17. Hukuk Dairesi 2016/9481 E. , 2019/5042 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02.04.2019 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin desteğinin tescili ve trafik sigortası olmayan motosikletin sürücüsü iken meydana gelen kazada öldüğünü açıklayıp fazlaya dair haklarını saklı tutarak 50,00"şer TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin tescilsiz motosikletin sürücüsü iken gerçekleşen kazada öldüğünü, motosikletin trafik sigortasının bulunmaması nedeni ile davalı ... Hesabının zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece; motosikletin tescili yapılmadığından trafik sigortası yaptırma zorunluluğun da olmadığı, bu nedenle Güvence Hesabının zarardan sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki murisin tam kusuru ile sebebiyet verdiği kazada alacaklı-borçlu sıfatının davacılarda birleştiği, davacıların miras bırakanın mirasını red etmeleri ve mirasçının sebep olduğu eylemle ilgili ayrıca tazminat talep etmelerinin Medeni Kanun 2. maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Anılan karar hatalı olup bozmayı gerektirmektedir. Şöyle ki; araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararları salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Buna göre davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının değerlendirilmesinde alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmediği, zira eldeki davada alacaklının; destekten yoksun kalan 3. kişiler; açılacak rücu davasında borçlunun ise mirasçılar olduğu gözetildiğinde alacaklı-borçlu sıfatının birleştiğinin kabulü mümkün değildir. Buna göre mirası red eden davacıların, mirasçı sıfatı ile değil destek alacaklısı olarak dava açtıkları gözetildiğinde davacıların tazminat talep etme haklarının bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkemece, aracın tescilinin yapılmamış olması nedeni ile trafik sigortası yaptırmasının zorunlu olmadığına ilişkin gerekçesi de kabul edilebilir bir gerekçe değildir. Zira; 2918 sayılı KTK.nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu,
... Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği,
Motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK.nın 3.maddesinde de silindir hacmi 50cm küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km az olan bisiklet olduğu, 2918 sayılı yasanın 103. maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, kazaya neden olan araç, kaza tespit tutanağında motosiklet olarak belirtilmiş olup dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
..."na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/2-b maddesinde "Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar" düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, ... Yönetmeliği"nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle ..."na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir.
Davalı ..."na aracın trafik sigortasının bulunmayışı nedeniyle husumet yöneltildiğinden, davacılar yakınının idaresindeki motorsikletin, trafik sigortası yaptırması zorunlu olan motorlu araçlardan olup olmadığı hususunun saptanması gerekmektedir.
Zira, ZMSS Genel Şartları"nın A.6-ı maddesi gereğince "Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar" teminat dışı hallerden olup, yukarıda değinildiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde motorsiklet ve motorlu bisikletin tanımı yapılmıştır.
Anılan düzenlemeler gereği, davacılar desteğinin idaresindeki motorsikletin, KTK"nın 3. maddesindeki tanıma uyan 50 cc ve üzeri motor silindir hacmine sahip motorsiklet olup olmadığının saptanması, kanun kapsamında motorlu araç olmadığı sonucuna ulaşıldığı takdirde davalı ..."nın bu aracın neden olduğu zarardan sorumlu olmadığı gözetilip sonuca ulaşılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı ..."nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; araçla ilgili tespitlerin yer alabileceği soruşturma dosyasının getirtilip incelenmesi, davacıların desteğinin idaresindeki tescilsiz motosiklete ilişkin faturanın sunulması için davacı tarafa uygun bir süre verilip belgenin temin edilmesi; bahsi geçen motosikletin davacı elinde bulunması halinde, araç üzerinde, aksi halde soruşturma dosya kapamamında elde edilen CD ve fotoğraflar üzerinden uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp araç motor silindir hacminin belirlenmesi; silindir hacminin 50 cm küpün üzerinde/trafik sigortası yapılması zorunlu araçlardan olduğunun anlaşılması halinde davalı ..."nın sorumlu olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken aracın niteliği konusunda araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.