Esas No: 2022/9772
Karar No: 2022/10129
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/9772 Esas 2022/10129 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalılar arasında görülen alacak davasında, davacı taraf kanuni süresi içerisinde temyiz talebinde bulunmayınca, davalıların temyiz talebi dikkate alındı ancak katılma yoluyla temyiz dilekçesi kanuni süresinden sonra verildiği için reddedildi. Dosyadaki yazılara göre, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları hatalı olsa da, kararın sonucu doğru olduğundan bütün temyiz itirazları reddedilerek kararın onanmasına karar verildi. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432 ve 433. maddelerine atıfta bulunulduğu belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, davalı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Temyizi Yönünden
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında göre bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kabahatler Kanunu (5236 sayılı kanun) ile yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 433 üncü maddesinin ikinci fıkrası; "Karşı taraf, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebilir. Cevap veren, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunabilir." hükmünü içermekte olup anılan hüküm uyarınca bir taraf süresinde temyiz isteğinde bulunmamış olsa bile, karşı tarafın temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde karşı temyiz isteğinde bulunabilir.
Somut olayda, davacı taraf gerekçeli kararın tebliği sonrası kanuni süresi içerisinde temyiz talebinde bulunmamış, davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin 11.....2022 tarihinde tebliği üzerine 27.....2022 tarihli dilekçesinde katılma yolu ile temyiz talebinde bulunmuştur. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde katılma yoluyla temyiz dilekçesinin kanuni 10 günlük süresinden sonra verildiği anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 432 ve 433 üncü maddeleri gereğince davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Davalılar Temyizi Yönünden
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle Mahkemece organik bağ ve birlikte istihdam nedeniyle dava konusu alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi gerekirken asıl işveren-alt işveren ilişkisi nedeniyle davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi hatalı ise de kararın sonucu itibarıyla doğru olduğunun anlaşılmasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalılara yükletilmesine, 21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.