Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6735
Karar No: 2018/3891
Karar Tarihi: 17.05.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/6735 Esas 2018/3891 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, tapuda kayıtlı parsellerin tamamıyla bir bölümünün orman olması nedeniyle bedelsiz olarak tapularının iptal edildiğini ileri sürerek zararlarının tazmin edilmesi için dava açmışlardır. Davalı Hazine ise husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme 728.720,00 TL tazminatın davalıdan alınması ve davacılara verilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay tarafından yapılan incelemede hukuka uyarlılık bulunmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Yukarıdaki karara göre 1997 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında yapılan hatalar TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğunda olduğu ve davacının gerçek zararının tazmin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanunun bu maddesi \"Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.\" şeklindedir.
20. Hukuk Dairesi         2017/6735 E.  ,  2018/3891 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : ... ve Ark.

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacılar vekili 03/06/2013 ve 11/8/2014 tarihli dava dilekçeleri ile; müvekkilleri adına tapuda kayıtlı ... ilçesi, ... köyü 5366 ada 1 ve 2 sayılı parsellerin tamamının, 5366 ada 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazların ise bir bölümünün orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 1.000 TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece birleştirilen davaların yargılama sırasında davacılar vekili 02.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 728.720,00.- TL tazminat istemiştir.
    Davalı Hazine, orman tahdidinin Orman Yönetimi tarafından yapıldığı ve bu işlem nedeniyle davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiği, zamanaşımı süresinin geçtiği, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağı olmadığı, istenilen miktarın fahiş olduğu gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 728.720,00 TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 01/12/2016 gün ve 2015/8640 E. - 2016/1158 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle mahkemece; yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden aksi halde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." hususlarına değinilmiştir.
    Mahkemece ıslah harcı tamamlattırılarak yapılan yargılama sonucu: asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile 728.720,00 TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikle davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından 1997 yılında imar uygulaması ile davacılar adına tapuda kayıtlı bulunan çekişmeli taşınmazlardan 1 ve 2 sayılı parsellerin 1159 sayılı parselden geldiği, 11 sayılı parselin 1157 kadastro parselinden geldiği, 12 sayılı parselin ise 1157 ve 1886 sayılı kadastro parsellerinden geldiği, bu parsellerden 1157 ve 1159 sayılı parsellerin 1974 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında davacılara adında tespit ve tescil edildiği, 1886 sayılı parselin ise komisyon kararı ile 1975 yılında davacılar adına tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/148 E. - 2011/280 K. sayılı kararıyla, 5366 ada 1 ve 2 parsellerin tamamının, 11 parselin A ile işaretli 206,61 ve (B1) ile işaretli 202,42 m²"lik kısmının 12 sayılı parselin ise (A) ile işaretli 380,29 m²"lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, bu kararın temyiz aşamasından geçerek 24/04/2012 tarihinde
    -2- 2017/6735 - 2018/3891

    kesinleştiği, eldeki asıl davanın 03/06/2013, birleşen davanın ise 11/08/2014 tarihinde tapu malikleri tarafından açıldığı anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türüdür.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
    Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği gözetilerek, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde ve taşınmazın arsa olarak kabulü ile tapu kayıtlarının iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihin değerlendirme tarihi kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Taşınmazlar arsa niteliğinde bulunduğuna göre, emsal karşılaştırması yapılarak değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir. Mahkemece temin edilen emsaller satış tarihindeki gerçek değerlerinin tapu kayıtlarına yansıtılmadığı gerekçesiyle bilirkişilerce değerlendirilmeye alınmamış ve resen emsal belirlenmişse de, belirlenen emsalin satış tarihindeki Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değeri araştırılmamış, bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiilî imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduklarının ilgili belediye imar müdürlüğü ile tapu müdürlüğünden araştırılmamış, satış akit tablosu getirtilmemiş, dava konusu taşınmaz ile emsalin şehir hali hazır haritasında konumları, birbirlerine olan uzaklıkları ve kaymakamlık, belediye binası, adliye, ticari nitelikte olan yerlere olan mesafeleri fen bilirkişisi tarafından işaretlettirilmemiştir. Bu haliyle rapor denetlenemediği gibi, ilçe merkezinde bulunduğu anlaşılan emsalin de uygun emsal olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuştur.
    Buna göre; mahkemece, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan denetlemeye olanak veren, dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazları birarada gösterir kadastro paftası getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazların konumunun uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi sağlanmalı, bilimsel verileri içeren, emsal ile tazminat istemine dayanak taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı rapor alınması, alınan emsal ile tazminata konu taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, emsali taşınmazaın satış akit tabloları getirtilerek, tazminata konu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 17/05/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi