Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3082 Esas 2018/3886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3082
Karar No: 2018/3886
Karar Tarihi: 17.05.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3082 Esas 2018/3886 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, tapu sicilinde alenileşen ve tapu siciline güven ilkesiyle uygun bir şekilde tescil edilen taşınmazın gerçekte başka bir kişiye ait olduğu ortaya çıkması sonucu, davacının uğradığı zararın tazmini talebiyle açılmıştır. Ancak dava açılırken davalı tapu müdürlüğü yerine Hazine gösterilmiştir. Yargıtay, tapu müdürlüğünün temsilcideki yanılma sonucu olarak davalı gösterildiğini kabul etmiş, ancak davanın niteliği gereği taraf Hazine olduğu için davanın Hazine aleyhine açılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltilen davanın temsilcideki yanılma nedeniyle reddedilemeyeceği ve Hazineye yöneltilmesi için davacıya olanak verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi: \"Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.\"
20. Hukuk Dairesi         2016/3082 E.  ,  2018/3886 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    İHBAR OLUNANLAR: ... ve Ark.

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin ...ili, ...ilçesi, Yukarı .... köyü, ....mevkii 216 parsel de kayıtlı 21.875 m2"lik taşınmaz ile aynı yer 710 parsel de kayıtlı 16.458 m2"lik taşınmazların tapu maliki olan ... ile anlaşarak satın aldığını, bedelinin de tapu maliki ... "ye ödendiğini daha sonra müvekkilinin 216 parseldeki taşınmazı satmaya karar verdiğinde müvekkilinin bahsi geçen gayrimenkulün 2001 yılında DSİ tarafından kamulaştırıldığını ve şu anda gayrimenkulün ... adına kayıtlı olduğunu öğrendiğini, 02/06/2011 tarihinde müvekkiline yapılan tebligatla davalı ... tarafından ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/115 Esas nolu dosyası ile çifte tapuya dayalı tapu iptali ve tescil davasının açıldığını, müvekkilinin tapu sicil müdürlüğüne iyi niyet ile güvenerek dava konusu gayrimenkulü satın aldığını, bu nedenle mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 50.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren faiz uygulanmak kaydı ile davalı kurumdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı vekili 27/07/2015 tarihli harçlı ıslah dilekçesi ile davasını 158.812,50.-TL"ye yükselttiğini bildirmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu: dava konusu 216 nolu parselle ilgili kütük sayfasının kapatılmadığı, davada baştan itibaren hukuka uygun bir tescilin söz konusu olmadığı, HMK"nın 1007. maddesindeki şartların olayda mevcut bulunmadığı, davanın davacı tarafından ... aleyhine açılması gerektiği belirtilerek husumet yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmştir.
    Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi, tapu sicilinin aleniliği ve tapu siciline güven ilkelerinin yansımasının sonucu olarak, mülkiyet hakkı ya da başkaca bir aynî hak edinen kişinin, bu sicilin tutulması nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, buna göre "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
    Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince davalı sıfatı Hazinenin olup Tapu Müdürlüğünün davalı sıfatı bulunmadığından tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de Yüksek Hukuk Genel Kurulunun HGK"nın 2011/9-718 E. - 2012/36 K. sayılı kararında da değinildiği üzere, HMK’nın 124/4. maddesindeki, “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına
    - 2 -
    2016/3082 - 2018/3886

    sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü uyarınca, somut olayda, tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve tapu müdürlüğünün de Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gereklidir.
    Yargıtay"ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre de, davacı, temsilcideki yanılmayı sonradan düzeltebilir. Temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımı, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz.
    Davanın niteliğine göre, husumetin Hazineye yöneltilmesi gerekirken, taraf sıfatı bulunmayan tapu müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin tapu müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın davalı olarak sadece tapu müdürlüğüne yöneltildiğinden sözedilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi, Hazinenin delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/05/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.