12. Ceza Dairesi 2019/4840 E. , 2020/3058 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/1, 89/2-b, 62, 51, 51/3. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;
1-Katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.03.2019 gün, 2016/13-1281-2019/216 sayılı ve benzer nitelikteki birçok kararında vurgulandığı üzere; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak merci ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunludur. Bunlardan bir veya birkaçının eksik ya da hatalı gösterilmesi CMK"nın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedenini oluşturmaktadır. Bu bildirimlerdeki temel amaç, kanun yollarına başvuru hak ve yetkisi bulunanların, başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması ve bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya yanılgılı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
İncelenen dosyada; katılan vekilinin yüzüne karşı verilen hükmün, UYAP üzerinden yapılan incelemede katılan vekili tarafından CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 27.02.2019 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmış ise de; hükmün yasa yolu kısmında temyiz süresinin tefhimden itibaren ""15 gün"" olarak belirtilmesi sebebiyle katılan vekilinin bu yanılgılı bildirimden kaynaklı olarak temyiz hakkını süresinde kullanmasının engellendiği ve katılan vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dosyada mevcut vekaletname içeriğine göre, davadan feragat ve vazgeçme yetkisi olan katılan vekilinin, temyiz isteminde bulunduktan sonra, 01.11.2019 havale tarihli dilekçesi ile katılan adına şikayetten vazgeçtiklerini belirtmiş olması karşısında, CMK"nın 243. maddesi gereğince katılmanın hükümsüz kaldığı anlaşıldığından, hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmayan katılan vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE;
2-Sanık müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçu TCK"nın 89. maddesinde hükme bağlanmış olup aynı maddenin 5. fıkrası gereğince 1. fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç takibinin şikayete tabi olduğu, vekaletnamesinde davadan feragat ve vazgeçme yetkisi bulunan katılan vekilinin hükümden sonra temyiz aşamasında 01.11.2019 havale tarihli dilekçe ile şikayetten vazgeçtiklerini belirttiği, sanık müdafinin temyiz dilekçesi içeriğinden şikayetten vazgeçmenin kabul edildiğinin tespit edildiği, dosya içeriği itibariyle de CMK"nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartların bulunmadığı anlaşılmakla; hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki davanın TCK"nın 73/4. ve CMK"nın 223. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE; 04.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.