5. Ceza Dairesi 2016/6105 E. , 2017/758 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve zimmet
HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..."ün zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine, ..."ın zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine, sanıklar ..., ..., ..., ..."ın zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından, sanık ... .."ın zircirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan beraatlerine, sanıklar ..., ..., ..."ın değişen suç vasfı ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraatlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklar ... ve ... hakkında tayin olunan cezaların miktarına göre koşulları bulunmadığından ve sanık ... müdafiin yasal süreden sonra vaki duruşma isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan beraat hükümleri, sanık ... hakkında zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıkların telefonla aramak suretiyle de hesaplarına para yatırılmasını sağlayabilmesi, çekle yapılan ödemeler dışında muhasebe işlem fişleri üzerine bu konuda herhangi bir şerh düşme zorunluluğunun bulunmaması, bu hususun Kütahya Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğünde bu işleri yapmakla görevli tanıklar tarafından da doğrulanması karşısında; tebliğnamedeki sanıkların belediyeye başvurularının nasıl ve ne şekilde gerçekleştiğinin araştırılması isteminin dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler dışında suçların sübutuna yönelik katkı sağlamayacağı, mahkemenin takdir ve kanaatinde bir isabetsizlik bulunmadığından bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüş, delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan kurulan mahkumiyet hükmü ile delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekili ve ... müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ... ve ... hakkında zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra yürürlüğe giren 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin kararının infaz aşamasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ..."nin birden fazla kez hesabına yatan toplam paranın 155.600 TL, sanık ..."ün hesabına iki kez yatan toplam paranın ise 45.600 TL olmasına rağmen; TCK"nın 158/1-e-son maddeleri gereğince adli para cezası belirlenirken; tüm sanıkların adlarına yatan para miktarının esas alınması ve bu miktar üzerinden artırma ve eksiltmeler yapılması suretiyle sanıklar hakkında elde ettikleri menfaatin iki katından da fazla para cezası tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi
mümkün bulunduğundan, mahkemenin suçu kabul ve takdiri de göz önünde bulundurulmak suretiyle sanık ... hakkında hüküm fıkrasının 2-A bendindeki adli para cezasına ilişkin “35.060 gün, 43.825 gün ve 876.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” şeklindeki uygulamanın çıkartılarak yerlerine sırasıyla “15.560 gün, 19.450 gün ve 389.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına”; sanık ... hakkında ise hüküm fıkrasının 4-A bendindeki adli para cezasına ilişkin “35.060 gün, 43.825 gün, 36.520 gün ve 730,400 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” şeklindeki uygulamanın çıkartılarak yerlerine sırasıyla “4560 gün, 5700 gün, 4750 gün ve 95.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet; sanık ... ...hakkında zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan beraat; sanık ... hakkında ise zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Kütahya Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğünde mutemet ve daha sonraki tarihlerde de zabıta memuru olarak görev yapan sanık ..."nın görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgelerde sahtecilik yaptığının iddia edilmesi, diğer sanıkların eylemlerinin de sanık ..."ın eylemleriyle bağlantılı olduğunun anlaşılması karşısında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca adı geçen sanık hakkında yetkili merciden bu suç yönünden soruşturma izni alınması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Sanık ..."ın hakkında gerçek bir kamulaştırma işlemi bulunmaksızın belediyeden kamulaştırma bedelini almak isterken görevlilerce durumun fark edilmesi üzerine ödemenin yapılmadığı, sanığın bu şekilde nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanığın savunmasında kendisiyle ilgili herhangi bir kamulaştırma işlemi bulunmadığını ve bu konuda belediyeye başvuru yapmadığını ileri sürdüğü halde; tanık ..."ın 17/07/2013 tarihinde fotoğraf üzerinden yaptığı teşhis işleminde ve tanıklar ... ile ..."in beyanlarında sanığın 07/05/2013 tarihinde belediyeye kamulaştırma bedelini almak için müracaat ettiğini belirtmeleri karşısında, sanığın belediyeye para ödenmesi için başvuru yapıp yapmadığı, başvurunun nasıl ve ne şekilde gerçekleştiği hususları araştırılıp sonucununa göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken nitelikli dolandırıcılık suçundan ve açılmış bir kamu davası bulunmadığı halde sahtecilik suçundan yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş
olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Atılı suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık ... hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanıklar ., ..., ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık ... yönünden zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; sanığın annesi hesabına ikinci kez yatırılmaya çalışılırken belediye görevlilerinin şüphelenmesi üzerine yatırılamayan 36.000 TL"den haberi olmadığını ileri sürmesi, söz konusu ödeme işlemlerine sanık ... ya da annesinin başvurusu üzerine değil; sanık ..."nın işlem yapacak olan görevli tanık ..."dan istemi üzerine başlanılması dikkate alındığında; annesinin hesabına yatırılan 22.300 TL"lik eylem dışında teşebbüste kalan eylemle ilgili sorumluluğunun bulunduğuna yönelik mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde sanık hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması ve dolandırıcılık suçundan elde ettiği menfaatin 22.300 TL olmasına rağmen; TCK"nın 158/1-e-son maddeleri gereğince hükmolunacak adli para cezasının elde edilen menfaatin iki katının çok üstünde belirlenip, bu miktar üzerinden de artırma ve eksiltmeler yapılmak suretiyle fazla para cezası tayin edilmesi,
Sanık ...’ün nitelikli dolandırıcılık suçundan saptanabilen elde ettiği menfaat 12.600 TL olmasına rağmen; TCK"nın 158/1-e-son maddeleri gereğince; adli para cezasının bu tutarın iki katının çok üstünde belirlenip, bu miktar üzerinden artırma ve eksiltmeler yapılmak suretiyle fazla tayini,
Kuruma verdiği zararı gideren sanık hakkında TCK"nın 168/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği halde yanılgılı gerekçe ile tatbik edilmemesi,
Sanık ... ... hakkında zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde adli para cezasına karar verilirken Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 12/02/2013 gün ve 2012/15-1364-2013/51 sayılı Kararında açıklandığı üzere; TCK"nın 158. maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmolunan gün karşılığı para cezasının, artırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra, aynı Kanunun 52. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilerek, ulaşılan cezanın suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olması durumunda adli para cezasının, anılan Kanunun 158. maddenin birinci fıkrasının son cümlesi uyarınca suçtan elde edilen menfaatin iki katına çıkarılması gerektiği gözetilmeden, adli para cezasının, temel gün olarak suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katı olarak belirlenmesi, artırma ve eksiltmelerin de bu miktar üzerinden yapılması suretiyle sanık hakkında eksik adli para cezası tayini,
Kanuna aykırı, katılan vekili, O yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ...,..ve ..., sanıklar ..., ... ve ... müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.