
Esas No: 2022/10524
Karar No: 2022/10318
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/10524 Esas 2022/10318 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir işçinin alt işveren bünyesinde çalışırken asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödenen ücretinin, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçtiği zaman da aynı oranda artırılması gerektiği iddiasıyla açılan alacak davasıdır. İlk Derece Mahkemesi, işçinin ücretinin her asgari ücret dönemi için değişmesi gerektiği gerekçesiyle davayı kabul etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğunu belirtmiş ve davalı vekilinin istinaf başvurusunu reddetmiştir. Ancak, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kararın arabuluculuk son tutanak tarihini aşan kısım yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucunda ise, fazlaya ilişkin talebin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, geri kalan taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili, temyiz başvurusunda bulunmuş ancak kanun maddelerinde belirtilen sebeplerin olmadığı gerekçesiyle temyiz talebi reddedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesi, nihai kararların temyiz edilebilirliğini düzenlemektedir. 370 ve 371 inci maddeleri ise, nihai kararların temyiz yoluyla bozulabileceği sebepleri belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel ... sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini iddia ederek fark ücret alacağı, fark ikramiye ve ilave tediye ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından verilen karar uyarınca ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2021 tarihli ve 2020/84 Esas, 2021/50 Karar sayılı kararıyla; davacı ile davalı arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğu, sözü edilen kuralın her asgari ücret dönemi için işvereni bağlayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 27.10.2021 tarihli ve 2021/1073 Esas, 2021/1963 Karar sayılı kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli ... sözleşmesinin ilgili maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğu ve asgari ücret her değiştiğinde davacının ücretinin de oransal olarak değişmesi gerektiği belirtilerek incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 20.01.2022 tarihli ve 2021/12875 Esas, 2022/691 Karar sayılı ilâmı ile; davalının diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verildikten sonra, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan hesaplamaların arabuluculuk son tutanak tarihi dikkate alınmaksızın yapıldığı bu nedenle son tutanak tarihini aşan kısım yönünden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına ve dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilâmı doğrultusunda arabuluculuk son tutanak tarihi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ise dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, Bakanlık uygulaması yerinde olduğundan dava konusu talebin reddi gerektiğini, ücret düşümü söz konusu olmadığından davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacağa hak kazanamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; arabuluculuk son tutanak tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme isabet eden alacakların dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.