Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/26817
Karar No: 2018/377
Karar Tarihi: 22.01.2018

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/26817 Esas 2018/377 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, alacaklı tarafından başlatılan bonoya dayalı icra takibi sırasında borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği ancak Adli Tıp Kurumu raporlarının çelişkili olması nedeniyle dosyanın tekrar incelenmesi gerektiğine karar vermiştir. Ancak mahkeme, üç kez Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istemiş ve son raporda bile imza incelemesi yapılmadığından karar verirken hatalı davranmıştır. Ayrıca, takibin geçici olarak durdurulmaması nedeniyle borçlu aleyhine tazminat hükmü de verilmesi doğru değildir. Sonuç olarak, Mahkeme Kararı İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca bozulmuştur. İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre durdurulmuş olması gerekir. İİK'nun 170/2. maddesi uyarınca, takibin geçici olarak durdurulması gerektiği anlaşılmaktadır.
12. Hukuk Dairesi         2016/26817 E.  ,  2018/377 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun İİK."nun 168/4. maddesinde belirtilen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmüştür.
    Mahkemece verilen 29/01/2015 tarihli ilk karar, Dairemizin 08.09.2015 tarih 2015/9278 E. -20006 K. sayılı kararında “…mahkemece alınan ilk Adli Tıp Kurumu raporu ile ikinci Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki oluştuğundan, yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan rapor alınmak suretiyle çelişkinin giderilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi…” gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
    Dairemiz bozma kararından sonra yürütülen yargılamada, Mahkeme, imza incelemesi için dosyayı yeniden ... Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’na göndermiş, bunun üzerine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından tanzim edilen 26.04.2016 tarihli raporda, herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın, 27.11.2014 tarihli rapora atıfta bulunulmuş, mahkemece 26.04.2016 tarihli rapor esas alınarak imzaya itirazın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece, ilk iki raporu düzenleyen bilirkişi ve kurumların dışında, ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan tekrar, hüküm kurmaya elverişli kesin kanaat içeren rapor alınmak suretiyle alınan ilk Adli Tıp Kurumu raporu ile ikinci Adli Tıp Kurumu raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken 2. defa Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına dair usul izlenerek ve üstelik 3. defa Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından tanzim edilen 26.04.2016 tarihli raporda imza incelemesi yapılmadığı halde, bu raporun hükme esas alınarak karar verilmesi isabetsizdir.
    Öte yandan, İİK"nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre durdurulmuş olması gerekir.
    Somut olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine icra mahkemesince, İİK"nun 170/2. maddesi uyarınca, takibin geçici durdurulmasına karar verilmediği anlaşılmaktadır.

    Mahkemenin kabulüne göre, takibin geçici olarak durdurulmadığı dikkate alınarak imza itirazının reddi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi