Esas No: 2021/39944
Karar No: 2022/9836
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39944 Esas 2022/9836 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü iken teknisyen istemesi üzerine infaz koruma memuru olarak görev yapan müşteki ve mağdurun kendisini koğuştan almak istemeleri sonucu müştekilere karşı şiddet uygulamak suretiyle yaralama eyleminde bulunmuştur. Sanık, görevi yaptırmamak için direnme suçundan beraat etmiş, ancak basit yaralama suçundan 3 kez 6 ay hapis cezası almıştır. Adalet Bakanlığı, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kanun yararına bozma isteminde bulunmuştur. Kararda, görevi yaptırmamak için direnme suçunda ‘cebir’ unsuru oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiştir. Ancak, müştekilerin sanığın koğuştan alınmak istenmesi sırasında belirtilen eylemlere maruz kalmaları nedeniyle görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir unsurunu oluşturan basit yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın aynı anda birden fazla mağdura karşı işlediği anlaşıldığından zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak cezanın arttırılması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, hukuka aykırılık bulunduğu sonucuna varılmış ve kanun yarar
"İçtihat Metni"
KARAR
Görevi yaptırmamak için direnme ve basit yaralama suçlarından sanık ...'nin, görevi yaptırmamak için direnme suçundan beraatine, kasten basit yaralama suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2 ve 86/3-c (3'er kez) maddeleri uyarınca 6 ay (3 kez) hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2020 tarihli ve 2019/926 esas, 2020/749 sayılı kararının Adalet Bakanlığının istemleri, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 07/09/2021 gün ve 2021/89818 sayılı ihbarnamesiyle Daire'ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, sanığın ... Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğu sırada teknisyen istemesi üzerine infaz koruma memuru olarak görev yapan müştekilerin ve mağdurun sanığın kaldığı koğuşa yöneldikleri, sanığın teknisyen çağırdığını hala neden gelmediğini belirterek bağırmaya ve kapısını yumruklamaya başladığı, banyoda bulunan aynayı kırarak parçaları eline aldığı ve müştekilere karşı ''sizinle görüşeceğiz, sizi mahkemelere dikeceğim, sizinle işimiz bitmedi'' şeklinde tehditlerde bulunduğu, sanığın koğuştan alınmak istenmesi üzerine müştekilere ve mağdura tekme atmak ve tırnak geçirmek suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralama eylemlerinde bulunduğu, Mahkemesince görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesi ile beraatine, basit yaralama suçundan ise cezalandırılmasına karar verildiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçu seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suçun oluştuğu, somut olayda sanığın müştekilerden teknisyen çağırmalarını istemesi ile teknisyenin gelmemesi üzerine sinirlenerek müştekileri yaralama eyleminde müştekilerin teknisyen çağırma gibi bir görevlerinin olmaması dolayısıyla görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiş ise de, müştekilerin hükümlüyü bulunduğu koğuştan almak istemeleri üzerine, görevlerini icra sırasında belirtilen eylemlere maruz kaldıkları anlaşıldığından, sanık hakkında unsurları oluşan görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir unsurunu oluşturan basit yaralama suçundan beraat kararı verilerek, görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyetine, bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı anda birden fazla mağdura karşı işlediği anlaşıldığından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak cezanın arttırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme;
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün ...’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, ... ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin ...’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
... İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir tereddüte yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık aynı Kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimlerdeki temel amaç sujelerin başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması, bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya hatalı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip
engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır. CMK'nın 264. maddesinde ise, kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda kanun yolunun veya mercide yanılgının, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu hâlde başvurunun yapıldığı merci tarafından, başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
UYAP sisteminden yapılan kontrolde hükmün açıklandığı 14/10/2020 tarihinde başka suçtan ... Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan sanığa, cezaevi kanalıyla da temyiz dilekçesi verilebileceğinin yasa yolu bildiriminde ve açıklamada belirtilmediği, bu suretle kanun yolu başvuru hakkının kullanılmasında sanıkta yanılgı oluşturulması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunun anlaşılması, ... Ceza Genel Kurulu'nun 06/03/2007 tarihli ve 2007/6-13 esas, 2007/54 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, kanun yoluna başvuru hakkının kişiye bağlı haklardan olması ve 7201 sayılı Kanun'un 11/1-son maddesi uyarınca mahkeme kararlarının bizzat sanığa tebliğ edilmesinin gerekmesi, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna da ancak, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde başvurulabilmesi karşısında; anılan kararın sanık ... ...'e yöntemince tebliğ edilmesi ve sonraki işlemlerin mahallinde yerine getirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14/10/2020 tarihli ve 2019/926 esas, 2020/749 sayılı kararına yönelik, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2)Dosyanın, sanık ... ...'e kararın yöntemince tebliği için mahalline gönderilmesine, sonraki işlemlerin mahallinde Mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.