16. Hukuk Dairesi 2016/5758 E. , 2019/480 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 257 parsel sayılı 26300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 112 ada 257 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece 04.05.2004 tarihli yapılan keşfe katılan ziraatçı bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 29.06.2004 tarihli bilirkişi raporunda, taşınmazın toprak yapısı itibariyle killi-tınlı, kireçli, verimsiz, taşlı, engebeli, %20-25 meyilli, kısmen engebeli olmakla birlikte dava konusu arazi yapısı itibariyle herhangi bir tarım alet ve ekipmanı ile işlenemez durumda olup keşif günü itibariyle dava konusu parselin sürülmüş ve boş durumda bulunduğu, parselin çevresinde orman emvali ağaçlara rastlandığı, sınırlarının genişletilmesi mümkün olmayıp çevre parsele bakıldığında 20-25 yılı aşkın bir süredir tarım arazisi olarak kullanıldığı, imar ve ihyasının tamamlandığı açıklanmış, daha sonra mahkemece taşınmaz başında yeniden yapılan keşif sonrası dosyaya ibraz edilen ve ziraatçı bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 05.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın %10-15 meyilli, 2. sınıf kuru tarım arazisi olduğu, işlenmiş taşınmaz sınırları içerisinde 8-10 yaşlarında antepfıstığı ve 8-10 yaşlarında bağ bulunduğu, 20-25 yıldan beri işlenerek imar ve ihyasının tamamlanmış olduğunun belirtildiği, yine aynı bilirkişinin 02.12.2014 tarihli ek raporunda ise, taşınmazın imar ve ihyasının yapıldığı, toprağın işleniş durumuna göre taşınmaz üzerindeki dikili olan bitki örtüsünün yaş durumları göz önüne alındığında kullanım durumunun 30-35 yılı aşkın süre belirtilmesi gerekirken sehven 20-25 yıl olarak belirtildiği belirtilmiştir. Dosyada aynı taşınmaza yönelik taşınmazın niteliği hususunda birbiri ile çelişen ziraatçı bilirkişi raporları bulunmasına rağmen mahkemece bu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi adına yeni bir bilirkişi raporu alınmamıştır. Öte yandan taşınmazın batı ve güney sınırında orman toprağı vasfıyla kesinleşen 112 ada 245, 228 ve 231 parsel sayılı taşınmazlar bulunmasına rağmen yöntemine uygun orman araştırması yapılmamıştır. Ayrıca taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarının uzmanı tarafından incelenmesi metodundan da yöntemine uygun bir biçimde yararlanılmamıştır. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının en az üç ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için çekişmeli taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilerek bu fotoğrafların jeodezi ve fotogrametri uzmanı tarafından stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için; dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, teknik bilirkişi, orman mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, önceki ziraatçı bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; orman mühendisi bilirkişiden dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını bildirir, orman yasaları karşısında taşınmazın durumunu açıklar, ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.