Esas No: 2020/3641
Karar No: 2022/9907
Karar Tarihi: 12.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/3641 Esas 2022/9907 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararın temyiz edilmesi sonucu, mahkemenin hükümleri bozuldu. Kararda yer verilen süreler ve kanun maddeleri ile ilgili bir takım hatalar tespit edildi ve mahkemenin yeterli gerekçeler sunmadığı belirtildi. Bu nedenle, hükümlerin bozulması ve yargılamanın bozma öncesi aşamadan yeniden başlatılması kararlaştırıldı. 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen temyiz süresinin 15 gün olarak değiştirildiği, ancak 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ifade edildi. Ayrıca, mahkeme kararlarının inandırıcı ve denetlenebilir şekilde olması gerektiği, bu nedenle gerekçenin tutarlılık denetimini yapacak şekilde verilmesinin önemli olduğu belirtildi. Kararda yer alan diğer kanun maddeleri ise şu şekildedir: TCK 125/3-a, TCK 125/1, Anayasa 141, CMK 34 ve 230, CMK 251/1, Anayasa'nın 38. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafisi, katılan vekili
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, hükümden önce yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenip yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği; ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve ...'dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği, 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, hükümde temyiz süresinin 15 gün olarak yazılması suretiyle yanıltıcı ifade kullanıldığından,katılan vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, temel cezanın TCK125/3-a maddesi gereğince belirlenmesine rağmen hüküm fıkrasında uygulama maddesinin TCK 125/1 olarak gösterilmesinin mahallinde düzeltilir maddi hata olduğu, hükmün fıkrasında sanığın bir daha suç işlemekten çekineceği hususunda kanaat oluşmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiğinin belirtilmesi ve mahkemenin tahrik nedeni ile indirim oranlarına ilişkin gerekçesi yerinde görülmekle bu hususlarda tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmeyerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve ... denetimine imkan verecek biçimde olması gerekir.
...’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak gerekçesiz hüküm kurulması,
Kabule göre;
2) ... bozma ilamı öncesi 12/12/2013 tarihli ilk kararda, sanık hakkında tehdit suçundan verilen hapis cezasının paraya çevrilmesi ve aleyhe temyizin bulunmaması karşısında, 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca bozma sonrası tehdit suçundan kurulan hükümde hükmolunan hapis cezasının paraya çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması ve katılanın kendisini vekille temsil ettirmesi karşısında, katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4) 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 E. 2021/4 Karar sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar vermesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasanın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... ve müdafisi ile katılan ... vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.