(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/29305 E. , 2020/2776 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait dersanede 2004 yılından itibaren hizmetli olarak çalıştığını, ayrıca güvenlik hizmetinin yanında dersaneye gelen öğrencileri servisle taşıdığını, 8 yıl aynı işyerinde bu işleri yapmasına rağmen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile işveren arasında iki yıl süreli belirli süreli iş sözleşmesi bağıtlandığını, çalışma izninin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından onaylandığını, son olarak davacı işçinin devamsızlık yaptığının anlaşılması üzerine iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacı 2004-2014 yılları arasında kesintisiz olarak aynı işyerinde çalıştığını ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesini talep etmiş, mahkemece dosyaya davacının bütün alacaklarını aldığına ibraname sunulduğu, yapılan imza incelemesi sonucuna göre ibranamedeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, ayrıca davacının 08.04.2014-09.04.2014-10.04.2014 tarihlerinde mazeretsiz olarak işe gelmediğine dair tutanak düzenlendiği, devamsızlık sebebine dayalı haklı fesih iddiasının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi feshe bağlı alacakların yanı sıra, fazla çalışma ücreti, ödenmeyen çocuk parasının iadesi, ödenmemiş işçi ücreti alacağı gibi birtakım alacakların da tahsilini talep ettiği görülmekte olup, konunun iki ayrı yönden ele alınmasında yarar vardır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacının fesih dışındaki talepleri yönünden mahkemece işin esasına girilmemiş, herhangi bir inceleme yapılmamış, doğrudan doğruya dosya kapsamındaki ibranamedeki imzanın davacıya ait olduğu gerekçesi ile ‘maddi tazminat’ adı altındaki taleplerin reddine karar verilmiştir. Gerçekten de davacı taraf 18/10/2011 tarihli ibranamedeki imzanın kendisine ait olmadığı ve işveren vekilleri tarafından yerine imza atıldığı gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olup, Savcılık dosyasında yapılan imza incelemesi neticesinde ibranamedeki imzanın davacıya ait olduğu belirlenmiştir. Bu sonuca göre ibranamedeki imzanın davacıdan sadır olduğu konusunda uyuşmazlık kalmamıştır. İbranamenin düzenleme tarihi ise 18.10.2011 tarihi olup, geçerlilik denetiminin yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanunu dönemindeki ilke ve esaslara göre yapılması gerektiği açıktır. Davalının sunduğu matbu olarak hazırlanmış ibraname incelendiğinde, bir kısım alacaklara ilişkin olarak, ayrı kalemler halinde ödeme miktarına yer verildiği tespit edilmektedir. Miktar içeren ibranamelerin ‘ibra’ sonucunu doğurmadığı, sadece içerdiği miktarlar yönünden ‘makbuz’ hükmünde değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir. Bu bakımdan mahkemece, ibranamenin ‘makbuz’ hükmünde olduğu kabul edilip, işin esasına girilerek davacının alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Ayrıca 18/10/2011 tarihli ibranamede, işveren olarak Özel Gelecek Eğitim Kurumları isminin yer aldığı, ibranamenin davacının 2006-2011 yılları arasındaki çalışmasına ilişkin olduğu göze çarpmakta olup, davacının işyerindeki çalışma iddiası ise 2004-2014 yılları arasındaki döneme ilişkindir. Dosyada mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının 19/10/2011 tarihinde Özel Gelecek Eğitim Kurumlarına ait işyerinden çıkışı yapılarak, aynı tarihte davalı şirkete ait işyerinde girişi yapılmıştır. Buna göre davacının ibranamenin düzenlendiği dönemden önce başka bir işveren bünyesinde, sonrasında ise davalı işveren bünyesinde çalıştığı anlaşılmakta olup, mahkemece davacının önceki dönem çalışmasının tasfiye edilip edilmediği de dikkate alınarak, davalı işveren ile dava dışı işveren arasında iş sözleşmesinin devri, işyeri devri bulunup bulunmadığı yönlerinden herhangi bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi bir başka hatalı yöndür.
Dosyadaki ibraname ise 2006-2011 yılları arasındaki döneme ilişkin olup, davacının gerek 2006 yılı öncesine gerekse 2011-2014 yılları arasındaki döneme ilişkin talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması yerinde görülmemiştir. İbranamede ödendiği belirtilen alacak miktarlarının belirtilen dönemleri kapsadığı kabul edilemeyeceğinden, öncelikle davacının fazla çalışma ücreti, çocuk yardımı, ödenmemiş ücret gibi taleplerinin niteliği ve hangi döneme ilişkin olduğu davacıya açıklattırılmalı, bu talepler yönünden de işin esasına girilerek bir karar verilmelidir.
Feshe bağlı alacaklar yönünden ise, davalı işveren iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini savunmuş ise de, davalının 11/04/2014 tarihinde haklı fesih iddiasına karşılık davacının 01/04/2014 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı"na gönderdiğini bildirdiği dilekçe ile birlikte ele alınarak değerlendirme yapılmalı, oluşacak sonuca göre dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir. Dosyadaki bir kısım deliller değerlendirilmeden, bir kısım deliller ise hatalı değerlendirilmek suretiyle, yazılı gerekçe ile hüküm tesis edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/02/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.