11. Hukuk Dairesi 2018/2364 E. , 2019/4691 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 27/02/2018 tarih ve 2014/1421-2018/164 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen 18/06/2010 tarihli brokerlik sözleşmesinin 24/11/2011 tarihinde feshedildiğini, müvekkil şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda brokerin müvekkili şirkete 24.313,37 TL borcu bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya dair hakları saklı tutulmak kaydı ile şimdilik; 24.313,37 TL"nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında yazılı brokerlik sözleşmesinin mevcut olmadığını, dava dilekçesinin ekinde sunulan ve 2. sayfadan ibaret 18/06/2010 tarihli "PROTOKOL" başlıklı belgenin 1.sahifesinde herhangi bir imzanın bulunmadığını, 2. sayfasında ise "BROKER" yazılı kısmın altındaki kaşe ve üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, sözleşmenin 24/11/2011 tarihinde feshedildiğinin bildirilmesine rağmen bu fesihten müvekkili şirketin dava sonrası haberinin olduğunu, geçerli olmayan sözleşmenin feshinden söz edilemeyeceğini, 24.313,37 TL borcun nereden kaynaklandığını davacı tarafın yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, 18/06/2010 tarihli broker sözleşmesini davalı şirket adına ...’ın imzaladığı ve davalı şirket yetkilisinin ... olduğu, yetkisiz davalı şirket çalışanı ...’ın imzaladığı sözleşme sonucu davalı şirketin brokerlık işlemlerini yaptığı, sözleşme koşullarına uyarak işlem gerçekleştirdiği, bu şekilde doğan işlemlerin davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, şirketin fiilen sözleşmeyi kabul edip uygulamasına rağmen sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadı iddiasında bulunmasının hakkın kötüye kullanımı sayılacağı ve davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, 23,313,37 TL"nin dava tarihi olan 27/12/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarnın reddi gerekmiştir.
2-Dava, Brokerlik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta,
Dava dilekçesinde 24.313.37 TL alacağın davalıdan tahsili istenmiş, yerel mahkemenin 2011/514 esas, 2013/153 karar sayı ve 18.07.2013 günlü karar ile davanın 22.082.24 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairenin bozma ilamına yerel mahkemece uyularak 24.313.37 TL yönünden kabul edilmiştir.
Yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne ilişkin 18.07.2013 günlü ilk karar sadece davalı tarafça temyiz edilmiş olup, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra usuli kazanılmış hakların ihlali sonucu davanın tam kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenle kararın re"sen BOZULMASINA, temyiz peşin harcının mümeyyiz davalıya iadesine 20/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.