Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29172
Karar No: 2020/2777
Karar Tarihi: 18.02.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/29172 Esas 2020/2777 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2016/29172 E.  ,  2020/2777 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde büro personeli olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından yaşlılık aylığı almaya hak kazanması sebebiyle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davalı şirket ve ihbar olunan şirketler ile davalı ... arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Davacının çalışma süresinin kesintisiz olup olmadığı, alt işverenler arasında işyeri devri bulunup bulunmadığı, davalı asıl işverenin sorumlu olduğu alacak miktarının belirlenmesi uyuşmazlık konusudur.
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının, değişen alt işverenler bünyesinde 01.01.1997-30.04.1998 tarihleri arasında 1 yıl, 3 ay, 29 gün; 26.11.1998-27.01.1999 tarihleri arasında 2 ay, 1 gün; 22.02.1999-28.02.2014 tarihleri arasında 15 yıl, 6 gün olmak üzere toplam 16 yıl, 6 ay, 6 gün çalıştığı kabul edilerek, bu süreye isabet eden kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının Bağ-Kur’a tabi bir kısım çalışmaları bulunduğu gerekçesiyle bu süreler dışlanarak, değişen alt işverenler bünyesinde geçen kesintili çalışma süresi toplanmış ve davacının toplam çalışma süresi ile son ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmıştır. Dairemizce alt işverenler arasında işyeri devrinin kabulü için, davacının bir alt işverene ait işyerinden çıkışı ile bir sonraki alt işverene ait işyerine girişi arasındaki sürenin makul süreyi aşmaması gerektiği kabul edilmektedir. Aynı alt işveren bünyesindeki çalışmanın kesintiye uğraması asıl işverenin sorumluluğu yönünden bir sorun oluşturmaz ise de, değişen alt işverenler bünyesindeki çalışmanın makul süreyi aşacak şekilde kesintiye uğraması, somut olayda işyeri devri kurallarının uygulanmasını engeller. Hal böyle olunca, çalışmanın makul süreyi aşacak şekilde kesintiye uğrayıp uğramadığı değerlendirilmeden ve sonucuna göre alt işverenler arasında işyeri devri bulunup bulunmadığı belirlenmeden kesintili çalışma süreleri toplanmak suretiyle sonuca gidilmesi isabetli değildir. Mahkemece belirtilen yönlerden gerekli araştırma yapılmalı, alt işverenler arasında işyeri devri bulunmadığı sonucuna varılması halinde, asıl işverenin sorumlu olduğu kıdem tazminatı tutarının, her bir alt işveren yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği dikkate alınmalıdır. Bu halde asıl işverenin, davacının her bir alt işveren bünyesindeki çalışma süresi ve o dönemdeki ücreti üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatından, yine o dönemdeki alt işveren ile birlikte sorumlu olması gerekecektir.
    Kabule göre de, davacının Bağ-Kur’a tabi olduğu dönemler dışlanmış ise de, aynı dönem içerisinde davacının hem İş Kanunu’na tabi bir işte çalışmış olması hem de Bağ-Kur’a tabi çalışmasının bulunması mümkündür. Mahkemece yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda işyeri devri bulunup bulunmadığı yönünden araştırma yapılırken, işçilik alacaklarının belirlenmesinde aynı dönemde Bağ-Kur’a tabi çalışmanın sonucu etkilemeyeceği, usuli kazanılmış haklar da korunmak suretiyle göz önünde bulundurulmalıdır.
    Mahkemece açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 18.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi