Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4630
Karar No: 2020/1647

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/4630 Esas 2020/1647 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2019/4630 E.  ,  2020/1647 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı yanlar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1960 yılında yapılan tapulama çalışması sırasında çekişmeli, ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 661 parsel sayılı 1800,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle 15.01.1952 tarihli ve 406 numaralı tapu kaydına dayanılarak ... adına tespit ve tescil edilmiş, satış işlemleriyle davacı-karşı davalıya intikal etmiş; 2005 yılında yapılan uygulama kadastrosunda 157 ada 1 parsel sayısı ve 1823,38 m2 yüzölçümüyle yenilenmiştir. Tapu kaydında 09/11/1992 tarihli “orman sınırları içinde kaldığı bildirilmiştir” ve 04/04/2013 tarihli 3083 sayılı Kanuna göre toplulaştırma alanına alınmıştır” şerhleri bulunmaktadır.
    Davacı-karşı davalı vekili 16/04/2015 tarihli dava dilekçesiyle; dava konusu taşınmazın orman olmamasına rağmen orman sınırlarında kaldığına dair tapu kaydına şerh konulduğu, taşınmazın orman vasfında olmadığını ileri sürerek orman şerhinin kaldırılmasını istemiştir.
    Davalı ... Yönetimi vekili 17/06/2015 havale tarihli cevap ve karşı dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazın öncesinin orman olduğunu, kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını ve fiili durum itibari ile de kısmen orman olduğunu ileri sürerek orman niteliği ile tapuya tesciline, tapu kaydı üzerinde mevcut üçüncü kişi ya da kurumlar lehine mevcut tüm şerhlerin terkinine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece asıl davanın reddine, karşılık davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile eylemli orman vasfı ile Hazine adına tesciline, tapu kaydı üzerinde 3. kişi ya da kurumlar lehine olan takyidatların kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından vekalet ücreti yönünden, davacı -karşı davalı kişiler tarafından ise esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Asıl dava orman şerhinin silinmesi istemine, karşı dava ise tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan makiye ayırma işlemi, 1960 yılında arazi kadastrosu, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve 28.11.1991 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    1- Davacı – karşı davalı gerçek kişinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre makiye ayrıldığı, toprak tevzi komisyonunca dağıtım ve tescilinin yapıldığı, 1991 yılında ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasında da durumunun değişmediği, % 20-25 eğimli olduğu, meşe, ıhlamur ve kestane ağaçlarıyla kaplı bulunduğu, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı anlaşıldığına, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği Y.İ.B.B.K"nın 22.03.1996 gün 1993/5-1 sayılı ve HGK"nın YKD"nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile kabul edilmiş ve her ne kadar taşınmaz makiye ayırmadan sonra 4753 ve 5618 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tevzi edilmiş ise de, 4753 sayılı Kanunun 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmadığına, 6831 sayılı Kanunun 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağına, bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza (koruma) makisi yani orman sayılması gerektiğine, bu nitelikteki taşınmazların 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre makiye ayrılamayacağına, ayrılmış olsa bile yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılacağına, orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının ve H.G.K.nun YKD"nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararının uygulama yerinin bulunmadığı belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2- Davalı – karşı davacı ... Yönetiminin temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;
    19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanunun eklenen "kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhe açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunmaz" şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" hükmü uyarınca Orman Yönetiminin açtığı dava bakımından Orman Yönetimi lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı gerçek kişi tarafından Orman Yönetimine karşı açılan davanın reddine karar verildiği halde bu davada davalı konumunda bulunan ve kendisini vekille temsil ettiren Orman Yönetimi lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulması ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu nedenlerle hüküm fıkrasının birinci paragrafında yazan “davanın reddine” kelimesinden sonra gelmek üzere; “davalı ... Yönetimi kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.800,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ... Yönetimine ödenmesine" cümlesinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının REDDİNE, davalı-karşı davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi