10. Hukuk Dairesi 2012/25499 E. , 2013/1034 K.
"İçtihat Metni"....
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.11.2002-18.9.2009 tarihleri arasında çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkeme, 23.3.2005 tarihinden önceki talep edilen döneme ilişkin 5 yıllık süre içinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davacının 23.03.2005-18.09.2009 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde çalıştığı ile başka işyerinden yapılan bildirimlerin dışlanmasına karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır bu nedenle, Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
5510 sayılı.... Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir.
./..
-2-
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında;
a) Davacının, dava dışı başka bir işyerinden 19.10.2006 tarihine bildiriminin bulunduğu anlaşıldığından, davalılara ait işyerinde 19.10.2006 tarihine kadar geçen çalışmasının kesintisiz olduğunun kabulü halinde, dava tarihinin 23.3.2010 olması dikkate alındığında, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğinin kabulü gerekecektir. Davacı vekilinin temyizi bakımından, 23.03.2005 öncesi çalışmaların, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle, reddine karar verilmesi isabetsizdir.
b) Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, re"sen bulunup dinlenen komşu işyeri tanıkları talep edilen tüm dönemi kapsar şekilde ve işe başlama ile ayrılış tarihleri hususunda net bir şekilde beyanda bulunmamışlardır. Ayrıca, davalı işverenlerin, çalışmanın geçtiği işyerini birlikte işletip işletmedikleri dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Şu halde, mahkemece; talep edilen çalışma dönemindeki gerçek işverenler belirlenmeli, tespite konu çalışmanın geçtiği işyerini kimin işlettiği, davalıların söz konusu işyerini birlikte işletip işletmedikleri, söz konusu işyerinin davalıların birbirlerine devri şeklinde gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, devir söz konusu ise, bu devir ve tarihi, vergi dairesinden ve ilgili kurumlardan sorulmalı, re"sen bulunup dinlenen komşu işyeri tanıkları talep edilen tüm dönemi kapsar şekilde beyanda bulunmadıklarından, talep edilen tüm dönemleri kapsar şekilde bilgi ve görgüsü bulanan sigortalı ile birlikte çalışan kişiler ile, aynı çevrede işyeri olan, işveren, ya da, bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; davalı işverenlerin tanıkları dinlenilmeli, 23.03.2005 öncesi dönemde aynı şekilde soruşturularak, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılar .....a iadesine, 25.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
....