Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2021/7984
Karar No: 2022/314
Karar Tarihi: 20.01.2022

Danıştay 4. Daire 2021/7984 Esas 2022/314 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2021/7984 E.  ,  2022/314 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2021/7984
    Karar No : 2022/314

    KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
    İSTEYEN TARAFLAR : 1- ...Holding Anonim Şirketi
    2- ...Bakanlığı

    İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Dördüncü Dairesinin 22/06/2021 tarih ve E:2016/20995, K:2021/3467 sayılı kararının, taraflarca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
    SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı tarafından cevap verilmemiş, davalı tarafından karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
    TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek Danıştay Dördüncü Dairesinin kararı kaldırıldıktan sonra, Vergi Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince işin gereği görüşüldü:
    Karar düzeltme dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görüldüğünden, Danıştay Dördüncü Dairesinin 22/06/2021 tarih ve E:2016/20995, K:2021/3467 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek, .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararına ilişkin temyiz başvurusu yeniden incelendi:
    Davacı şirket tarafından, kendilerinin de içinde bulunduğu şirketler grubuna ait ...A.Ş.'ye 27/10/2000 tarihinde B.D.D.K. tarafından el konularak TMSF’ye devredildiği, kendi şirket yönetimlerine de 30/03/2007 tarihinde kayyum atandığını ve bu hususun 09/04/2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiği, 03/07/2013 tarihinde tescil ve 09/07/2013 tarihinde ilan edilen kararla şirket yönetiminin eski yöneticilere iade edildiği, şirketin kayyum idaresindeyken 2004-2010 yıllarına ilişkin borçlarının 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırıldığı ve bu kanuna göre 6183 sayılı Kanun'da yer alan gecikme zammı yerine TEFE/ÜFE oranlarında değerleme yapılarak ödemede bulunulduğu, 213 sayılı Kanun'un 13. ve 15. maddeleri uyarınca şirket yönetiminin kayyum idaresinde olmasının mücbir sebep sayılması gerektiği, mücbir sebep halinde gecikme zammı ve faizinin hesaplanmaması gerektiği, dolayısıyla 6111 sayılı Kanun'da gecikme zammı yerine öngörülen TEFE/ÜFE oranındaki değerlemenin de yapılmaması gerekirken bu hesabın yapılması nedeniyle fazladan ödendiği ileri sürülen tutarın iadesi istemiyle vergi dairesine başvurulduğu, zımnen ret işlemi üzerine dava açıldığı, mahkemece merciine tevdi kararı verilmesi sonrası şikayet başvurusununda reddi üzerine açılan işbu davada, Vergi Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın esası incelenerek, davacı şirketin 30/03/2007 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği ve yine kendi iradesi olmaksızın 02/07/2013 tarihine kadar böyle yönetildiği dikkate alındığında davacı şirket açısından bu olayın bir mücbir sebep olduğu sonucuna varılarak dava konusu işlemin 30/03/2007 tarihinden sonra tahakkuk eden vergiler için gecikme zammı yerine 6111 sayılı Kanun'da öngörülen TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan ve tahsil edilen tutarın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmının iptaline ve bu kısım bakımından davanın kabulüne, davaya konu işlemin 30/03/2007 tarihinden önce tahakkuk eden vergiler için gecikme zammı yerine 6111 sayılı Kanun'da öngörülen TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan ve tahsil edilen tutarın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmının iptali istemi bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir. Taraflarca kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurulmuştur.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddesinde “Hesap hataları”, 118. maddesinde ise “Vergilendirme hataları” sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Aynı Kanunun 122. maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, 124. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
    Yukarıda belirtilen kanun hükümlerine göre, dava açma süresi geçtikten sonra, ancak kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak, hukuki ihtilaf içermeyen basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür. Aksi takdirde, her türlü uyuşmazlığın düzeltme zamanaşımı içinde dava konusu edilebilmesi söz konusu olur ki, bu da dava açma sürelerine ilişkin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin konuluş amacına uygun düşmeyecektir.
    Olayda, davacı şirkete ait vergi borçlarının 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılarak TMSF tarafından vergi dairesi müdürlüklerine ödendiği anlaşılmış olup, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçlara karşı dava açılamayacağı hususunun Kanun'da açıkça düzenlendiği, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların da uyuşmazlığın çözümü bakımından hukuki yorum gerektirdiği de dikkate alındığında vadesi geçmiş vergi borçlarına TEFE/TÜFE oranında hesaplama yapılmak suretiyle ödenmesi işlemi, Vergi Usul Kanunu'nda sayılan vergi ve hesap hataları kapsamında düzeltme ve şikayet konusuna girmemektedir.
    Bu bakımdan; ancak vergilendirme işlemine, ödeme emri veya haciz işlemlerine karşı süresinde açılacak davada incelenebilecek olan hukuki ihtilaf niteliğindeki dava konusu uyuşmazlığın, Vergi Usul Kanunu'nun 124. maddesinde vergi hataları için öngörülen idari başvuru yolu izlenerek tesis ettirilen işlem sonucunda incelenmesi mümkün değildir.
    Bu itibarla Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu işlemin 30/03/2007 tarihinden sonra tahakkuk eden vergiler için hesaplanan ve tahsil edilen gecikme zammı ve bu gecikme zammının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin kısmının iptaline yönelik hüküm fıkrasında hukuka uyarlık, 30/03/2007 tarihinden önce tahakkuk eden vergiler için hesaplanan ve tahsil edilen gecikme zammı ve bu gecikme zammının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine

    ilişkin kısmının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Bu nedenle, .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının kabule ilişkin kısmının bozulmasına, redde ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 20/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY:
    Kararın düzeltilmesi istemini içeren dilekçelerde öne sürülen hususlar, kararın düzeltilmesini sağlayacak nitelikte bulunmadığından, tarafların kararın düzeltilmesi istemlerinin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi