10. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/5345 Karar No: 2020/3232 Karar Tarihi: 15.06.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/5345 Esas 2020/3232 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, bir kurum işleminin iptali ve haczin kaldırılması istemine ilişkin olarak verilmiştir. Davacının borca karşılık gösterdiği taşınmaz üzerindeki haczedilmezlik iddiasından vazgeçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkeme, davalı kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle karara varmıştır. Kararda, 6183 sayılı Yasanın 56. maddesi anlatılmış ve teminatın paraya çevrilmesine ilişkin kanun hükmü açıklanmıştır. Ancak mahkemenin verdiği kararın gerekçesi hatalı olduğu belirtilerek, kararda düzeltme yapılarak onanması kararlaştırılmıştır.
10. Hukuk Dairesi 2019/5345 E. , 2020/3232 K.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi No : 2018/1236-2019/1328 İlk Derece Mahkemesi : Bakırköy 11. İş Mahkemesi No : 2016/222-2018/21
Dava, kurum işleminin iptali ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 6183 sayılı Yasanın 56. maddesine göre teminatın paraya çevrilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ve haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanun"un 56. maddesine göre; “Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 15 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağı borçluya bildirilir. 15 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminat bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilir.” Görüldüğü gibi; davacının borca karşılık teminat olarak gösterdiği taşınmaz üzerindeki haczedilmezlik iddiasından vazgeçmiş olduğu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesinin gerekçesinde yazılı olan “Davacı taraf her ne kadar hacze konu taşınmazın hale münasip ev olduğunu iddia etmiş ise de keşif ve bilirkişi raporu ile taşınmazın dava itibariyle değerinin 425.000,00 TL olduğu ve davacının eşi ve üç çocuğuyla birlikte yaşayabileceği hale münasip ev bedelinin 300.000,00 TL olacağı bu nedenle 6183 sayılı Yasanın 70. maddesi uyarınca borçlunun haline münasip evi ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabileceği kanısına varılmıştır. Kurum işleminin yerinde olduğu, hacze konu taşınmaz değerinin, davacının ailesiyle birlikte yaşayacağı hale münasip ev değerinden fazla olduğu” şeklindeki gerekçe hatalıdır. Kurum işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiş ise de gerekçedeki bu eksikliğe rağmen verilen istinaf isteminin esastan reddine dair karar netice olarak doğrudur. Bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: HMK’nın 370. maddesi gereği, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesindeki “Davacı taraf her ne kadar hacze konu taşınmazın hale münasip ev olduğunu iddia etmiş ise de keşif ve bilirkişi raporu ile taşınmazın dava itibariyle değerinin 425.000,00 TL olduğu ve davacının eşi ve üç çocuğuyla birlikte yaşayabileceği hale münasip ev bedelinin 300.000,00 TL olacağı bu nedenle 6183 sayılı yasanın 70. maddesi uyarınca borçlunun haline münasip evi ancak evin değeri fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılabileceği kanısına varılmıştır. Kurum işleminin yerinde olduğu, hacze konu taşınmaz değerinin, davacının ailesiyle birlikte yaşayacağı hale münasip ev değerinden fazla olduğu” sözcüklerinin silinerek yerine “6183 sayılı yasanın 56. maddesi gereğince kurum işleminin yerinde olduğu” sözcüklerinin yazılmasına, karar gerekçesinin bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan tahsiline, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.