Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6135
Karar No: 2020/1646

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/6135 Esas 2020/1646 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2019/6135 E.  ,  2020/1646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı ..., davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve ... tarafından istenilmekle, davacı-k. davalı ... .. vekilinin duruşma isteminin süreden reddine, süresinde olduğu anlaşılan diğer temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan yaklaşık 30 dönümlük taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisi ... tarafından hazırlanan 13/01/2010 tarihli rapor ve ekindeki krokide (C), (D), (E) ve (P) harfleriyle gösterilen ve ... köyü 4 sayılı parsel sınırları içinde kalan kısım yönünden davanın reddine, aynı krokide (I), (M) ve (K) harfleriyle gösterilen ve kayalık olduğu anlaşılan kısımlar yönünden davanın reddine, aynı krokide (A), (B), (F), (G), (H), (J), (L), (N) ve (O) harfleriyle gösterilen kısımların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm Hazine, ... köyü, ... köyü, Orman Yönetimi ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/12/2013 gün ve 2013/9401 E. -10960 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin taşınmazın (C), (D), (E), (P), (I), (M) ve (K) harfli bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümlere ilişkin hükmün onanmasına, davalıların taşınmazın (A), (B), (F), (G), (H), (J), (L), (N) ve (O) harfleriyle işaretli bölümlerine ilişkin temyiz itirazları yönünden ise yöntemine uygun şekilde orman ve zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen-kabul kısmen reddine, (C), (D), (E), (P), (I), (M) ve (K) harfleriyle işaretli kısımlarla ilgili verilen karar Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğinden, bu kısımlara ilişkin herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça bozmaya konu olan kısımlardan dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı mahalle sınırlarında bulunan 18/07/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (B3) ve (A2) ile belirtilen kısımlar açısından feragat edildiğinden bu kısımlar açısından açılan davanın reddine,
    Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı mahalle sınırlarında bulunan dosya içerisinde bulunan 18/07/2014 tarihli fen bilirkişisi Gürsel Dönmezkılıç"ın raporu ve ekindeki krokide (A), (B), (C1), (D1), (M1) ve (B1) harfleriyle gösterilen kısımlar açısından açılan davanın reddine,
    Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı mahalle sınırlarında bulunan dosya içerisinde bulunan 18/07/2014 tarihli fen bilirkişisi Gürsel Dönmezkılıç"ın raporu ve ekindeki krokide (A1), (B2), (F), (G), (H), (J), (L), (N) ve (O) harfleriyle gösterilen bölümlerin davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; davalı Hazine ve dahili davalı ... Yönetimi ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Dairenin 24/02/2016 gün ve 2015/2334 E. - 2016/2252 K. sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, Yargıtay bozma kararına uyularak karar verilmesine rağmen, bozma kararının gerekleri yerine getirilmemiştir. Dairemizin 02/12/2013 gün ve 2013/9401 E. - 10960 K. sayılı bozma kararında; "orman araştırmasının hüküm vermeye elverişli olmadığı bu nedenle üç orman bilirkişiden oluşacak orman bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılması gereğine değinilmesine rağmen, mahkemece bozma sonrası yapılan keşfe tek orman bilirkişi götürülüp, onun tarafından düzenlenen rapor hükme esas alındığı gibi orman bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve araştırma da yeterli değildir.
    Şöyle ki; dava konusu edilen taşınmazlar ... ve ... köyleri ile ... ilçe kadastro sınırlarını ilgilendiren alanda kaldığı halde sadece ... Köyü tahdit evrakları incelenmek suretiyle taşınmazların ... köyü orman tahdit haritasına göre konumu açıklanmış, ... köyü ve ... ilçesinde yapılan tahdit uygulamalarına göre dava konusu taşınmazların konumu gösterilmemiştir.Yine, bozma öncesi fen bilirkişi raporuna ekli krokide dava konusu taşınmazlardan (O), (J) ve (K) harfleri gösterilenlerin ... ilçe sınırları içinde kaldığı belirtilmesine rağmen, bozma sonrası alınan fen bilirkişi raporunda bu bölümlerin ... ilçe sınırları dışında gösterildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, fen bilirkişi raporları arasındaki bu çelişkinin neden kaynaklandığı üzerinde durulmamış, çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Dava dışı ... tarafından, eldeki davada dava konusu olan ve (A), (B), (C1) ve (D1) ile gösterilen bölümlere yönelik ayrıca açılan tescil davası sonucunda, adı geçen şahıs adına tescil kararı verilip kesinleştiği ve adına tapu kaydı oluştuğu, bunun üzerine davacı tarafından bu taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil davası açıldığı mahkemeye bildirildiği halde, ... tarafından dava açılan taşınmazların eldeki davada da dava konusu olduğundan, hakkında verilen tescil kararının maddi anlamda kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden, davaların birleştirilerek görülüp sonuçlandırılması gerektiği düşünülmemiştir.
    O halde; mahkemece, taşınmazların bulunduğu ... ve ... köyleri ile ... ilçesine ait kadastro paftaları kenarlaştırma yapılarak taşınmazlara komşu parseller belirlenmeli ve tutanak örnekleri ile dayanağı belgeleri, ... ve ... köyleri ile ... ilçesinde yapılan orman tahdidi ve 2/B uygulamalalarına ilişkin tüm çalışma tutanakları (işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları da dahil olmak üzere) ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin (her iki köy ile ilçeye ait orman tahdit haritaları) getirtilmeli, davacının (A-B-C1 ve D1) bölümlerine ilişkin olarak dava dışı ... aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davası bu dosya ile birleştirildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre, Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak, yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumları genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların konumunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazlar tahdit içinde kalmıyor ise o takdirde, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ve ihya ile zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez fen, orman ve ziraat bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak 1990"lı yıllara ait 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları, topografik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, taşınmazlar üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler
    -4-
    2019/6135 - 2020/1646

    tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunuyla değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve ilgili Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden Kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Ayrıca, eldeki dosyanın davacısı ... olmasına rağmen hükmün başlık bölümünde ikinci davacı olarak Salim Şenli isminin yazılmış olması da infazda tereddüt oluşturacağından usul ve kanuna aykırıdır” denilmektedir.
    Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda asıl dava yönünden; davanın kısmen kabul kısmen reddine,
    1) Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı Mahalle sınırlarında bulunan 25/06/2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (C, D, E, P, I, M, K) harfleriyle işaretli kısımlarla ilgili verilen karar Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğinden bu kısımlara ilişkin herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
    2) Davacı tarafça bozmaya konu olan kısımlardan dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı mahalle sınırlarında bulunan 18/07/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (B3 ve A2) ile belirtilen kısımlar açısından feragat edildiğinden bu kısımlar açısından açılan davanın reddine,
    3) Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı mahalle sınırlarında bulunan dosya içerisinde bulunan 18/07/2014 tarihli fen bilirkişisi Gürsel Dönmezkılıç"ın raporu ve ekindeki krokide (A, B, C1, D1, M1, B1) ile gösterilen kısımlar açısından açılan davanın reddine,
    4) Dava konusu ... ili, ... ilçesi, Yukarı mahallede kain 06/12/2017 havale tarihli fen bilirkişisi Gürsel Dönmezkılıç"ın raporu ve ekindeki krokide (F) harfi ile gösterilen 1105,24 m², (G) harfi ile gösterilen 4414,14 m², (H) harfi ile gösterilen 7698,69 m², (J) harfi ile gösterilen 1792,06 m², (L) harfi ile gösterilen 6600,38 m², (N) harfi ile gösterilen 6159,56 m², (O) harfi ile gösterilen 1170,61 m², ... ilçesi, ... mahallede kain (A1) ile gösterilen 60,37 m² ve (B2) harfi ile gösterilen 865,63 m²"lik kısımların davacı adına kayıt ve tesciline, birleştirilen dosya yönünden ... ilçesi ... mahallesinde kain 199 ada 43 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 28/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde (A) harfi ile gösterdiği 2.000,00 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye kısmın mevcut kayıt maliki üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı ..., davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 6831 sayılı Kanun gereğince 1971 yılında yapılan orman kadastrosu ile 1992 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    1) Asıl dosya davacısı - birleştirilen dosya davacı-karşı davalısı ... vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davacıya temyiz başvuru dilekçesinin 15.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı ...’nin 1086 sayılı HUMK’nın 433/2. maddesinde düzenlenen 10 günlük temyize cevap süresi geçtikten sonra 31.10.2019 tarihinde verdiği temyize cevap dilekçesiyle temyiz talebinde bulunduğuna göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 tarih ve 3/4 sayılı İnançları birleştirme kararı uyarınca Yargıtayca da bu konuda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
    İncelenen dosya kapsamına, mahkeme kararının dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca uygulama yapıldığına, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından yörede yapılıp kesinleşen orman tahditine, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritalarına göre yapılan uygulamada asıl davada çekişmeli (F), (G ), (H), (J), (L), (N), (O), (A1) ve (B2) ile gösterilen taşınmazlar ile birleştirilen dosyada davalı olan 199 ada 43 parsel sayılı taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamamaktadır. Ancak; hükümde, asıl davada bozma sonrası keşifte dinlenen ve raporu hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi tarafından yapılan uygulamada açıkça 199 ada 43 parsel kapsamında kaldığı belirlenen ve mahkemece tapulu parsellerde kaldığı gerekçesiyle 06/12/2017 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda (A, B, C1, D1) ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin reddine karar verildiği halde birleştirilen dosya yönünden dava konusu 199 ada 43 parsel sayılı taşınmazın 28/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş olmakla birlikte bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu nedenle hüküm kısmının asıl dava yönünden başlıklı kısmının üçüncü bendindeki “3-Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ..., ... ve Yukarı mahalle sınırlarında bulunan dosya içerisinde bulunan 18/07/2014 tarihli fen bilirkişisi Gürsel Dönmezkılıç"ın raporu ve ekindeki krokide A, B, C1, D1” cümlesinden sonra, “M1, B1 harfleriyle gösterilen kısımlar açısından açılan davanın REDDİNE,” cümlesinden önce gelmek üzere “harfleriyle gösterilen bölümler hariç olmak üzere,” ibaresinin eklenmesine ve hükmün 6100 sayılı HMK"nın 370/2. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı ...’nin temyiz dilekçesinin REDDİNE, davalılardan Hazine, Orman Yönetimi ve ... Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının açıklanan nedenle kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 08/06/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi