19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18166 Karar No: 2017/1944 Karar Tarihi: 09.03.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18166 Esas 2017/1944 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, kredi sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olmaması nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece verilen kararın bozulması sonucunda, imzanın davacı eli ürünü olmadığı, ödenen bedelin davacıya iade edilmesi gerektiği, ıslah ile artırılan bedel için hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Kararda, davalı bankanın harçtan muaf olmadığına ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı ve harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise Harçlar Kanunu'nun 123. maddesi ve yeniden yapılandırmaya ilişkin 4603 sayılı kanundur.
19. Hukuk Dairesi 2016/18166 E. , 2017/1944 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, takip dayanağı kredi sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olmaması nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece verilen davanın kabulü kararı, Dairemiz 02.04.2015 tarih; 2014/17596 E. - 2015/4746 K. sayılı ilamı ile “Somut olaya gelindiğinde, davacı aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle 16.01.2009 tarihinde 15.105 TL., 20.01.2009 tarihinde 1.500 TL. ödemiştir. Dava 05.01.2010 tarihinde 15.105 TL.nin istirdatı talebi ile açılmış olup bu tarihte anılan miktar için hak düşürücü süre geçmemiş ise de, 20.06.2012 tarihinde yapılan ıslaha konu 1.500 TL. yönünden ödeme tarihi ile ıslah tarihi arasında 1 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Mahkemece ıslah edilen kısım yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı ve yanılgılı gerekçe ile ıslah edilen kısım yönünden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, imzanın davacı eli ürünü olmadığı, ödenen 15.500 TL "nin davacıya iadesi gerektiği, 20.06.2012 tarihli ıslah ile artırılan 1.500 TL yönünden ise hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Hüküm fıkrasında “ Davalı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan 244,40 TL. harcın talep halinde davacıya iadesine” denilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 5766 sayılı Kanunun 11. maddesinin (ç) bendi ile değişik 123. maddesindeki harç istisnası yurtdışında alınacak kredilerin geri dönüşümü ile ilgili işlemlerle sınırlı olarak uygulanmaktadır. Yeniden yapılandırma ile ilgili 4603 sayılı kanunda öngörülen muafiyetin ise TC. Ziraat Bankasının davacı olduğu davalarda uygulanabileceği, anılan yasa hükmü gereğidir. Davalı bankanın somut olayda harçtan muaf olduğuna ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re"sen gözetilmesi gerekir. Kamu düzeni, aleyhe bozma yasağının istisnalarındandır. Bu durumda mahkemece davalı bankanın karar ve ilam harcı ile sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.