20. Hukuk Dairesi 2016/6458 E. , 2018/3917 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... ve Ark.
DAVALILAR : Hazine-Orman Yönetimi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 23/06/2014 tarihli dava dilekçesi ile; ...ili ... ilçesi ... mahallesi ... tarlasında bulunan 2396 parselin 14000 m2 zeytinlik vasfı ile davacılar adına tapuda tescil edildiği, ... tarafından davacılar aleyhine ...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/165 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davası açılarak 2396 sayılı parselin kısmen 2397 sayılı parselin tamamen kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kalmasından dolayı 2396 sayılı parselin orman sınırları içerisinde kalan kısmının 2397 sayılı parselin tamamının tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi isteğinde bulunulduğunu, yapılan yargılama sonucunda 2396 parselin 3.174 m2"lik kısmının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 10826 m2"lik kısmının orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 2397 parselin ise davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 14/12/2005 tarihinde kesinleştiği, aynı yerde bulunan 2463 parselinde 1.642,00 m2"lik kısmı 5319 parsel olarak 952,00 m2"lik kısmınında 5320 parsel olarak orman olduğu gerekçesi ile davacıların tapu kayıtlarının iptaline karar verildiğini, yine 2398 sayılı parselin 17.760,00 m2"lik taşınmazdaki davacılar adına olan tapu kaydının iptaline, 992 ada 5 parsel sayılı 7.462,53 m3 yüzölçümlü taşınmaz hakkında kadastro çalışması sonucu Hazine adına 2010 yılında tescil kararı verildiği, davacıların 6412 sayılı Kanunla değişik 6292 sayılı Kanundan faydalanmak için ...Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı ... Emlak Müdürlüğüne başvurduklarını taleplerinin reddedildiğini, davacıların mülkiyet haklarının davalının eylem ve işlemleri ile hiç bir bedel ödenmeksizin sona erdiği, davacıların yargı kararı ile ellerinden alınan taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu karar ile Devletin kendi tuttuğu tapu sicilini bozarak tapunun iptaline sebebiyet verdiği, kişinin mülkiyet hakkı sonlandırılırken ve kaybına sebebiyet verilirken karşılıklı hak dengesinin sağlanması ve mülkiyet hakkı sahibine mal varlığındaki eksilişi telafi edici adil bir tazminatın ödenmesinin zorunlu olduğunu, davacıların mülkiyet hakkı kaybına sebebiyet verildiği nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatın davalıdan hükmen tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davacılar vekili 01/10/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; 2397 parsel yönünden 89.200,00 TL tazminat olarak, 2396 parsel yönünden ise, bu parselin ifrazı ile oluşan 5412 ve 5413 parsellerin bedelsiz olarak tapusunun iadesi isteğinde bulunmuş, eksik harcı tamamlamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-Davalı ... aleyhine açılan davanın HMK"nın 114/1-(d), 115/2 maddeleri gereğince husumet nedeni ile usulden reddine,
2-Davacıların Hazine aleyhine açtıkları davanın kısmen kabulü ile;
A) Dava konusu 2398 parsel yönünden davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığı nedeni ile HMK"nın 114/1-(d) ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,
-2- 2016/6458-2018/3917
B) Dava konusu 992 ada 5 parsel yönünden davacılar murisinin mülkiyet hakkı bulunmadığı, kullanıcı sıfatının olduğu nedeni ile HMK"nın 114/1- (d) ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,
C) Dava konusu 2463 parsel yönünden dava konusu taşınmazın davacılar murisi... adına kayıtlı olması nedeni ile hukuki yarar bulunmadığından HMK"nın 114/1 (h) ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine,
D) 2396 parsel yönünden söz konusu parselin 5412 ve 5413 parsellere ifraz edilmiş olması dikkate alınarak 5412 parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile ...8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/03/1993 tarih 1993/197 Esas 1993/279 Karar sayılı veraset ilamı gereğince muris ..... mirasçıları ..., ... ve ... adına tapuya tesciline,
F) 2396 parselden ifraz edilen 5413 parsel yönünden iade koşulları bulunmadığı gibi davacılar vekilinin ıslah dilekçesi ile tazminat isteminden vazgeçmiş olduğu gözetilerek tescil isteğine ilişkin istemin reddine,
G) Dava konusu 2397 parsel yönünden tazminat isteminin kabulü ile; 89.200,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak ...8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04/03/1993 tarih 1993/197 Esas 1993/279 Karar sayılı veraset ilamı gereğince muris ... mirasçıları ..., ... ve ... "e miras payları oranında verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından aleyhine hüküm kurulan 2397 ve 5412 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin iken, ıslah dilekçesi ile 5412 ve 5413 parsel sayılı taşınmazlar yönünden, 2/B alanında kalan taşınmazların 6292 sayılı Kanun gereği tescili istemine ilişkindir.
1-Davalı Hazinenin 5412 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, dava konusu taşınmazın geldisi olan 2396 parsel sayılı taşınmazın 14000 m2 yüzölçümü ve zeytinli tarla vasfı ile hükmen davacılar ve murisi adına tapuda kayıtlı iken Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/165 E-2005/122 K. sayılı ilam ile; 10826 3174 m2 kısmının orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kısmın 5413 parsel sayısı ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edildiği, 3174 m2 kısmının ise Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan alanda kaldığı gerekçesi ile Hazine adına tesciline karar verildiği ve 5412 parsel sayısı ile Hazine adına tarla vasfı ile tescil edildiği, temyize konu 5412 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı, davacılar tarafından 6292 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26/04/2012 tarihinden, bu Kanunun 7. maddesinde belirtilen 2 yıllık süre içerisinde 22/10/2012 tarihli dilekçeleri ile taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereği iadesi için Milli Emlak Dairesi Başkanlığına başvuruda bulundukları, idarenin 24/12/2012 tarihli cevabı ile başvurunun reddine karar verdiği, daha sonra davacıların eldeki davayı açtıkları ve ıslah dilekçeleri ile 5412 parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereği adlarına tescil talep ettikleri, mahkemece taşınmazın 6292 sayılı Kanun gereği iadesi gereken taşınmazlardan olduğu gerekçesi ile davacılar adına tesciline karar verildiği, mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,
2- Davalı Hazinenin 2397 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları bakımından;
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ilçesinde bulunan 2397 parsel sayılı taşınmazın 8920 m2 yüzölçümü ve zeytinli tarla-delicelik vasfı ile 16/03/1964 tarihinde ¼ eşit paylarla İbrahim (davacıların murisi), ... adına hükmen tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu; 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/165 E-2005/122 K. sayılı ilamı ile 2397 parselin tamamının orman vasfı ile Hhazine adına tesciline karar verildiği, hükmün 14.11.2005 tarihinde kesinleştiği, 23/06/2014 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
-3- 2016/6458-2018/3917
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı).
Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise, net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde kabul edilerek gelir hüküm kurulmasında isabetsizlik yoktur. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.
O halde; çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde olduğundan sulu-kuru olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklıkğı, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle değerlendirme tarihindeki (tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği 14/11/2005 tarihindeki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar usûl ve Kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 5412 parsel sayılı taşınmaz bakımından ONANMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2397 parsel için hükmedilen tazminat bakımından BOZULMASINA, 17/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.