11. Hukuk Dairesi 2017/5123 E. , 2019/4704 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/01/2017 tarih ve 2014/978 E 2017/19 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 04/10/2017 tarih ve 2017/620-2017/620 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.06.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesine 2007 yılı başında vadeli olarak 106.000,00 TL para yatırdığını, müvekkilinin hakkındaki Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki bir yargılamadan dolayı bu hesaba para çekilmemesi için tedbir konulduğunu, müvekkilinin bu yargılamadan beraat ettiğini, 12/06/2013 tarihinde ihtiyati tedbirin kaldırıldığını, davalı bankanın hukuki gerekçe olmaksızın tedbir süresi olan 6 yıl 4 ay süre içerisinde parayı işletemediği gerekçesini öne sürerek sözkonusu parayı nemalandırmadığını, daha sonra ihtirazi kayıt ile parayı aldıklarını, faizin ödenmesi ile ilgili Bolu 6. Noterliğinden ihtarname gönderdiklerini, bu ihtarnameye karşılık olarak davalının Ankara 38. Noterliğinden cevabi ihtarname geldiğini, bu ihtarnamede ihtiyati tedbir süresi boyunca hesaba faiz işletilemediği belirtilerek yine bir hukuki gerekçe ile izah edilmediğini, hukuki hiçbir gerekçe yokken tedbir nedeniyle nemalandırmamasının izahı olmadığını, davalının müvekkilini maddi kayba uğrattığını, alacak miktarının tam olarak tespit edildiğinde artırılmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL"nin tedbirin kaldırıldığı tarih olan 12/06/2013 tarihinden itibaren en yüksek banka faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 151.073,15 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasını 01/06/2005 tarihli Suç Yönetmeliğinin 12. Maddesine dayandırdığını ancak yönetmeliğin incelenmesi halinde bahsi geçen hükmün adli birimlerce "emanete alınan" paralara ilişkin olduğunu ve bu paraların adli emanetten bankaya aktarılması, açılacak banka hesabının Cumhuriyet Başsavcılığı Adalet Emanet Dairesi adına ve faiz getirecek bir hesap olması hususlarını düzenlediğini, banka hesabında bulunan paralara bir düzenleme yapılmadığı gibi madde hükmünde mevduatın bulunduğu bankaya bir görev verilmediğini, bu nedenle bu yönetmeliğin ve hükmün bu davaya uygulanmasının mümkün olmadığını, banka nezdinde açılacak hesaplara ilişkin müvekkili bankanın tasarruf yetkisinin olmadığını, bu hesaplarda bulunan mevduata ilişkin tüm işlemlerin sözleşmeler nemalandıracak bir yol izlemesi kabul edilse bile, müvekkilinin bu mevduatı ne kadar süre ile ve nasıl nemalandıracağının da belirlenebilir olmadığını, örneğin en yüksek faizin elde edilmesi için 1 yıl vadeli hesaba aktarılması halinde mahkemece verilen tedbir kararının bir ay içinde kalkması durumunda davalının zarar edeceğini, bu nedenlerle belirsiz bir duruma karşı nemalandırmanın mümkün olmadığını, mahkemece tedbir kararı verilmiş bir mevduata ilişkin bankanın tasarrufta bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından, davacının davalı bankada açtırdığı vadeli hesaba ceza mahkemesince 14/02/2007 tarihinde paranın çekilememesi yönünde tedbir kararı verildikten sonra davalı bankanın söz konusu mevduatı vadesiz hesaba çevirerek nemalandırmadan beklettiği, ceza mahkemesince verilen beraat kararı ile 12/06/2013 tarihinde mevduat üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılması üzerine davacının ihtirazi kayıtla parasını bankadan aldığı, davalı bankanın mevduata faiz işletmemesinin bankacılık mevzuatı uygulaması ve genel hukuk ilkelerine aykırı olduğu, davalı bankanın nemalandırma işlemini sonlandırdığı tarihten paranın çekildiği tarihe kadarki döneme ilişkin faiz bedelinden sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 151.073,15 TL"nin 10/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı banka vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davalı bankanın el koymanın işleminden sonra 31 gün vadeli hesaptaki parayı en son 07/03/2007 tarihinde o tarihe kadar işleyen faiz tahakkukları ile birlikte vadesiz hesaba aktararak 12/06/2013 tarihine kadar parayı faiz tahakkuku yapılmadan beklettiği için davacının faiz kaybından kaynaklanan zararının oluştuğu, tedbir yazısı geldikten sonra bir aylık faizi işleten davalı bankanın Suç Eşyası Yönetmeliği’ne göre ilgili adli makamdan yasal emir gelinceye kadar hesabı tedbir yazısı geldiği andaki son hali ile işleme tabi tutarak işlemiş faizlerle birlikte tedbiri infaz etmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1)-b.1-3 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı banka vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı banka vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 7.739,81 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına, 20/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.