablendikatif listesi getirtilerek bunlara göre dava konusu taşınmazların durumu değerlendirilmemiş ve teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ile kadastro paftasını çakıştırır şekilde her iki paftayı bir arada gösterir denetime elverişli rapor alınmamıştır. Öte yandan, davacıların dayandıkları tapu ve vergi kayıtları, çekişmeli taşınmazların tamamına uygulanmaksızın karar verilmiş, davacıların toprak tevzi çalışmalarından ve aktarılan davaya konu davanın açıldığı tarihten (1963) önce taşınmaz bölümleri üzerinde kullanımlarının bulunup bulunmadığının kesin olarak belirlenmesi amacıyla, 1963 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları dosya arasına alınmak suretiyle, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden taşınmazların kullanım durumlarına ve niteliklerine ilişkin somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağı, tablendikatif listesi ile toprak tevzi çalışmasının yapıldığı 1963 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına getirtilmesinden sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat bilirkişisi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, davacı ... ve müştereklerinin dayandıkları tapu ve vergi kayıtlarına ilişkin olarak, hangi taşınmaz yönünden hangi kayda dayanıldığı belirlenerek yöntemine uygun şekilde kayıt uygulaması yapılmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan, toprak tevzii çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü ve zilyetliğin ne şekilde intikal ettiği hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmak suretiyle tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli ve beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek ve çakıştırma yapılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazların tevzi haritasındaki konumunu gösteren denetime açık krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazların önceki ve mevcut niteliklerini ve ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldıklarını açıklayan, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak, çekişmeli taşınmazların hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliğini ve kullanım şeklini açıklayan ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda davalı Hazinenin tapusunun taşınmazlara uyduğunun anlaşılması halinde, tapu kaydının oluşum tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde belirtilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı; davacıların dayandıkları tapu ve vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uyduğunun belirlenmesi halinde ise, miktar itibariyle daha büyük olan kayda değer verilmesi gerektiği düşünülmeli ve ayrıca kayıt kapsamı dışında kalan bölümler yönünden yukarıda açıklandığı gibi davacılar lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluşmadığı, norm miktar sınırlandırılması da göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
6- Çekişmeli 129 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kadastro hakiminin, infazı kabil ve doğru sicil oluşturmaya elverişli hüküm kurmakla yükümlü olduğu gibi, her bir davaya konu olan taşınmaz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermekle de yükümlü olduğu kuşkusuzdur. Somut olayda, aktarılan davanın konusu olan 129 parsel sayılı taşınmazın A) bölümü yönünden hüküm kurulduğu halde, (B) bölümü yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, aktarılan davanın konusu olmasına rağmen, 129 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümü yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.