Esas No: 2022/1127
Karar No: 2022/10156
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/1127 Esas 2022/10156 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/1127 E. , 2022/10156 K."İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.740,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 49. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2021 tarihli ve 2020/286 esas, 2021/299 sayılı kararına karşı sanık müdafii tarafından yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/04/2021 tarihli ve 2021/319 değişik ... sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre,
1-Mercii ... 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/04/2021 tarihli kararı ile "...sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde, ... 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/270 esas 2016/511 karar sayılı ... ilamının 5 yıllık denetim süreci içinde ... bu suçu işlediği..." gerekçesi ile sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına dair karar verilmiş ise de; sanık ... yerine katılan Necmettin Kesgin'in adlî sicil kaydı getirtilerek katılanın adlî sicil kaydında bulunan ... 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/270 esas 2016/511 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından dolayı sanık hakkında denetim süresi içerisinde yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinden bahisle itirazın kabulüne karar verildiği,
Sanığın adlî sicil kaydı incelendiğinde ise; adlî sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının denetim süreleri dolduktan sonra, ... bu incelemeye konu suçun işlendiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmediklerinin görülmesi karşısında, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesinde,
2-Kabule göre de, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/06/2020 tarihli iddianamenin, ... 49. Asliye Ceza Mahkemesince 16/07/2020 tarihinde kabul edilmesi sonrasında düzenlenen tensip zaptında basit yargılama usûlünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın duruşma günü belirlendiği, 08/07/2021 tarihli ve 7331 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesinin 1. fıkrasına eklenen cümle ile duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usûlünün uygulanamayacağına dair yeni düzenlemenin 14/07/2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, anılan düzenleme öncesi dönemde iddianamenin kabulünden sonra hangi aşamada basit yargılama usûlünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda değerlendirme yapılması gerektiği konusunda yasal boşluk bulunduğu, mercii ... 35. Ağır Ceza Mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itiraza ilişkin karar verildiği 27/04/2021 tarihi itibarıyla 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ek düzenlemenin yürürlükte olmadığı nazara alındığında, itirazın bu yönden kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde farklı gerekçeyle itirazın kabulüne karar verilmesinde, isabet görülmemiştir. " denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1-"1" numaralı istem açısından yapılan değerlendirmede,
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz etmemesi,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
... Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin objektif koşulların gerçekleşmiş olmasına karşın bu koşulların oluşmadığından bahisle bu kurumun uygulanmamasına ilişkin hukuka aykırılıkların, hâkimin takdir hakkına taalluk eden bir husus olmaması nedeniyle bu hususların kanun yararına bozma konusu yapılabileceği yönünde de bir kuşku bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret suçundan adli para cezası verildiği, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını kabul eden sanık hakkında "sanığa verilen cezanın adli para cezası olması, sanığın sabıka kaydındaki ilamın silinme koşullarının oluşması, sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde kanaat oluşturması ile sabit olan eyleminden dolayı dosyada zarar beyanının bulunmaması, yine sanığın rızası da dikkate alınarak" şeklindeki gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Karara sanık müdafisi tarafından itiraz edilmesi üzerine itiraz mercii tarafından sanığın sabıka kaydı yerine katılanın sabıka kaydı esas alınarak yazılı şekilde itirazın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Suç tarihinde sanığın sabıkasında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların denetim süreleri dolduktan sonra incelemeye konu suçun işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanığa ait olmayan sabıka kaydının esas alınarak itirazın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan, kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
2-"2" numaralı istem açısından yapılan değerlendirmede,
5271 sayılı basit yargılama usulü başlıklı CMK'nın 251 maddesinde;
"(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223. maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.,
Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1/1/2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1/1/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenlemelere yer verilmiştir.,
Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 esas, 2020/33 sayılı kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi'nin 14/01/2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile 16/03/2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin de iptaline karar verilmiştir.
İncelenen dosyada; 5271 sayılı CMK'nin 251/1. maddesinin "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki hükmü gözetildiğinde, sanık hakkında hakaret suçundan yargılama yapılarak sanığın 5237 sayılı TCK’nın 125/1., 125/4., 62. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükümde suçun alenen işlenmesi nedeniyle sanığın cezasında artırım yapıldığının anlaşılması karşısında, mercii tarafından bu yönde değerlendirme yapılmamasına yönelik kararda bir isabetsizlik görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamelerdeki düşünceler kısmen yerinde görüldüğünden,
1- (2) numaralı isteme yönelik ... Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
2- (1) numaralı isteme ilişkin olarak, ... 35. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/04/2021 tarihli ve 2021/319 değişik ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK'nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, 2 nolu bozma yönünden sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.