Esas No: 2022/9319
Karar No: 2022/10161
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9319 Esas 2022/10161 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/9319 E. , 2022/10161 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın davalı işveren bünyesinde ... makinası operatörü olarak çalıştığını, davalı işveren tarafından ... sözleşmesinin hiçbir bildirim yapılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu formunda istifa gösterilmek suretiyle sona erdirildiğini, yıllık izin kullandırılmadığını ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile maddi tazminat, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesini haksız ve bildirimsiz feshettiğini, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını, herhangi bir alacağının bulunmadığını, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.04.2019 tarihli ve 2017/505 Esas, 2019/178 Karar sayılı kararı ile ... sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın sonlandırıldığı ve davacının ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğu, maddi tazminat talebinin ise yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 04.....2021 tarihli ve 2019/2130 Esas, 2021/1307 Karar sayılı kararı ile davalının ıslaha karşı zamanaşımı def'i olmadığından mahkeme kabulünün yerinde olduğu, davacı tanıkları ve bir kısım davalı tanıklarının beyanından davacının ... makinesi operatörü olarak haftanın yedi günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı, fazla çalışma yapıldığı ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının tanık delili ile kanıtlanması nedeniyle hakkaniyet indirimi uygulandığı, davacının alınan açıklama beyanı doğrultusunda 18.000,00 TL ödemenin fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edildiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 05.10.2021 tarihli ve 2021/9529 Esas, 2021/13581 Karar sayılı ilâmı ile;
"...
Somut olayda, davacı davalıya ait işyerinde fazla mesai yaptığını, ancak yasal karşılıklarının ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise fazla çalışmalarının karşılığının ödendiğini savunmuştur.
Mahkemece, hesaplanan fazla mesai alacak tutarı üzerinden, davalı tarafından ödenen 18.000,00 TL'nin düşüldükten sonra takdiri indirim uygulanması suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak hesaplanan fazla mesai alacağına takdiri indirimin uygulanıp, hak edilen, karineye dayalı makul indirim sonucu bulunan miktardan 18.000,00 TL ödemenin mahsubu gerekirken, önce mahsup işlemi uygulanıp daha sonra takdiri indirim uygulanarak sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır. Buna göre, belirlenen fazla mesai miktarından önce takdiri indirim, sonra mahsup işlemi yapılması gerekirken, yazılı şekilde fazla mesai alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ... " gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda hesaplama yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı Tarafın Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bozulan fazla çalışma ücret alacağı dışındaki kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık ücretli izin, ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları hakkında bozma kapsamı dışında bırakılmakla müvekkili lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu; ancak İlk Derece Mahkemesinin hüküm kısmında bu alacakları bozma öncesindeki gibi göstermesi gerektiğini ve yargılama gideri ile vekâlet ücretinin de bu alacak kalemleri toplamı üzerinden verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Tarafın Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesinin hem kısa kararda, hem de gerekçeli kararda fazla çalışma ücret alacağını 37.730,14 TL olarak hüküm altına aldığını; ancak olması gereken alacak miktarının 31.730,14 TL olduğunu, zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının yedi gün çalışması olmadığı hâlde yedi gün çalışmaya göre hesaplama yapıldığını, ara dinlenme sürelerinin düşülmediğini, indirimin çok düşük tutulduğunu, yıllık ücretli izin konusunda davacının isticvap edilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücretinin doğru şekilde hesaplanıp hesaplanmadığı, İlk Derece Mahkemesi hükmünün usul ve kanuna uygun şekilde ve çelişkisiz kurulup kurulmadığı ve bozma ile oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine uyulup uyulmadığı ve hüküm altına alınması gereken vekâlet ücreti konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi.
2. Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/1641 Esas, 2022/5365 Karar sayılı kararında, Yargıtayın bozma kararından sonra yapılan yargılama sonucunda verilecek kararlarda bozma konusu yapılmasa da her bir taleple ilgili olarak yeniden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği yönündeki yerleşik ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
"...
6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10/10/2012 tarihli ve 2012/9-851 Esas, 2012/705 Karar sayılı kararında özetle, Yargıtay bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda verilecek kararlarda, bozma konusu yapılmasa da her bir taleple ilgili olarak yeniden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. ..."
3. Dairemizin kararında Mahkemenin gerekçe ve hükmünün çelişmesi durumunda salt bu sebebin bozmayı gerektirdiği yönündeki yerleşik ilkesi şu şekilde belirtilmiştir:
"...
1. Yukarıda belirtilen ilgili hukuk uyarınca bir mahkeme kararında; tarafların iddia ve savunmalarının özetlerinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
2. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
3. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
4. Gerekçe hüküm çelişkisi, 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararına aykırı olup salt bu aykırılık bozma sebebidir. ..."
4. Dairemizin 29.....2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke şu şekilde vurgulanmıştır:
" ...
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). ..."
3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, "…Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret, ... ücreti talepleri hakkında Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği için karar verilmesine yer olmadığına, ...” şeklinde karar verilmesi, kararın ilgili hukuk kısmının (2) numaralı paragrafında açıklandığı üzere 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine ve Yargıtayın yerleşik ilkelerine aykırıdır. Dolayısıyla mahkeme tarafından bozmadan sonra verilecek kararda bozma kapsamı dışında kalsın ya da kalmasın her bir taleple ilgili olarak 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesine uygun şekilde yeniden hüküm kurulmalıdır.
2. Mahkemece karar gerekçesinde 31.730,14 TL fazla çalışma alacağının bulunduğunun tespit edildiğini belirtmesine karşın, 37.730,14 TL fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Mahkemece gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması, yukarıda ilgili hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında açıklandığı üzerine hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Diğer yandan, davada maddi tazminat da talep edilmiş olup İlk Derece Mahkemesi tarafından Daire bozması sonrasında bu talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. İlk Derece Mahkemesince, kararın ilgili hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında belirtildiği üzerine usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek bozma kararı sonrasında talebin reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de hatalı olup bir başka bozma sebebidir.
4. Bozmadan sonra yeniden kurulacak hükümde vekâlet ücreti, yargılama gideri ve harcın değişeceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.