7. Ceza Dairesi Esas No: 2021/20745 Karar No: 2021/11739 Karar Tarihi: 05.10.2021
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/20745 Esas 2021/11739 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, bir şahsın alkol ölçümü yaptırmaması sebebiyle verilen idari para cezası ve sürücü belgesinin geri alınması kararının reddine yönelik yapılan itirazın kabul edilmediğine dair İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği'nin kararını görüşmüştür. Dosya kapsamına göre, kabahatli Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında alkolmetre cihazına temas etmek istememiş, kan tahlili yoluyla alkol ölçümü yapılmasını talep etmiştir. Kolluk birimleri ise kabahatliye idari para cezası ve sürücü belgesinin 2 yıl geri alınması kararı vermişlerdir. Mahkeme, kabahatlinin Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca yaptığı itirazın kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/9. maddesi, Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 97/5-1-b maddesi.
7. Ceza Dairesi 2021/20745 E. , 2021/11739 K.
"İçtihat Metni"
Alkol ölçümü yaptırmamak eyleminden dolayı kabahatli ... hakkında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/9. maddesi uyarınca İstanbul B Bölgesi Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 10/12/2020 tarihli ve IV 580925 sayılı trafik idarî para cezası karar tutanağı ile uygulanan 3.516,00 Türk lirası idarî para cezası ile kabahatlinin sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına dair aynı tarihli ve 395755 sayılı sürücü belgesi geri alma tutanağına karşı yapılan başvurunun reddine ilişkin İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/02/2021 tarihli ve 2020/5841 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair İSTANBUL 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/02/2021 tarihli ve 2021/1109 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 28.04.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.06.2021 tarihli ve KYB. 2021-64857 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu. Mezkür ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, somut olayda, 10/12/2020 tarihinde saat 01:13 sıralarında ... İli ... Caddesi ... Oteli önünde kolluk birimlerince kabahatlinin durdurulması ve alkolmetre ile alkol ölçümü yapılmak istenmesi üzerine, kabahatlinin Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle alkolmetreyi üflemeyerek kan tahlili yolu ile alkol ölçümü yapılmasını talep etmesini müteakip, kolluk tarafından 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/9. maddesi uyarınca 3.516,00 Türk lirası idari para cezası ile birlikte kabahatlinin sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına dair tutanakların düzenlendiğinin anlaşıldığı, Covid-19 salgın hastalığı tedbirleri kapsamında şahısların alkolmetre cihazına temasta bulunmama gibi hassasiyetler gösterebileceği, mezkur hastalığın solunum yoluyla dağılan damlacıklar vasıtası ile bulaştığı da göz önüne alındığında ağza temas ederek nefes üflemek suretiyle alkol miktarı ölçme şeklinde çalışan teknik cihazın üflenmesinden imtina edilmesinin kabul edilebilir olduğu, 2918 sayılı Kanun"a göre sürücünün alkol miktarının ölçülme yönteminin yalnızca teknik cihaz olmadığı, bu hususun istisnalarının aynı kanunun 48/3. maddesinde açıklandığı üzere kan tahlili ile de ortaya konabileceği, kişilerin kendilerini korumak adına bu tür alternatif yollara başvurma isteğinin alkolmetreyi üflemekten imtina etme kastı olarak yorumlanamayacağı, Öte yandan, itiraz dilekçesinde kabahatlinin çocuğunun ani rahatsızlığı sebebiyle acilen doktoruna gitmek üzere yola çıktığının belirtilmesine rağmen bu konuda mahkemesince bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı gibi kabahatlinin açıklanan mazeretinin delili niteliğindeki doktor raporunu da dosyaya sunduğunun anlaşılması karşısında, kabahatlinin başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Gerek 2918 sayılı Kanunun 48/3. maddesindeki düzenlemenin gerekse 18.07.1997 tarih, 23053 mükerrer sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trfaik Yönetmeliği"nin 97/5-1-b maddesindeki düzenlemenin amaç ve kapsamının; yaralanma veya ölümle sonuçlanan ya da trafik görevlilerince el konulan maddi hasarlı trafik kazasına karışarak teknik cihazla alkol ve uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullanıp kullanmadığının tespitine yönelik ölçüm yapılmasına izin vermeyen sürücülere yönelik olduğu, gerek Kanunda gerekse anılan yönetmelikte, sayılan haller dışında kalan rutin trafik denetlemeleri esnasında sürücülerin teknik cihaz kullanımını kabul etmeme durumunda kandaki alkol miktarının tespitine yönelik olarak kolluk tarafından sürücülerin hastaneye sevkinin sağlanarak kanda alkol olup olmadığı hususunda tahlil yaptırılması yönünde zorunluluk bulunmadığı gibi, yine muterizin olay tarihinde çocuğunun rahatsız olduğu doktor raporu ile sabit ise de, anılan durumun da muterizin alkollü olarak araç kullanıp kullanmadığının tespitine yönelik olarak teknik cihazla yapılan ölçüm kapsamında cihazı üflememesinin gerekçesi olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden talebinin REDDİNE, 05.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.