4. Ceza Dairesi 2020/19293 E. , 2021/3718 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 129, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.100,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/1052 esas, 2018/476 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 04/06/2020 gün ve 2020/48948 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “1)Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmezden önceki haliyle de, anılan maddenin 253/1-a maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğunun anlaşılması karşısında, somut olayda sanık ve katılana soruşturma ve kovuşturma evresinde usûlüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik de nazara alınarak, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip, uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Mahkemesince, sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verildiğinden bahisle, üzerine atılı suçtan verilen cezaya ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/2700 esas, 2019/12780 karar sayılı ilâmında, "...sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK"nın 231/8. maddesine 28.06.2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesi eklenmiş ise de, daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin verilen kararın kesinleşme tarihleri itibariyle (20.05.2014) engel oluşturmaması karşısında; yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak, takdiri indirim uygulanan sanık hakkında, diğer koşullar değerlendirilmeden, daha önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden dolayı kanuni olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,..." şeklinde belirtildiği üzere, adlî sicil kaydına göre sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2014 tarihli ve 2013/818 esas, 2014/74 sayılı kararının 18/02/2014 tarihinde kesinleştiği, söz konusu kararın kesinleşme tarihi itibarıyla yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği cihetle, adlî sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olacak şekilde başkaca kayıt bulunmayan, takdiri indirim de uygulanan sanık hakkında, diğer koşullar değerlendirilmeden, evvelce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden bahisle, kanunî olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Bir nolu isteme yönelik incelemede;
(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. Hırsızlık (madde 141),
6. Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar." şeklinde hükme yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit ve TCK"nın 125/1 maddesinde düzenlenen hakaret suçlarından kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararının verildiği,suç tarihi itibariyle her iki suçun da uzlaşma kapsamında olduğu, tehdit suçundan verilen kararın istinaf yasa yoluna tabi olduğu, hakaret suçundan verilen kararın ise kesin nitelikte olduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında uzlaştırma işlemi yapılmadığının anlaşılması karşısında, hakaret suçundan 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinde öngörülen yönteme uygun biçimde sanık ... ve katılan Alaatin Baykul arasında uzlaştırma işlemi yapılmadan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
İki nolu isteme yönelik incelemede;
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
1) Suça ilişkin olarak;
a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b- Suçun Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2 )Sanığa ilişkin olarak;
a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c- Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d- Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
e- Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve on sekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme, suç tarihinin 28/06/2014 ve sonrası olması ile adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde uygulanabilecektir.
İnceleme konusu somut olayda, sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilamdaki suç hırsızlık suçu olup, 26/02/2014 tarihinde kesinleştiği, incelemeye konu suç tarihinin de 30/07/2017 olması ve adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra denetim süresi içinde inceleme konusu kasıtlı suçun işlendiğinin anlaşılması karşısında; yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinden istem konusu İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/1052 esas, 2018/476 sayılı kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- İki nolu isteme yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Bir nolu isteme ilişkin olarak, sanık ... hakkında, İzmir 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2018 tarih, 2017/1052 esas, 2018/476 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3- CMK’nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 09/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.