Esas No: 2021/43120
Karar No: 2022/10105
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/43120 Esas 2022/10105 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında hakaret, tehdit ve kasten yaralama suçlarından açılan davanın sonucunda, sanığın akıl hastalığı nedeniyle ceza ehliyetinin bulunmadığına karar verildiği ve bu nedenle ceza verilmesine yer olmadığına, ancak güvenlik tedbirine hükmedilmesine karar verildiği belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın hukuki anlam ve sonuçları kısmen algılama yeteneğinin azaldığı belirtilmiş ve kanuna göre cezasının buna göre azaltılması gerektiği halde yanlış karar verildiği ifade edilmiştir. Dosyada takip edilmesi gereken hususlar belirtilerek, Adalet Bakanlığına tevdi edilmiştir.
Kanunlar:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun \"Akıl hastalığı\" başlıklı 32. maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun \"Müdafiin görevlendirilmesi\" başlıklı 150. maddesi
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret, tehdit ve kasten yaralama suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, sanığın işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğini kısmen ortadan kaldıran akıl hastalığının olduğu ve ceza ehliyetinin bulunmadığından bahisle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 32/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/3-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, 5237 sayılı Kanun'un 57/1. maddesi uyarınca güvenlik tedbirine hükmedilmesine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03/02/2021 tarihli ve 2019/70 esas, 2021/35 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"Dosya kapsamına göre; ... Asliye Ceza Mahkemesince hükme dayanak yapılan ... ...Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim edilen 05/02/2020 tarihli sağlık kurulu raporunda, adı geçen sanığın 12/01/2019 tarihinde işlediği iddia edilen suça ilişkin, ilgili tarihte kişinin 5237 sayılı Kanun'un 32/2. maddesinde ifade edilen anlamda fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin kısmen azaldığı, kişinin mevcut haliyle toplum ve kendisi için tehlikeliliğinin önemli ölçüde azalmış hali göz önünde bulundurularak anılan Kanun'un 57. madde kapsamında hastaneye yatmasının gerekli olmadığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrasındaki "Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir." şeklindeki hüküm dikkate alınarak, işlediği suçlara ilişkin olarak ceza verilmesi ve anılan Kanun hükmü uyarınca cezasının indirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04/10/2021 gün ve 94660652-105-14-19005-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümlerde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Akıl hastalığı" başlıklı 32. maddesi;
"(1)Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur.
(2)Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir" şeklinde hükümler içermektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Müdafiin görevlendirilmesi" başlıklı 150. maddesinde;
(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir" biçiminde düzenleme mevcuttur.
Dosyanın incelenmesinde; sanığın sevk edildiği ... ...Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 11/02/2020 tarihli sağlık kurulu raporunda, sanıkta "ajite depresyon" adlı ruhsal hastalığın bulunduğu, 12/01/2019 tarihinde işlediği iddia edilen suçlara ilişkin, 5237 sayılı Kanun'un 32/2. maddesinde ifade edilen anlamda fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin kısmen azaldığı, kişinin mevcut haliyle toplum ve kendisi için tehlikeliliğinin önemli ölçüde azalmış hali göz önünde bulundurularak, anılan Kanun'un 57. madde kapsamında hastaneye yatmasının gerekli olmadığının belirtilmesi karşısında, TCK'nın 32/2. maddesinin uygulanmasını gerektirecek biçimde akıl hastası olan sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca istemi aranmaksızın müdafii görevlendirilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla hükümler kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma istemi hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümlerde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 13/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.