Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/707
Karar No: 2016/165
Karar Tarihi: 24.02.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/707 Esas 2016/165 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/707 E.  ,  2016/165 K.
"İçtihat Metni"

##########
MAHKEMESİ :##########İş Mahkemesi
##########
##########
##########
##########

Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ........İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.12.2010 gün ve 2010/85 E., 2010/877 K. sayılı kararın incelenmesi ..................tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ....... Dairesi’nin 30.05.2013 gün ve 2011/14480 E., 2013/16571 K. sayılı ilamıyla;
(...A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, fazla mesai ücretleri ile tatil çalışmaları karşılığı ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma, bayram tatili, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kıdem tazminatı dışındaki taleplerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, işyerinden istifa etmek suretiyle ayrılan davacının kıdem tazminatı hakkı bulunmadığını, zorunlu olmayan bayram tatillerinde çalışma olduğu taktirde maaş belgelerine yansıtıldığını, zaman-zaman yapılan fazla mesai karşılıklarının da ücret bordrolarında gösterilmek suretiyle ödendiğini, imzalı olan ve fazla mesai ücret tahakkukunu içeren bordrolar karşısında ayrıca aynı dönem için fazla çalışma ücret talep edilemeyeceğini, Cumhuriyet bayramı dışındaki tüm genel tatillerde çalışıldığı yönündeki iddianın asılsız olduğunu, yılbaşının ertesi günlerinde müvekkili şirkete ait hiçbir işyerinde çalışma yapılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla genel tatil günlerinin bir çalışma olmuşsa karşılığı ücretlerin bordrolarda gösterilmek suretiyle ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş akdinin istifa dilekçesinden önce 2008 yılı Eylül ayında feshedildiğine dair iddia dışında hiçbir delil bulunmadığı, buna göre davacının iş akdinin işverene sunduğu 25/10/2008 tarihli istifa dilekçesiyle sonlandırıldığı gerekçesiyle kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, fazla mesai ve genel tatil ücreti istemleri ise kısmen hüküm altına alınmıştır.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş akdinin feshi noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, davacı işçinin istifa ederek işten ayrıldığı, bu nedenle işçi feshinin haksız olduğu gerekçesiyle feshe bağlı istemlerin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, dava dilekçesinde işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdinin işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği ileri sürülmüş olup, bu iddia dosya kapsamındaki tüm delillerle saptanmış, bu doğrultuda, Mahkemece, işçinin ödenmemiş fazla mesai-genel tatil alacakları yönünden kabulüne karar verilmiştir.
İstifa dilekçesinde “neden” belirtilmemiş, davacı tanığının (Faruk Erdem"in) beyanında da, davacı işçinin eşinin rahatsızlığı nedeniyle sık sık izin almasının işyerinde sorun olduğu, bunun üzerine işçinin işyerinden ayrıldığı hususunun belirtildiği görülmektedir.
Tüm bu bulgular birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık 9 yıl 7 gün çalışması bulunan bir işçinin haklarını ortadan kaldıracak şekilde istifa ederek işten ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirildiğinde, istifa belgesinin işçinin gerçekte istifa iradesini aksettirmediği, işçinin fazla çalışma-genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, feshe bağlı hakların tespiti ile hüküm altına alınması gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

##########

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 1999 yılı Haziran ayından 2008 yılı Eylül ayına kadar şoför olarak bilfiil çalıştığını, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiğini, son dönemde maaşlarının düzensiz ve gecikmeli ödendiğini, fazla çalışmalarının da hiçbir zaman ödenmediğini, ancak, davacının eşinin hastalığı ve iki sene süreli ve pahalı bir tedavi süreci nedeni ile, mecburiyet karşısında bu şartlarda çalışmak zorunda kaldığını, davacının davalı işverence son dönemde yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı çok fazla mağdur edildiği için sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsili istemiştir.
Davalı vekili, davacının kıdem tazminatı dışındaki taleplerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, işyerinden 25.10.2008 tarihinde tanzim ettiği dilekçe ile özel nedenlerle istifa etmek suretiyle ayrılan davacının kıdem tazminatı hakkı bulunmadığını, ayrıca dosyada sunulu 21.11.2008 tarihli ibraname gereği davacının hiçbir hak ve alacağının da kalmadığını kabul ettiğini, fazla çalışma ücreti alacağı ve sürelerine ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını, Cumhuriyet Bayramı dışındaki tüm genel tatillerde çalışıldığı yönündeki iddianın da asılsız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme, davacının iş sözleşmesinin istifa dilekçesinden önce 2008 yılı Eylül ayında feshedildiğine dair iddia dışında hiçbir delil bulunmadığı, buna göre davacının iş sözleşmesinin işverene sunduğu el yazısı 25.10.2008 tarihli istifa dilekçesiyle sonlandırıldığı, iş sözleşmesinde taraflar gösterdikleri fesih sebebiyle bağlı olup, bu sebebin daha sonra yani fesih işleminden sonra gönderilen ihtarname veya açılan dava ile değiştirilemeyeceği, davacının istifa dilekçesinde iş sözleşmesini özel sebeplerden (davacı tanığının beyanına göre davacının eşinin sağlık durumundan) ötürü feshettiğini beyan etmiş olduğundan kıdem tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesiyle kıdem tazminatı isteminin reddine; fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının ise kısmen kabulüne karar vermiş; davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkeme, önceki gerekçeleri genişletmek suretiyle ilk kararında direnmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı işçinin iş sözleşmesini haklı olarak feshedip etmediği ve buna bağlı olarak kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret, işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 14. maddesinin aksine, 4857 sayılı Kanun’da ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sonra ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
Mülga 1475 sayılı İş Kanunu döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 4857 sayılı Kanun’da ise, ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin kanun ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını 4857 sayılı Kanun’un 33. maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacı işçi, 25.10.2008 tarihli istifa dilekçesinde somut bir neden belirtmemiş olup, “özel nedenlerden dolayı” işten ayrıldığını bildirmiştir. Dava dilekçesinde ise, işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürmüştür.
İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut nedenleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de, istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya tekrar dönüldüğünde, davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediği, dosya kapsamındaki tüm delillerle saptanmış ve Mahkemece, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, 9 yıldan fazla çalışması bulunan bir işçinin haklarını ortadan kaldıracak şekilde istifa ederek işten ayrılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da değerlendirildiğinde, istifa dilekçesinin işçinin gerçekte istifa iradesini aksettirmediği, işçinin fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının kıdem tazminatının hesaplanıp, hüküm altına alınması gerekirken; yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 24.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.


...........
##########

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi