11. Hukuk Dairesi 2017/5091 E. , 2019/4706 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22/06/2017 tarih ve 2014/333-2017/561 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 18/06/2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..., asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... vekili Av. ..., davalı ...mirasçısı asil ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada davalı banka personeli ve aynı şubenin mudileri olan davalıların mevzuata aykırı işlemleri nedeniyle müvekkilini zarara uğrattıklarını ileri sürerek, tazminat talebinde bulunmuş, birleşen davada ise davalıya kullandırıldığı iddia edilen krediler nedeniyle ödenmeyen borcun tahsilini talep etmiştir.
Asıl davada davalılar , birleşen davada ise davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davacı banka tarafından banka personeli ...ve... ile mudiler ..., ..., ... hakkında usulsüz işlemleri sonucu davacı bankayı zarara uğrattıkları iddiası ile dava açılmış ise de, teftiş raporuna esas teşkil eden belge asıllarının davacı tarafından sunulmadığı, davaya konu belgelerde imza bulunmadığı, müfettişler tarafından yapılan tespitlere esas belgelerin yerinde yapılan incelemede ve dosya kapsamında bulunmadığı, belgeler ibraz edilemediğinden iddiaların ispatlanamadığı, bilirkişi heyeti tarafından yerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim olunan 18/02/2016 tarihli 5.ek raporda soruşturma raporuna konu ve davaya esas işlemler tek tek belirlenmiş olup, bu kapsamda yapılan değerlendirmenin dosya kapsamına uygun olduğu, davalıların iddia edilen işlemleri yaptıkları ve sorumlu oldukları ispatlanamadığından asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl dava, davacı bankanın şube personeli ve aynı şubenin mudileri olan davalılar aleyhine açılan tazminat, birleşen dava ise kredi alacağının tahsili için açılan alacak davasıdır.
Mahkemece verilen ilk karar Dairemizin 2009/3225 Esas - 2009/7094 Karar sayılı ilamı ile dava dilekçesi ve davanın dayanağı soruşturma raporundaki iddialar tek tek ele alınarak banka kayıtları üzerinde ayrıntılı inceleme yapılarak ve davacı vekilinin raporlara yaptığı ciddi itirazlarda karşılanmak suretiyle rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacı yararına bozulmuştur.
Dairemiz bozma ilamına uyulması üzerine bilirkişi heyetinden, biri kök rapor olmak üzere altı tane rapor alınmış; dosyaya sunulan kök ve birinci ek raporda soruşturma raporu esas alınmak suretiyle alacak tespiti yapılmış, ikinci ve üçüncü raporda belge asıllarının sunulmadığı, davacının zararının ispatlanamadığı belirtilmiş, son ek raporda ise yerinde yapılan incelemede tek tek işlemlerin incelendiği ancak sunulan bilgi ve belgeler tahtında davacı bankanın zararının ispat edilemediği belirtilmiştir. Davacı vekili son ek rapora, müfettişlerce aylar süren çalışmalar sonucunda ancak incelenebilen çok sayıdaki evrakın, bilirkişi heyetinde yer alan ...tarafından bir gün içerisinde incelenmesinin mümkün olmadığı, anılan bilirkişinin daha önceden müvekkili banka bünyesinde çalıştığı ve kendisi aleyhine banka alacağının tahsili için takip başlatılması üzerine müvekkili aleyhine rapor düzenlediğinden bahisle itiraz edilmiştir.
Buna göre mahkemece, iddia ve savunma kapsamında sunulan delillerin kapsamı da nazara alınarak, yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulması, heyete yerinde inceleme yetkisi verilmesi ve sunulacak rapor ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile asıl davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, kredi alacağının tahsili istemine ilişkin birleşen davada, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, davanın reddine ilişkin bir gerekçeye yer verilmemesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya, 20/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.