8. Hukuk Dairesi 2016/17207 E. , 2016/16948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Celadin Kahya mirasçıları ... ve müşterekleri ile Refia Kayyımı .... Defterdarlığı ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 10.09.2013 gün ve 284/415 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar Hazine vekili ve Kayyım vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, müvekkillerinin babası Celadin Kahya"nın dava konusu 35020 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yaklaşık 40 yıldan beri malik sıfatıyla kullandığı evi bulunduğunu, ıslah imar çalışmalarında bu taşınmazın her nasılsa tapuda maliki kim olduğu belli olmayan Refia isimli bir kişi adına yazıldığını,Refia adlı bir şahsın olup olmadığının belli olmadığını, bu nedenle Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin kararı ile ...Defterdarlığının kayyım olarak atanmış bulunduğunu belirterek, 35020 ada 9 nolu parselde Refia adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile TMK"nun 713. maddesi gereğince davacılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili ve Davalı Kayyum ...Defterdarlığı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece; davanın kabulü ile; dava konusu edilen 35020 ada 9 parsel de kayıtlı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına (Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 13/08/2007 tarih ve 2007/1558 Esas, 2007/1673 Karar sayılı ilamı Karşıyaka 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 15/06/2012 tarih ve 2012/703 Esas, 2012/761 Karar sayılı ilamı, Karşıyaka 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 08/09/2009 tarih ve 2009/693 Esas, 2009/1149 Karar sayılı ilamı) miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili ve davalı Kayyum ...Defterdarlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 35020 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu maliki Refia"nın tapu kaydında kim olduğu bilinmeyen kişi olduğu iddiası ile TMK 713/2 maddesi uyarınca açılan tapu iptal ve tescil davasıdır.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nun 713/2. maddesindeki
düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
Kanunun açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK"nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.
Somut olaya gelince, dava konusu parselin ilk geldi kaydı olduğu anlaşılan 2421 ada 29 parsele ait Beyanname ve Kayıt Varakasında yazılı olan bilgilere ve bu kadastro tutanağının dayanağı olduğu anlaşılan Temmuz 1940 tarih ve 16/20, 2/10/1935 tarih ve 7/10 nolu 26/9/1934 tarih ve 143/8 nolu tapu senetleri ve tapu kaydı özü kayıtları ile aynı parsele kadastro sırasında uygulanan 57/68 vergi genel nolu vergi kaydında yazılı bilgilere dayanılarak dava konusu parselde Refia"ya 2/12 pay yazılmıştır. Bu paya istinaden de temlik ve intikaller sonrasında dava konusu bu pay, ıslah ve imar edinme sebebi ile 19/9/1988 tarihinde 35020 ada 9 parsel olarak Refîa adına 2 katlı ev ve arsası niteliği ile tapuya kayıt ve tescil edilmiştir. O halde; kadastro tutanağındaki bilgiler ile yukarıda yazılı bulunan dayanak tapu kayıtları ve vergi kayıtlarına göre Refia"nın tanınan ve bilinen kişilerden olduğunun kabulü gerekir.
Tüm bu açıklamalar ışığında, kayıt malikinin kim olduğuna yarar bilgilerin tapu kütüğünde mevcut olduğu, tanınan ve bilinen kişi olup, maddede yazılı koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmamaktadır. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle kayıt malikinin bilinmeyen kişi olduğundan hareketle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ve Davalı Kayyum ...Defterdarlığı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.