Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/15711 Esas 2014/19501 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15711
Karar No: 2014/19501

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/15711 Esas 2014/19501 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/15711 E.  ,  2014/19501 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesini 21.07.2010 tarihinde işverene sunduğu yazılı fesih bildirimi ile evlilik sebebiyle haklı sebeple feshettiğini ve ödenmemiş ücret alacağı, kıdem tazminatı alacağı, bakiye izin alacağı ve sair alacaklarını davalı işverenden talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının müvekkili şirkette eczacı olarak görev yaptığını, akabinde evlilik sebebiyle iş sözleşmesini 22.07.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak kaydıyla 21.07.2010 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini, davacının ile sürdüğü gibi fazla çalışma yapılmadığını, davacının doğmuş izinlerini kullandığını, hakısız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının bir kısım alacaklarına yönelik talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
    Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edilikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
    Somut olayda, mahkemece, gerekçeli kararda davacının yaşı, kıdemi, yaptığı işin niteliği, şahit beyanları, yapılan emsal ücret araştırması dikkate alındığında davacının aylık 1.750,00 TL net ücret aldığının kabul edildiğinin belirtildiği, hüküm sonucunda ise davacının aylık net 3.150.00 TL aldığı kabul edilerek hesaplama yapılan ek rapor uyarınca karar verildiği belirlenmiştir.
    Bu durumda, kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki bulunduğu belirgindir.
    Hal böyle olunca, mahkemece 6100 sayılı Kanun"un 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Sonuç: Hükmün yukarıda gösterilen sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.