Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6153
Karar No: 2018/3163
Karar Tarihi: 19.04.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/6153 Esas 2018/3163 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/6153 E.  ,  2018/3163 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 07/11/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen 21/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı dava davacısının, karşı davanın reddine yönelik tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davalı- karşı dava davacısının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne; karşı davanın ise reddine karar verilmiş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; müvekkilinin ve davalının avukat olduğunu, davalı ile müvekkili arasında ... İcra Müdürlüğünün 2011/2280 esas sayılı dosyasına ilişkin bir husumet bulunduğunu, davalının bu dosya nedeniyle müvekkilini haksız olarak şikayet ettiğini,müvekkili hakkında soruşturma başlatıldığını ve hakkında kamu davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde müvekkilinin beraat ettiğini belirterek, haksız şikayet sebebiyle uğranılan manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davalının şikayeti sonucunda davacının görevi kötüye kullanma suçundan haksız olarak yargılandığı, davalının şikayetinin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne; davacının ise davalıyı haksız yere şikayet ettiği davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK’nın 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Somut olayda, davalı tarafından alacaklı...adına vekili sıfatıyla ... İcra Müdürlüğünün 2011/2280 esas sayılı dosyasında kiralananın taşınmazın tahliyesi için takip başlatıldığı, takip devam ederken alacaklı...tarafından Avukat ..."e vekalet verildiği, bu avukat tarafından da yetki belgesi ile davacı Avukat ..."ın yetkili kılındığı, davacı ... 16/04/2013 tarihli icra dosyası içerisinde yer alan dilekçesi ile Avukatlık Kanunu"nun ve ... Meslek Kuralları 39. maddesi gereğince dosyada alacaklı vekili olarak görünen davalı Avukat ..."ya bildirimde bulunulmasını talep ettiği ve davalıya bildirimde bulunulduğu, ancak 18/04/2013 tarihli tahliye tutanağında alacaklı vekili olarak görülen davalının kiracı olan borçlu ... c"den kira alacağını haricen tahsil ettiği, dava dışı kiracı tarafından davacı hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, Bakanlık tarafından soruşturma izni verilmesine istinaden davacının görevi kötüye kullanma suçundan yargılandığı ve beraat ettiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, davacı avukatı, davalının şikayet etmediği, dava dışı kiracının şikayet ettiği, asıl davanın davalısının ceza yargılamasında tanık olarak dinlendiği, Adalet Bakanlığı tarafından davacı avukatın yargılanması için soruşturma izni verildiği anlaşıldığından davacı hakkında şikayetçi olunmasında az da olsa bir takım emareler mevcut olup şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığının ve hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığının kabul edilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Asıl dava davacısının karşı davaya yönelik vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarına gelince; Karşı davada, davalı-karşı davacı haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı
    davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren davacı-karşı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10. maddesi uyarınca davacı- karşı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmelidir. Bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle Davalı-karşı dava davacısı ... yararına; (3) sayılı bentte açıklanan nedenle davacı-karşı davalı ... yararına BOZULMASINA, davalı-karşı dava davacısı ...’nın, karşı davanın reddine yönelik temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi