Esas No: 1970/50
Karar No: 1971/31
Karar Tarihi: 16/03/1971
AYM 1970/50 Esas 1971/31 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas Sayısı:1970/50
Karar Sayısı:1971/31
Resmi Gazete tarih/sayı:16.6.1971/13867
İtiraz yoluna başvuran : 57. Er Eğitim Tümen Komutanlığı Askerî Mahkemesi - MANİSA.
İtirazın konusu : 1/8/1970 günlü, 13566 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan "21/6/1927 tarih ve 1111 sayılı Askerlik Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi ve bu kanuna bazı geçici maddeler eklenmesi" hakkındaki 27/7/1970 günlü, 1315 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 1111 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddedeki "Bu madde uyarınca askerlik hizmetleri süresince Millî Eğitim Bakanlığınca gösterilen köy ilkokullarında veya Millî Savunma Bakanlığınca gösterilen Silâhlı Kuvvetler o-kullarında öğretmenlik yapmakla yükümlü kılman ilk öğretmen okulu mezunu ilkokul öğretmenlerinin firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabi olmaya devam edeceklerine" ilişkin hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu Askerî Mahkeme Savcılığınca ileri sürülmüş ve hüküm mahkemece de Anayasa"nın 32. ve 138. maddelerine aykırı görüldüğünden Türkiye Cumhuriyeti Anayasa"sının 151. maddesine dayanılarak Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
I- Olay :
1315 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yürürlükten kaldırılan 18/7/1963 günlü, 251 sayılı Kanun uyarınca 5. Piyade Er Eğitim Tugayında dört ay askerlik ettikten sonra Gördes"in Boyalı Köyü okulunda er öğretmen olarak görevlendirilen sanığın firar suçundan Askeri Ceza Kanununun 66/1-A. maddesi gereğince cezalandırılması 57. Er Eğitim Tümen Komutanlığı Askeri Mahkemesi Askeri Savcılığının 22/5/1970 günlü, 1970/542-289 sayılı iddianamesiyle istenmiş ve Askerî Mahkemenin 1970/350 esas sayısını alan dâvanın 14/8/1970 günlü duruşmasında askeri savcının 1111 sayılı Kanuna 1315 sayılı Kanunla eklenen geçici 6. madde hükümlerine bağlı ilkokul öğretmenlerinin firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askeri Yargılama Usulü Kanunlarına tabi olmaya devam edeceklerine ilişkin olup söz konusu geçici 6. maddede yer alan hükmün Anayasa"ya aykırı olduğunu ileri sürmesi üzerine mahkemece de hüküm Anayasa"nın 32. ve 138. maddelerine aykırı görülerek 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca konu ile ilgili belge örneklerinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine ve duruşmanın geri bırakılmasına karar verilmiştir.
III- Yasa metinleri :
l- İtiraz konusu hüküm :
27/7/1970 günlü, 1315 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 1111 sayılı Kanuna eklenen ve itiraz konusu hükmü de kapsayan geçici 6. madde (1/8/1970 günlü 13566 sayılı Resmî Gazete"de çıkan metne göre) şöyledir :
"Geçici Madde 6- 1975 yılı sonuna kadar son yoklamalarda askerliklerine karar verilenlerden ilk öğretmen okulu mezunu olup Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında ilkokul öğretmeni olarak çalışanlar Millî Eğitim Bakanlığı emrine verilirler. Ancak bunlardan lüzumu kadarı Silâhlı Kuvvetler okuma-yazma okullarında öğretmenlik yapmak üzere görevlendirilir. Bunların askerlik şubelerince şevklerinden itibaren gerek köy ilkokullarından ve gerekse Silâhlı Kuvvetler okuma-yazma okullarında öğretmen olarak çalışacakları süre içinde memuriyetleri ile ilişkileri kesilmez. Maaş ve özlük haklarım kendi statüleri içinde Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden almaya devam ederler. Millî Eğitim Bakanlığından maaşlarını almaya devam ettikleri bu sürece resmî elbise giyemezler ve iaşe edilmezler. Bu öğretmenler askerlik hizmetleri süresince Millî Eğitim Bakanlığınca gösterilen köy ilkokullarında veya Millî Savunma Bakanlığınca gösterilen Silâhlı Kuvvetler okuma-yazma okullarında öğretmenlik yapmaya mecburdurlar. Öğretmenlik yapmak istemiyenler ile öğretmen hizmetleri sırasında usulüne göre öğretmenlik mesleği ile ilişkileri kesilenler geri kalan hizmetlerini er olarak tamamlamak üzere kıtalara sevk edilirler. Bunların maaşları kesilir. Millî Eğitim Bakanlığı emrine verilenler ve Silâhlı Kuvvetler okuma-yazma okullarında vazife gören öğretmenler firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabi olmaya devam ederler. Silâhlı Kuvvetler okuma-yazma okullarında vazife gören öğretmenler hakkında Türk Silâhlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunundaki Silâhlı Kuvvetlerde çalışan sivil personele ait hükümler uygulanır."
2- Dayanak olarak ileri sürülen Anayasa maddeleri :
Mahkemenin, itiraz konusu hükmün Anayasa"ya aykırı olduğu yolundaki görüşünü desteklemek üzere ileri sürdüğü Anayasa"nın 32. ve 138. maddeleri ve konuyu ilgilendiren 60. madde aşağıdadır :
"Madde 32- Hiç kimse, tabiî hâkiminden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi tabiî hâkiminden başka bir merci önüne çıkarına sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz."
"Madde 138- Askerî Yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin askerî olan suçlarıyla, bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait dâvalara bakmakla görevlidirler.
Askeri mahkemeler, asker olmayan kişileri, ancak özel kanunda belirtilen askerî suçlarından dolayı yargılarlar.
Askerî mahkemelerin, savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili olduğu kanunla gösterilir.
Askerî mahkemelerde üyelerin çoğunluğunun hâkimlik niteliğine sahip olması şarttır.
Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetinin gereklerine göre özel kanunla düzenlenir."
"Madde 60- Yurt savunmasına katılma, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu ödev ve askerlik yükümü kanunla düzenlenir."
IV- İlk inceleme:
Anayasa Mahkemesi içtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 26/11/1970 gününde Lûtfi Ömerbaş, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Avni Givda, Nuri Ülgenalp, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Recaî Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Kani Vrana, Muhittin Gürün, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu"nun katılmalariyle yapılan ilk inceleme toplantısında dosyanın eksiği bulunmadığı anlaşılmış ve itirazın kapsamı üzerinde durulmuştur.
Anayasanın 151. maddesine göre bir mahkeme ancak bakmakta olduğu dâvada uygulanacak bir kanun hükmünü Anayasaya uygunluk denetimi için Anayasa Mahkemesine getirebilir. Bu hükmün bir benzeri de 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 27. maddesinde vardır.
1315 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 1111 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddede firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunları hükümlerine tabi olmaya devam edecekleri belirlenen öğretmenler iki kümede toplanmaktadır. Bunlardan birincisi Milli Eğitim Bakanlığı emrine verilenler, ikincisi Silâhlı Kuvvetler okuma - yazma okullarında vazife görenlerdir. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin elindeki dâvada firar suçunun sanığı Silâhlı Kuvvetler okuma -yazma okullarında görevli değil, Millî Eğitim Bakanlığı emrine verilmiş bir öğretmendir. Öyle olunca da mahkemenin itiraz konusu hükmü "Silahlı Kuvvetler okuma-yazma okullarında vazife gören öğretmenler" yönünden Anayasa Mahkemesine getirmeğe yetkisi yoktur.
Bu nedenle işin esasının, söz konusu geçici 6. maddenin mahkemenin uygulama durumunda bulunduğu (Millî Eğitim Bakanlığı emrine verilenler ............ firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabi olmağa devam ederler.) hükmü ile sınırlı olarak incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- Esasın incelenmesi:
İtirazın esasına ilişkin rapor, 57. Er Eğitim Tümen Komutanlığı Askerî Mahkemesinin 18/8/1970 günlü 1970/1208-350 sayılı yazısına bağlı gerekçeli karar ve ekleri, Anayasaya aykırılığı ileri sürülen hüküm, (sınırlama kararı çerçevesi içinde), Anayasaya aykırılık görüşüne dayanaklık eden Anayasa maddeleri; bunlarla ilgili gerekçeler ve başka yasama belgeleri, konu ile ilişkisi bulunan öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
"Yurt savunması" ve "askerlik" kavranılan bugün 1111 sayılı Askerlik Kanununun çıkarıldığı 1927 yılına ve hattâ Türk Silahlı Kuvvetleri iç Hizmet Kanununun kabul edildiği 4/1/1961 gününe göre değişmiş ve gelişmiş bulunmaktadır. Yeni savaş usul, araç ve gereçlerinin daha düşük oranda fakat daha ileri nitelikte insan gücünü ve Silahlı Kuvvetlere katılacaklarda ortalama bilgi seviyesinin yüksek tutulmasını gerektirmesini; nüfusun artması ve her yıl askerlik çağma giren yurttaş sayısının çoğalarak ihtiyacın üstüne çıkması; askerlik yükümünü yerine getirecek büyük kitlelerin gerek Devletçe bakılıp beslenmesinin gerekse bunların iş ve çalışma alanlarından uzak kalmalarının ülke ekonomisi üzerindeki etkileri, iktisadî darlıkların yurt savunmasında da güçlüklere yol açabilmesi gibi çeşitli sorunlar Kanun Koyucuyu bu konuda yeni düzenlemelere gitmek zorunda bırakmıştır.
27/7/1970 günlü, 1315 sayılı Kanun hükümleri bu düzenlemelerden birini oluşturmaktadır. 1111 sayılı Askerlik Kanununun 1315 sayılı Kanunla değişik 10. maddesinin getirdiği askerlik yükümüne tabi tutulma esaslarına göre her celp yılından önce o yıl silâh altında bulundurulacak er ve erbaş sayısı Genelkurmay Başkanının teklifi üzerine Millî Savunma Bakanlığınca saptanacak; o yıl askere alınacaklar saptanan sayıdan fazla ise Silâhlı Kuvvetlerde ihtiyaç duyulan miktar kadar yükümlü, kura çekilmek yoliyle asker edilecek; barışta ihtiyaç fazlalarının askerlik yükümü yurt savunması ve kalkınması ile ilgili konularda yetiştirilme veya görevlendirme veya yurt savunmasına ve kalkınmasına katkıda bulunma ödevlerinden biri veya bir kaçı olarak ayrı kanunla düzenlenecek, bunların savaşta görevlendirilme esasları da aynı kanunda belirtilecektir.
1111 sayılı Kanuna yine 1315 sayılı Kanunla eklenen geçici 8. maddeye göre ise yukarıda sözü geçen kanuna ilişkin tasarının 1315 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 1/8/1970 den başlayarak bir yıl içinde Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine yollanması gerekmektedir. 27/7/1970 günlü, 1316 sayılı Kanun da yeni ihtiyaç ve görüşlere göre 6/6/1927 günlü, 1076 sayılı Yedeksubaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanununa bir takım değişiklikler getirmiştir.
"Askerlik" kavramına 1315 sayılı Kanunun getirdiği değişikliklerle kazandırılan yeni anlam ve kapsam karşısında artık bu kavramı yurt savunmasının çeşitli yönleri ele alınmadan yalnızca 211 sayılı Kanunun askerliği "Türk Vatanını, istiklâl ve Cumhuriyetini Korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak yükümü" olarak tanımlayan 2. maddesinin dar çerçevesi içinde değerlendirmeğe olanak yoktur. Askerlik yükümünün baş ereğinin 211 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirlendiği gibi olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte gerektiğinde yükümün yurt savunması bakımından bununla eşdeğerde alanlara aktarılması düşünülebilmelidir. Konuyu açıklığa kavuşturmak için şu noktanın da belirlenmesinde yarar vardır : Kanunla konulmuş bir hizmet yükümünün askerlik sayılıp sayılamıyacağını saptamak üzere yapılacak bir yorumlamada yalnızca hizmet sırasında harp sanatının öğretilip öğretilmediği, resmî elbise giyilip giyilmediği yahut yükümlünün Devletçe bakılıp bakılmadığı gibi ölçülerle yetinilmesi yeterli değildir. Burada asıl önemli olan kanun koyucunun yükümlü ne erekle koyduğu ve nasıl niteliğidir. Anayasada yurt savunmasına katılmaya ve askerlik yükümüne ilişkin herhangi bir açıklama ve sınırlama bulunmadığı ve yurt savunmasına katılma ödevi ile askerlik yükümünün kanunla düzenleneceğinin belirlenmesile yetinildiği unutulmamalıdır.
1111 sayılı Kanuna 1315 sayılı Kanunla eklenen geçici 6. maddeye gelince : Özellikle ülkenin büyük ve hayatî bir sonucu olan ve ileride asker edilecek yurttaşların bilgice askerliğin yeni gerek ve zorunluluklarını karşılayabilecek biçimde yetiştirilmeleri ile de ilgili bulunan köy öğretmeni darlığına 1975 yılı sonuna kadar sürecek bir çözüm yolu getirdiğini gördüğümüz bu madde bugün için bir yenilik sayılamaz. Çünkü 26/7/1963 gününde yürürlüğe giren 18/7/1963 günlü, 291 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 1111 sayılı Askerlik Kanununa eklenen geçici 1. maddede aynı hüküm yer almakta idi. İki madde arasındaki ayırım eskiden öğretmenler dört ay süreli er temel ve ihtisas eğitimi görmekle yükümlü tutulurlarken yeni düzenlemede bu eğitimden vazgeçilmiş olmasından ibarettir.
Geçici 6. maddede, bu madde uyarınca köy ilkokullarında veya Silâhlı Kuvvetler okuma - yazma okullarında öğretmenlik edenlerin bu hizmetlerini nitelendirmeye yarayacak açıklamalara yer yer rastlanmaktadır. Bir kez maddenin başında "1975 yılı sonuna kadar son yoklamalarda askerliklerine karar verilenlerden ilk öğretmen okulu mezunu olup Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında ilkokul öğretmeni olarak çalışanlar" deyimi vardır. "Son yoklamada askerliğine karar verilmiş olmak" durumu yükümlü ile askerlik hizmeti arasındaki bağlantıyı oluşturur. Yine maddede yer alan "Bu öğretmenler askerlik hizmetleri süresince Millî Eğitim Bakanlığınca gösterilen köy ilkokullarında veya Millî Savunma Bakanlığınca gösterilen Silâhlı Kuvvetler okuma - yazma okullarında öğretmenlik yapmaya mecburdurlar, öğretmendik yapmak istemiyenler ile öğretmen hizmetleri sırasında usulüne göre öğretmenlik mesleği ile ilişkileri kesilenler geri kalan hizmetlerini er olarak tamamlamak üzere kıt"alara sevk edilirler." hükümleri bu hizmetin askerlik hizmeti ile eşdeğerde tutulduğunu, başka bir deyimle askerlik yükümünün mecburî öğretmenlik yoliyle yerine getirtilmek istendiğini belli etmektedir.
Madde metninden bu madde kapsamına giren öğretmenlerin askerlik şubelerince sevkedilecekleri de anlaşılmaktadır. 1111 sayılı Askerlik Kanununun 1315 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değiştirilen 5. maddesine göre muvazzaflık hizmeti yükümlünün askerlik şubesince sevkedilmesi tarihinden başlar ve bu .kanunun tespit ettiği esaslar dışında veya muvazzaflık hizmetini yapmadıkça hiçbir fert askerlik çağından çıkarılamaz. Geçici 6. madde ile öngörülen mecburî öğretmenliğin muvazzaf askerlik hizmetinin karşılığı olarak düşünüldüğü şu hükümlerle de ortaya çıkmaktadır. Öte yandan bunların hizmet süresini asker edilmeden önceki kendi esas öğretmenlik görevlerinin bulunduğu yerde geçirmeleri de söz konusu değildir; Millî Eğitim Bakanlığınca gösterilen köylere gitmek zorundadırlar. Şu duruma göre hizmeti bırakmalarının yalnızca istifa etmiş sayılmak gibi bir sonucu doğurması ve başkaca yaptırımı gerektirmemesi bu bakımdan da düşünülemez.
Maddede "Millî Eğitim Bakanlığı emrine verilenler ve Silâhlı Kuvvetler okuma - yazma okullarında vazife gören öğretmenler firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabidirler." denilmeyerek ".......... tabi olmaya devam ederler." deyiminin kullanılmış olmasının da üzerinde durulmayı gerektirici bir önemi vardır. Bu deyiş biçiminden çıkan anlam ancak şu olabilir: Son yoklamada askerliklerine karar verilmiş ve Millî Eğitim Bakanlığı emrine veya Silâhlı Kuvvetler okuma-yazma okullarına verilerek askerlik şubelerince sevkedilmiş ve askerlik hizmetine öğretmen olarak başlamış kimselerin firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunları hükümlerine tabi olmaları olağandır. Ancak geçici 6. maddede bunların aylıklarım ve özlük haklarını Millî Eğitim Bakanlığından alacakları, resmî elbise giyemeyecekleri ve iaşe edilemiyecekleri hükme bağlandığına göre askerî yargı ile olan bağlantılarım sürdürüp sürdüremeyecekleri konusunda duraksamaya düşülmesi olasılığını gözönünde tutan Kanun Koyucu bu gibilerin "firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabi olmaya devam edeceklerini" açıklamayı gerekli görmüştür.
Geçici 6. madde kapsamındaki askerlik yükümüne muadil mecburî öğretmenliğin yalnız firar ve izin tecavüzü bakımından askerî yargının etki alanına sokulmasiyle yetinilmesinin öğretmenliğin ve hizmet yerlerinin özellikleri gereğinden ileri geldiği ortadadır.
Yukarıdan beri açıklananlarla ortaya çıktığı üzere 1111 sayılı Kanuna 1315 sayılı Kanunla eklenen geçici 6. maddenin öngördüğü mecburî öğretmenlik askerlik yükümünün gereği ve bu yükümün değişik bîr uygulama alam olarak kanunda yer almış bulunduğundan bu öğretmenlerden "Millî Eğitim Bakanlığı enirine verilenlerin firar ve izin tecavüzü bakımından Askerî Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunları hükümlerine tabi olmaya devam etmeleri" ne ilişkin hükmün Anayasa"nın ne 32. ve 138. maddelerine ne de başka ilkelerine aykırı yönü yoktur, itirazın reddi gerekir.
V- Sonuç :
"21/6/1927 tarih ve 1111 sayılı Askerlik Kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi ve bu kanuna bazı geçici maddeler eklenmesi" hakkındaki 27/7/1970 günlü, 1315 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 1111 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddenin, sınırlama kararı uyarınca incelenen "Millî Eğitim Bakanlığı emrine verilenlerin firar ve izin tecavüzü bakımından Askeri Ceza ve Askerî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine tabi olmaya devam edeceklerine" ilişkin hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın reddine 16/3/1971 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
|
|
|
Başkan Hakkı Ketenoğlu |
Başkanvekili Avni Givda |
Üye Fazıl Uluocak |
Üye Sait Koçak |
|
|
|
|
Üye Nuri Ülgenalp |
Üye Muhittin Gürün |
Üye Şahap Arıç |
Üye Recai Seçkin |
|
|
|
|
Üye Ahmet Akar |
Üye Halit Zarbun |
Üye Kâni Vrana |
Üye Muhittin Gürün |
|
|
|
Üye Lütfi Ömerbaş |
Üye Şevket Müftügil |
Üye Ahmet H. Boyacıoğlu |