4. Hukuk Dairesi 2016/8074 E. , 2018/3151 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/06/2014 gününde verilen dilekçe ile üye olduğunun tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, davalı ... Bölgesine üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... Sanayici ve İşadamları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine ortaklık senedi ile ortak olduğunu, ancak davalı kooperatifin yönetim kurulu kararı ile ihracına karar verildiğini, bu karara karşı açtığı iptal davasının kabul edildiğini, kabul üzerine anılan kooperatif ile birleşen ve yeni adıyla .... ... Organize Konut Yapı Kooperatifine üye yapıldığını, bu kooperatifin de bir kısım üyeleri ile birlikte tüm malvarlığının ... Organize Sanayi Bölgesine aktarıldığını, kooperatife üye olmaktaki amacının işyeri edinmek olduğunu, dolayısıyla diğer işyeri sahipleri gibi Organize Sanayi Bölgesine üye olması gerektiğini ileri sürerek, ... Organize Sanayi Bölgesine üye olduğunun tespitini istemiştir.
Davalı, ihraç kararının iptaline ilişkin davada; davacının, Organize Sanayi Bölgesi nezdinde hak sahibi olmadığına hükmedildiğini, zira Organize Sanayi Bölgesine üye değil ancak katılımcı olunabileceğini belirterek davanın esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu da dikkate alınarak, davacı hakkında verilen kooperatiften ihraç kararının iptal edildiği, tüm ortaklık hak ve vecibelerine sahip ortak olan davacının durumunda herhangi bir değişikliğin meydana gelmediği, keza davacının .... Sanayici ve İşadamları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi (...) inde ortaklığının hiç sona ermediği, bu kooperatifin devamı olan davalı ... Bölgesinde de üyelik hak ve yükümlülüklerinin devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106. maddesinde "Tespit davası yoluyla bir hakkın ya da hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz." hükmü bulunmaktadır. Buna göre, tespit davası, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesine ilişkin bir dava olup, hukuki ilişkinin tespit edilmesinde davacının hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması zorunludur.
Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı
kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. (HMK 114/1-h, 115.md.)
Somut olayda, davacının ... üyeğinin tespitini istemekteki amacı olan anılan yerde işyerine sahip olmak olduğundan bu hususta eda davası açabileceği halde, üye olduğunun tespiti davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Davanın bu nedenle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, kabulü HMK’nın 114/1-h ve 115. maddelerine aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.