1. Hukuk Dairesi 2019/3455 E. , 2019/6685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davadan davacılar, mirasbırakan ...’nun maliki olduğu 78 ada 74 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümleri davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişler, birleştirilen davada ise, asıl davada 1 ve 2 nolu bağımsız bölümler hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının 2 nolu bağımsız bölüm kaydına işlendiği halde 1 nolu bağımsız bölüm kaydına işlenmediğini, anılan bağımsız bölümün davalı ... tarafından diğer davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiğini, davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini, işlemin muvazaalı olduğunu belirtip tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tescilini istemişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, satışların gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine dair verilen karar Dairece ‘’...devir tarihinde davalı Kıvaç’ın murisin mal varlığı ile yaşamını sürdürdüğü, temlik tarihinde taşınmazları satın alacak ekonomik gücünün bulunmadığı, bir çok borcunun muris tarafından ödendiğinin ifade edildiği, diğer yandan davalıların liseden arkadaş oldukları, asıl davanın devamı sırasında 1 nolu bağımsız bölüm davalı ...’a devredilmiş ise de... tarafından gerçek satış bedelinin ödendiğinin kanıtlanamadığı, bu hali ile davalı ...’ın iyiniyetli olmayıp Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, toplanan deliller yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerine olmadığından reddine.
Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin, çekişme konusu taşınmazların tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras paylarına isabet eden toplam değer olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, taşınmazlarla ilgili davalarda vekalet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer ya da eksik harcı tamamlanan değerdir.
Somut olayda, asıl dava 10.000-TL, birleşen dava 50.000-TL değer gösterilerek açılmış, yapılan keşif sonucunda asıl dava konusu 2 nolu bölümün dava tarihindeki değeri 130.000-TL, birleşen davaya konu 1 nolu bölümün dava tarihindeki değeri ise 120.000-TL olarak tespit edilmiş, davacılar asıl davada 23.10.2013 tarihinde 610-TL, birleşen davada 06.06.2013 tarihinde 1306-TL tamamlama harcı yatırmışlar, mahkemece her iki dava yönünden de taşınmazların tamamının değeri üzerinden ayrı ayrı harç ve yargılama giderine hükmedilmiştir.
Diğer taraftan, asıl ve birleşen davaya konu 1 ve 2 nolu bölümler davalı ... adına kayıtlı iken, ...’ın 20.06.2012 tarihinde asıl davanın yargılaması sırasında 1 nolu bölümü birleşen davanın davalısı...’a temlik ettiği kayden sabit olup davacılar asıl davada miras payları oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini, birleşen davada ise hem kayıt maliki...’a hem de ...’a husumet yönelterek 1 nolu bölümün ... adına tesciline karar verilmesini istemişler, mahkemece birleşen davanın kabulü ile 1 nolu bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacıların miras payı oranında davacılar adına, kalan payın da davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, asıl dava bakımından 2 nolu bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına, birleşen davada ise davalı ... tarafından açılmış bir dava olmadığı gözetilerek 1 nolu bölümün de tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken asıl davada davalı ... için de tapu iptal ve tescile hükmedilmesi, birleşen davada ise taşınmazın tapu kaydı tamamen iptal edilerek kalan payın davalı ... adına tescil edilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazların davacıların miras payına isabet eden değerleri üzerinden asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı harca ve yargılama sırasında yatırılan tamamlama harcına göre davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tamamının değeri üzerinden harç ve yargılama giderine hükmedilmesi de doğru değildir.
Davalılar vekillerinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine,18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.