12. Ceza Dairesi 2019/12691 E. , 2020/3043 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs
Hüküm : TCK"nın 277/1, 43/1, 62/1, 53/1-a-b-c-d-e-5. maddeleri gereğince mahkumiyet
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve sanık müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve sanık müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık avukat ...’un davalı (karşı davacı) PTT İzmir Başmüdürlüğü vekili sıfatıyla takip ettiği Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/130 esasına kayıtlı 25.03.2013 tarihli el atmanın önlenmesi davasında, dava konusu taşınmazda ihtiyati tedbir talebinde bulunulması ve davacı tarafın istemi 26.03.2013 tarihli tensiple uygun görülüp, dava konusu taşınmazın niteliğinin ve değerinin korunmasına yönelik zorunlu tadil ve inşaat işlemlerine izin verildiği belirtilerek gereğinin yapılması için Çeşme Belediyesi Başkanlığına müzekkere yazılmasının ardından, sanığın, 27.03.2013 tarihinde, mahkeme kaleminden çıkıp, görüşme talebinde bulunması üzerine kendisini odasına davet eden mahkeme hâkimi Volkan’a hitaben, onu baskı altına almak amacıyla; “Bu dosya ile ilgili olayları bilmiyorsunuz, Genel Müdürlükten baskı var, dosyayı kişiselleştirdiler, ortam çok gerildi, dava için yöneticiler her şeyi göze alacak, İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davası nedeniyle hâkim şikâyet edildi, tedbir kararını kaldırmazsanız, siz de şikâyet edileceksiniz.” biçiminde tehdit içerikli sözler söylediği, mahkeme hâkiminin “Tehdit mi ediliyorum?” diye sorması üzerine de bu defa; “Siz müdür beyi tanımıyorsunuz, çok kuvvetli, bilmediğiniz için iyiniyetle söylüyorum.” diyerek konuşmasına devam ettiği, 08.05.2013 tarihli ilk duruşmada alınan karar uyarınca icra edilen 15.05.2013 tarihli keşif esnasında da, yanlarında karşı taraf vekili de olduğu hâlde yine aynı mahkeme hâkimine hitaben; “Ben size söylemiştim, sizi şikâyet ettik, bizim müdür siyaseten çok güçlüdür, HSYK"da tanıdığınız yoksa başınız çok ağrır, Bölge Müdürümüz bir gün çok sinirli şekilde sizle kavga etmeye gelecekti, ben engelledim. Bu tedbirin bir an önce kalkması gerek, ben sizi uyarmıştım, yine uyarıyorum, çok zarar görürsünüz.” diyerek tehditlerini sürdürdüğü, neden şikâyet edildiğini soran mahkeme hâkimine kinayeli bir şekilde; “Bilmiyorum, müdür bey içini doldurur, benimde yerimi değiştirmeye kalktı.” diyerek sözlerini sürdürdüğü, açıklanan eylemlerinden dolayı sanığın TCK"nın 277. maddesindeki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Gerek mahkeme hâkiminin makamında gerçekleşen görüşmede gerek keşif sırasında, sanık tarafından mahkeme hâkimine tehdit içerikli sözler söylendiğine dair mahkeme hâkiminin iddialarının, ifadelerine başvurulan tanıkların anlatımlarıyla doğrulanmadığı gibi, sanığa yüklenen her iki eylem ile ilgili olayın hemen ardından tutanak düzenlenmeksizin keşif tarihinden beş gün sonra ayrı bir dilekçe ile suç ihbarında bulunulması karşısında, mahkeme hâkiminin, iddia ettiği olayların var olması muhtemel delillerinin kaybına da kendisinin sebep olduğu ve iddialarının soyut aşamada kaldığı gözetilmeden, sanığın, savunmasının aksine, mahkumiyetine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle sanık hakkında CMK’nın 223/2-e madde, fıkra ve bendi gereğince beraat hükmü kurulması gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülüp, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Sanığın eylemlerinin tehdit suçunu da içerdiği kabul edilmesine göre; TCK"nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kapsamında daha ağır cezayı içeren yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan belirlenen temel cezanın, TCK"nın 277. maddesinin ikinci fıkrasındaki “Birinci fıkradaki suçu oluşturan fiilin başka bir suçu da oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısına kadar artırılır.” hükmü uyarınca artırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanığa eksik ceza tayini,
b) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın ve sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 04.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.