7. Ceza Dairesi 2021/11548 E. , 2021/11732 K.
"İçtihat Metni"
6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’a muhalefet suçundan sanık ..."nün, anılan Kanun"un 18/8-9, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/1, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/05/2015 tarihli ve 2014/1167 esas, 2015/426 sayılı kararının 13/05/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 08/06/2015 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanması ile sanığın 6222 sayılı Kanun"un 18/8-9, 5237 sayılı Kanun’un 43/1, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İSTANBUL 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2019 tarihli ve 2019/450 esas, 2019/468 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 25/03/2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2020 tarihli ve KYB. 2020-44757 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/1, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1 ve 230/1-c maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetime olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun"un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçesiz karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Tebligat Kanunu"nun 20 ve 6099 sayılı Kanunla değişik 21, 23 ve özellikle bu Kanunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 30. maddesi uyarınca; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen koşul geçerlilik koşuludur. Anılan kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca beyanda bulunan ilgilinin imzadan imtina hakkı bulunmakta ise de isimden imtina hakkı bulunmamaktadır.
Somut olayda, sanığa gerekçeli kararın tebliğine ilişkin evrakta komşusunun ismi yazılmadan haber verildiğine ilişkin şerhle, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre tebliğe çalışıldığı, ancak tebliğ evrakında, bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi tespit ve tevsik edilmeden tebliğ işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile yapılan tebligat, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğu ve usulüne uygun olarak kesinleşmediği görülen hükme karşı kanun yararına bozma yoluna gelinemeyeceği anlaşılmakla;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden talebinin REDDİNE, 05.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.