15. Hukuk Dairesi 2021/495 E. , 2021/233 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR-
Davacı vekili, davalı ..."ın diğer davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi ve aynı zamanda müvekkilinin babası olduğunu, müvekkili tarafından hiç bir şekilde yetki verilmemesine rağmen müvekkiline ait 15/06/1992 tarihli matbu ortaklık senedinin alt kısmına daha sonra "Hisseye ait tüm tasarruf ..."a aittir. (Devir Dahil)" ibaresi eklendiğini, buna göre müvekkilinin üyeliğinin ve bu üyeliğe isabet eden 8 numaralı villanın 25/07/1999 tarihinde davalı ... tarafından ... isimli kişiye devredildiğini, bu devirden müvekkilinin haberi olmadığını ve davalıların işbirliği ile devir yapıldığını, müvekkilinin üyeliğine son verilerek ve yeni üyenin kaydının yapıldığını ileri sürerek, villanın değeri olan 60.000 TL"nin devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın usulden reddine dair verilen kararın, davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/01/2013 tarihli ve 2012/6216 E., 2013/329 K. sayılı kararı ile, mahkemece, 08/03/2012 tarihli duruşmaya davacı vekilinin gelmemesi ve davalı vekilinin davayı takip etmeyeceğini bildirmesi nedeniyle dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de, gider avansının nelerden ibaret olduğu net olarak belirlenerek ve hukuki sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmesi gerekirken, bu hususlara dikkat edilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 17/02/2016 tarihli 2015/2277 E., 2016/827 K. sayılı ilamı ile; asıl bozma sebebini oluşturan (1) numaralı bendi uyarınca, dosyanın işlemden kaldırılmasına, süresinde yenilenmemesi durumunda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış haklara uygun düşmeyecek şekilde bozma ilamının, "kabule göre" açıklamasıyla başlayan kısmı doğrultusunda uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; 08/03/2012 tarihli duruşmaya davacı tarafın mazeretsiz şekilde katılmaması ve davalı vekilinin de davayı takip etmediğini beyan etmesi karşısında HMK 150/1. madde gereği 09/03/2012 tarihi itibariyle dava dosyasının işlemden kaktığına, bu tarihten itibaren aynı yasa maddesinin 5. fıkrası gereği üç aylık süre içerisinde davanın yenilenme imkanı bulunup 09/03/2012 tarihinden itibaren üç ay içerisinde yenileme talebi olmadığı gibi bu niyeti ortaya koyan hiçbir taraf işleminin bulunmaması ve ilk işlemin üç aylık yasal süreden sonra 27/06/2012 tarihinde yapılması sebebiyle, davanın 09/06/2012 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarihli ve 2017/758 E., 2020/2185 K. sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Bu kez onama kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.Mahkemece, uyulan 17/02/2016 tarihli bozma ilamının (1) no.lu bendinin son paragrafına göre; 23/01/2013 tarihli bozma ilamında asıl bozma sebebini oluşturan (1) no.lu bendi uyarınca, dosyanın işlemden kaldırılmasına, süresinde yenilenmemesi durumunda, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış haklara uygun düşmeyecek şekilde dosyanın işlemden kaldırılması sonrasında HMK 150/4 maddesi uyarınca davacı tarafa dosyanın yenilenmesi için üç aylık süre tanınmasına imkan vermeyip 11/11/2016 tarihli celsede, hem 08/03/2012 tarihi itibarıyla dosyanın işlemden kaldırılmasına hem de 09/06/2012 tarihi itibarıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hal böyle iken, davacı tarafın bozma ilamı sonrasında usulü kazanılmış haklarının dikkate alınarak mahkeme kararının bozulması gerekirken sehven onanmasına karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarihli, 2017/758 E., 2020/2185 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarihli, 2017/758 E., 2020/2185 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.