10. Hukuk Dairesi 2019/2928 E. , 2020/3215 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No : 2017/2621-2019/271
İlk Derece
Mahkemesi : Çerkezköy İş Mahkemesi
No : 2017/225-2017/571
Dava, yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum avukatınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum avukatı tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/06/2008 tarihinde yapmış olduğu yurt dışı borçlanmasında, borçlanma süreleri askerlik süresiyle çakıştığından çakışan sürelerin iptal edildiğini, buna bağlı olarak tarafına 01/04/2010 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığının da iptal edildiğini, tekrar 15/08/2016 tarihinde yurt dışı borçlanması yaptırılarak 01/10/2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını beyanla tarafına ödenmeyen 2016 yılı mart ile eylül ayı arası maaşlarının yasal faizi ile ödenmesini, kuruma haksız olarak ödediği 8.314,50 TL"nin yasal faizi ile beraber iadesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yurt dışı hizmet sürelerinin askerlik süreleri ile çakıştığından aylık bağlanması için gerekli şartların yitirilmiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesince, davanın kabulü ile davacıdan talep edilen yersiz ödemeye ilişkin kurum işlemin iptaline, davacı ödenmeyen 2016 yılı Mart ayı ile Eylül ayı (hariç) arasında yaşlılık aylıklarının yasal faizi ile birlikte iadesine, davacının 11/08/2016 tarihli 749 günlük Yurt dışı borçlanma süresinin 05/06/2008 tarihli borçlanma süresine mahsubu ile 8.314,99 TL yurt dışı borçlanma tutarının yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Makemesince, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum temyiz dilekçesinde özetle kurum işleminin hukuka uygun olduğu, kararın temyizen incelenerek kaldırılması gerektiği belirtilmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelere göre;davacıya ait 16.01.1990-25.06.1999 tarihleri arasındaki 506 sayılı Kanuna tabi 3216 gün, 22.03.1980-08.02.1983, 04.04.1985-11.03.1986, 05.05.1987-22.12.1988 tarihleri arasındaki yurt dışı borçlanma süreleri ile birlikte 5785 gün 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılıkları ve 06.10.1980-04.11.1982 tarihleri arasındaki 748 gün askerlik süresi esas alınarak 23.03.2010 tarihli tahsis talebi üzerine 01.04.2010 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, yurt dışı borçlanma yaptığı sigortalılık süreleri ile askerlik borçlanma süresinin çakışması üzerine bir kısım sigortalılık süresinin iptali üzerine 25yıl prim ödenmesine ilişkin tahsis şartı oluşmadığından davacıya bağlanan yaşlılık aylığının iptal edildiği, aylık iptali üzerine; davacı tarafından, 08.02.1983-04.04.1985 tarihleri arasında inşaatçı olarak çalıştığına dair şahadetname belgesini Kuruma ibraz etmek suretiyle iptal edilen süre kadar yeniden yurt dışı borçlanma talebinde bulunduğu, borçlanma bedelinin 4.861,01 TL"sinin iptal edilen sigortalılık sürelerinden dolayı iade prim alacağından mahsup edilmek suretiyle geriye kalan 8.314,50 TL"nin de 31.08.2016 tarihinde ödendiği, ödeme sonrası 01.09.2016 tarihli talebi üzerine 01.10.2016 tarihinden itibaren yeniden yaşlılık aylığı bağlandığı, iptal öncesi davacıya son olarak 26.02.2016 tarihinde aylık ödemesinin yapıldığı, davacı tarafından; 2016 Mart ayından -Eylül ayına kadar ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle, iptal üzerine yeniden yaptğı borçlanma üzerine ödediği 8.314,50 TL"nin 31.08.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle ödenmesinin talep edildiği, mahkemece; iptal edilen süre kadar yeniden borçlanılma yapıldığı, yapılan işlemde Kurum hatası olduğunu, önceki borçlanma için yapılan ödemenin yeni borçlanma için de sayılması gerektiği, yeni borçlanma için yaptığı ödemenin de Medeni Kanun 2"nci maddesi gereği davacıya iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun geçici 10"ncu maddesinde 25 tam yıl prim ödeme şartının tahsis şartı olarak düzenlendiği,iptal edilen sigortalılık süresi üzerine bu şartın gerçekleşmediği,yeniden yapılan borçlanma ve 31.08.2016 tarihli ödeme üzerine bu şartın gerçekleştiği,ödeme sonrası davacının talebi üzerine takip eden 01.10.2016 tarihinden itibaren de davacıya yeniden yaşlılık aylığının bağlandığı anlaşılmaktadır.
Türk Medeni Kanunun 2. maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Yani bir hak sahibi hakkını kullanırken ve borçlu borcunu öderken objektif iyi niyet kurallarına uymak, dürüst davranmak, başkalarını zarara uğratmamak zorundadır.
Davacının yaşlılık aylığı tahsis tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın geçici 10"ncu maddesi gereği yaşlılık aylığı tahsisi için 25 tam yıl prim ödeme şartına tabi olduğu belirgindir. Kurumun sigortalılık süresi ile çakışan askerlik dönemine yönelik borçlanma işleminin iptalinde ve buna bağlı olarak tahsis şartlarının bulunmaması nedeni ile yaşlılık aylığının iptali işleminde, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde dürüst davranmamama hali, yani Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen objektif iyiniyet kuralına aykırı bir hal söz konusu değildir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin reddine ilişkin kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.