Esas No: 2020/2262
Karar No: 2022/89
Karar Tarihi: 20.01.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2262 Esas 2022/89 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2262 E. , 2022/89 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2262
Karar No : 2022/89
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 17/02/2020 tarih ve E:2017/5565, K:2020/1241 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ve 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı KHK'nin) 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 17/02/2020 tarih ve E:2017/5565, K:2020/1241 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ve davacının 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı KHK'nin) 3. maddesi ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 9 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucunda anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığınca davacı hakkında düzenlenen iki ayrı "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"nın incelenmesinden; davacının "…", "…" ID numaralarıyla ve iki ayrı kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, lise döneminde örgüte müzahir dershaneye gittiğine, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına, hakim adaylığı döneminde örgüte ait evlerde kaldığına ve diğer hususlara yönelik ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
YARSAV üyeliği yönünden, üyeliğinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu,
Adalet Akademisi Yıllık (Albüm) Kurulu üyeliği yönünden, davacının staj döneminde 4. Dönem İdari Yargı Yıllık Kurulu başkanı olarak görev yapmasının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin dayanağını oluşturan 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı KHK'nin) 3. maddesinin 1. fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğundan iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri ile yalnızca olağanüstü halin ilanını gerektiren nedenler ve olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda düzenleme yapılabileceği, bu sebeple olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamesi uyarınca meslekten çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmamasına rağmen görevine son verilmesinin masumiyet karinesinin ihlali sonucunu doğuracağı, savunma hakkı tanınmaksızın kamu görevinden çıkarılmasının Anayasa'da ve ilgili yasalarda öngörülen güvencelere aykırı olduğu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği, idarece iltisak ve irtibat gibi soyut terimler esas alınmak suretiyle görevine son verilmesinin hukuki öngörülebilirlik ilkesinin ihlali sonucunu doğurduğu, 667 sayılı KHK ile getirilen düzenlemenin suç ve ceza içeren düzenleme mahiyetinde olmasına rağmen geçmişe etkili olarak uygulanması nedeniyle suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği, ByLock kullanım bilgisinin yasal yollardan elde edilip edilmediğine yönelik bilirkişi raporu olmadan, yasal yollardan elde edilmiş ise ByLock kullanım verilerinin suç unsuru içerip içermediği, silahlı terör örgütü suçlamasının unsurlarının gerçekleşmesine yönelik şartları taşıyıp taşımadığına dair rapor alınmadan suç delili olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, YARSAV üyeliğinin talimatla ve örgütsel amaç ve saikle olduğuna, Dernek'te hangi örgütsel eylemlerde bulunduğuna dair somut kanıt gösterilmediğinden, farazi bir kabulden hareketle FETÖ/PYD terör örgütü ile irtibatı ve iltisakı bulunduğuna dair destekleyici bir unsur olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan, dava konusu işlemin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, bu işlemle adil yargılanma hakkının ve hak arama hürriyetinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 17/02/2020 tarih ve E:2017/5565, K:2020/1241 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 20/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.