Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/22122
Karar No: 2013/1056

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/22122 Esas 2013/1056 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/22122 E.  ,  2013/1056 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ... hakkında davanın reddine, diğer davalılar hakkında davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmü, davacı Kurum ile davalılar ... Müh. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. avukatları ve ...Elk. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerinin temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını isteyen ...Müh. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi hükmü uyarınca, duruşma için gerekli tebligat giderlerini vermediği anlaşıldığından, duruşma isteğinin bu nedenle reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
    1-)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 388. maddesinin 2. fıkrasında, (HMK. 297. madde) kararda tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin gösterilmesinin gerektiği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, anılan yasal düzenlemenin amir hükmü gözetilerek, karar başlığında davalı ... Müh. Hiz. Tic. Ltd. Şti. avukatının adının yazılması gerekir.
    2-)Borçlar Kanunu"nun, ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet başlıklı 53. maddesine (6098 sayılı Kanunun 74. maddesi) göre, “Hakim, kusur olup olmadığına ... karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyla bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” Bu hükümden çıkan genel sonuç, hukuk hakiminin genelde ceza mahkemesinden verilen “hükümlülük” kararı ile bağlı olmasıdır. Şüphe yoktur ki, bu kararın “kesin nitelikte” bir karar olması gerekir. Bu durumda halledilmesi gereken sorun, bağlılığın kapsamının ne olması gerekeceğidir. Başka bir anlatımla, ceza mahkemesinin kesinleşen hükümlülük kararında, öncelikle maddi olguların saptanması, bu olgulara bağlı olarak suç teşkil eden bir fiilin yada kusurlu hareketin var olup olmadığı, varsa kusurun derecesi ve bunun sonucunda doğan zarar miktarının ne olduğu söz konusudur. Saptanacak maddi olgulara göre ceza mahkemesince kusurun varlığı kabul edildiğinde “bu kusurun” suç teşkil edip etmeyeceğinin taktirinin, Ceza Hukukunun mesuliyete ilişkin esas ve ilkeleriyle yapılabileceği ortadadır.
    Diğer taraftan, saptanacak her kusurlu hareketin hukuki yönden sorumluluk gerektirdiği de söylenemez. Giderek, Ceza Hukuku yönünden suç teşkil etmeyen “kusur” halinin, genel anlamda Medeni Hukuk yönünden sorumluluğu gerektirebileceği de açıktır. Bu nedenle hukuk hakiminin “...kusur mevcut olup olmadığına ...” karar verebilmesi için ceza hükmü ile bağlı olmayacağı ilkesinin sebebi ortadadır. Bu ilkenin tabii sonucu olarak da, kusur derecesinin takdiri ve bundan doğacak “... zarar miktarının tayini...” hususlarında da hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmayacağı ilkesinin nedeni yasada kabul edildiği şekilde açıktır.
    Ne var ki, ceza mahkemesi kendine has usuli kurallar nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, ceza mahkemesinde saptanacak maddi olayın yargısal bir kararla saptanmış olması gerçeğinin hukuk hakimini de bağlaması gerekir. Bu hal, Kamunun yargıya olan güveninin korunmasının bir gereği olduğu gibi, söz konusu Borçlar Kanununun 53. maddesinde öngörülen kuralında doğal bir sonucudur. Nitekim bu husus Yargıtayın yerleşmiş ve kökleşmiş görüşleri ile de kabul edilmiş bulunmaktadır. Şu halde, hukuk hakimi ceza mahkemesince saptanan maddi olaylarla bağlı olup orada belirlenen kusur oranlarıyla bağlı değildir.
    Bu çerçevede; hukuk hakiminin, kesinleşmiş ceza kararına konu maddi olgularla bağlı olup, ceza yargılaması sürecinde belirlenen kusur oranlarıyla bağlı olmadığı gözetilerek, ceza yargılamasının akıbeti araştırılıp, bu yargılamada hukuk hakimi yönünden bağlayıcı hal almış bulunan maddi olguların tespiti ile, bu bağlamda, ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum olan/olanlara, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi tarafından yapılacak değerlendirmede az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekir.
    3-) Hak sahipleri tarafından açılan tazminat davası temyiz incelemesi aşamasında olup, kesinleşmediği gibi, 506 sayılı Kanunun 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya haksahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, davacı Kurum o davada taraf olmaması nedeniyle eldeki davada bağlayıcı nitelikte bulunmayıp, anılan madde çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir.
    Mahkemenin, davaya konu işkazasına ilişkin tüm delil ve belgeleri toplayarak maddi vakıayı kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirleyip, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, kusur oran ve aidiyeti konusunda (1 numaralı bozma nedeninin de gözetildiği) rapor alındıktan sonra yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
    Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum ile davalılar ... Müh. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ...Elk. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ... Müh. Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... Elk. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti."ne iadesine, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi