Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29143
Karar No: 2020/2773
Karar Tarihi: 18.02.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/29143 Esas 2020/2773 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2016/29143 E.  ,  2020/2773 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı şirketin Gabon Angondje Bölgesindeki Konut İnşaatı Projesinde iş makinesi operatörü olarak 10.02.2013 - 31.08.2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini, aylık ücretinin 2.000 Amerikan Doları olduğunu, bir kısım ücret alacaklarının ödenmediğini, ayrıca erken fesih sebebiyle zarara uğradığını, bu zararın da tazmini gerektiğini ileri sürerek erken fesih tazminatı ile ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 10.02.2013 tarihinde belirli süreli yurtdışı hizmet sözleşmesi imzalamak suretiyle Gabon projesinde işe başladığını, sözleşmenin 4. maddesindeki "İşbu sözleşme 10.02.2013 tarihinde başlamış olup, Gabon"daki işin tamamlanması süresince devam eder. İşin bitmesi durumunda sözleşme herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer" hükmü uyarınca belirli süreli iş sözleşmesinin iş bitimi ile kendiliğinden sona erdiğini, davacının da 29.08.2014 tarihli dilekçesi ile işin bitiminden dolayı çıkış işlemlerinin yapılmasını talep ettiğini, bu sebeple erken fesih tazminatı talep edemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Çözümü gereken ilk uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasındadır.
    Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 11 inci maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklindeki düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
    Sözleşmenin belirli süreli yahut belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğunun tespitinde, “işçinin niteliği” değil, “yapılan işin niteliği” önem arzetmektedir. Belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilecektir.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 11 inci maddesinde, esaslı bir neden olmadıkça belirli süreli iş sözleşmelerinin birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamayacağı kuralı ile bir ölçüde koruma sağlanmak istenilmiştir. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması ve yenilenmesi, işçinin iş güvencesi dışında kalması sonucunu doğurmamalıdır.
    Borçlar Kanunu"nun 325. maddesinde, “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir” şeklinde kurala yer verilerek işçinin kalan süre ücretini talep hakkı olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 408. maddesinde işverenin işi kabuldeki temerrüdü sebebiyle işçinin iş görememesi halinde, işçinin ücret hakkının olduğu açıklanmıştır. Aynı maddede, işçinin iş görme edimini yerine getirememesi halinde yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir işi yaparak kazandığı veya kasten kaçındığı yararların indirileceği de hükme bağlanmıştır.
    Bakiye süre ücreti tutarı tazminatın istenebilmesi için, iş sözleşmesinin haklı bir sebep bulunmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekir. İşverenin feshi 4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinde yazılı sağlık sebeplerine, ahlâk ve iyi niyet kuralları ile benzerlerine uymayan hallere veya zorlayıcı sebeplere dayanması halinde, sözleşmenin kalan süresine ait ücretler yönünden işçinin talep hakkı doğmaz.
    Uyuşmazlığın açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda davacı ile işveren arasında 10.02.2013 tarihli yurt dışı iş sözleşmesi bağıtlanmış olup, bu sözleşmenin 4. maddesinde "İşbu sözleşme 10.02.2013 tarihinde başlamış olup, Gabon"daki işin tamamlanması süresince devam eder. İşin bitmesi durumunda sözleşme herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erer" denilmek suretiyle sözleşme süresinin belirlendiği görülmektedir. Her iki taraf, iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olarak düzenlendiğini ifade etmekte olup; taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan husus sözleşmenin ne şekilde son bulduğudur. Nitekim davacı taraf belirli süreli iş sözleşmesinin, işverence haksız feshedildiğini ileri sürmekte, davalı ise, belirli süreli iş sözleşmesinin işin bitimi sebebiyle sona erdiğini savunmaktadır. Görüldüğü gibi, tarafların iradeleri iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapıldığı noktasında birleşmektedir. Mahkemece, “davacının iş makinesi operatörü olarak çalıştığı, buna göre sözleşmenin belirli süreli yapılması için objektif neden bulunmadığı” sonucuna varılması, tarafların sözleşmenin kuruluşundaki, birbiri ile örtüşen gerçek iradelerine müdahale anlamına gelir.
    Her ne kadar aynı gerekçelerle verilen bazı ret kararları Dairemiz tarafından onanmış ise de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 2017/10 esas 2019/1 sayılı içtihadı birleştirme kararından sonra yeniden yapılan değerlendirme sonucunda; İş Kanunu’nun 11. maddesinde öngörülen hükmün işçiyi koruma amacıyla düzenlendiği dikkate alınarak, objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli olarak yapılmış olan iş sözleşmesinin, belirsiz süreli olduğunun işveren tarafından ileri sürülmesinin Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanımını teşkil ettiği, İş Kanunu"nun 11. maddesine dayanarak sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri sürme hakkının sadece işçiye ait olması gerektiği kanaatine varılmıştır. Öte yandan, normun sosyal koruma amacı göz önünde bulundurulduğunda, işçinin bakiye süre ücreti tutarı tazminat veya cezai şart talebi ile açtığı bir davada, mahkemece objektif nedenin bulunmadığının resen gözetilerek sözleşmenin belirsiz süreli olduğunun kabulü de yerinde görülmemiştir. (Dairemizin 02.07.2019 K, 2016/17518 Esas, 2019/14728 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
    Hal böyle olunca, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olarak kabulü gerekirken, mahkemece hatalı hukuki değerlendirme yapılarak belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabulü yerinde değildir.
    Sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olarak kabulü halinde, çözümü gereken ikinci husus ise, öncelikle iş sözleşmesinin ne şekilde sona erdiğinin belirlenmesidir. Dosya kapsamında bulunan iş sözleşmesinde sözleşmenin “Gabon"daki işin bitmesi” durumunda sona ereceği açıkça düzenlenmiştir. Taraflar arasında, davalı işverenin Gabon’da üstlendiği işin sona erip ermediği uyuşmazlık konusu olup, mahkemece bu uyuşmazlığın çözümü için gerekli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla öncelikle belirtilen yönlerden araştırma yapılarak, belirli süreli iş sözleşmesinin işin tamamlanması sebebiyle mi, yoksa işverenin haksız feshi sebebiyle mi sona erdiği açıklığa kavuşturulmalı, oluşacak sonuca göre davacının talepleri hakkında bir değerlendirme yapılmalıdır.
    Ayrıca, davacının “erken fesih tazminatı” olarak talep ettiği alacak, mahkemece “boşta geçen süre ücreti” olarak nitelenmiş ise de, davacıya bu talebinin mahiyeti açıklattırılmalı ve sonucuna göre, açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Belirtilen ilke ve esaslar göz önüne alınmadan, yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi