Abaküs Yazılım

Esas No: 1972/40
Karar No: 1972/61
Karar Tarihi: 26/12/1972

AYM 1972/40 Esas 1972/61 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı

 

Esas Sayısı:1972/40

Karar Sayısı:1972/61

Karar günü:26/12/1972

Resmi Gazete tarih/sayı:28.3.1973/14490

 

İtiraz yoluna başvuran : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi.

İtirazın konusu : 8/3/1950 günlü, 5590 sayılı ("Ticaret ve Sanayi Odaları", "Ticaret Odaları", "Sanayi Odaları", "Ticaret Borsaları" ve "Ticaret ve Sanayi Odaları", "Ticaret Odaları", "Sanayi Odaları" ve Ticaret Borsaları" Birliği Kanunu) nun 26. maddesinin Anayasanın 61. maddesine aykırı olduğu yolunda davalılar vekilinin ileriye sürdüğü iddianın ciddî olduğu kanısına varan mahkeme Anayasa"nın değişik 151. maddesi no dayanarak Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.

I- OLAY :

İstanbul Ticaret Odasınca 5590 sayılı Kanunim 26, maddesine dayanılarak tahakkuk ettirilen munzam aidat dolayısiyle açılan icra takibine itiraz etmeleri üzerine dâvâlılar aleyhine itirazın iptali ve alacağın inkâr tazminatı ve temerrüt faizi ile birlikte tahsili için açılan ve İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1971/865, 866, 868 esas sayılarını aldıktan sonra birleştirilen üç davada davalılar vekilince 26. maddenin Anayasanın 61. maddesine aykırı olduğu yolunda ileri sürülen iddianın ciddî olduğu kanısına varan mahkeme Anayasa Mahkemesine başvurulmasına 16/6/1972 gününde karar verilmiştir.

II- MAHKEMEYİ ANAYASA"YA AYKIRILIK İDDİASININ CİDDİ OLDUĞU KANISINA GÖTÜREN GÖRÜŞÜN ÖZETİ :

Ticaret Odaları Anayasa"nın 122. maddesi kapsamına girerler. 559C say ıh Yasanın, 26 maddesinde sözü geçen munzam aidat Anayasa"nın 61. maddesindeki "..........benzeri malî yükümler" niteliğindedir. Bu maddeye göre vergi, resim,harç ve benzeri malî yükümler ancak kanımla konulur. İtiraz konusu 26. maddede munzam aidatın matrahı ve oranı belli edilmiş ise de tarh, tahakkuk ve tahsil usulleri gösterilmemiştir.

Oysa Anayasa Mahkemesinin, benzeri bir konuda Ziraat Odalarına iîişkin olarak verdiği 24/3/1970 günlü, 65 - 16 sayılı kararda "Yasa koyucunun yalnızca konusunu belli ederek bir malî yüküme izin vermesinin bunun yasa ile konulmuş sayılmasına yetmiyeceği; yükümlerin yükümlüleri, matrah ve oranları, tarh, tahakkuk ve tahsil usulleri, yaptırımları, zamanaşımı gibi belli başlı öğeleri de açıklanarak ve çerçeveleri kesin çizgilerle belirtilerek yasalarla düzenlenmesi gerektiği" belirlenmiştir.

Şu duruma göre 5590 sayılı Yasanın 26. maddesinin Anayasa"nın 61. maddesine aykırı olduğu yolundaki iddia ciddî görülmüştür.

III- YASA METİNLERİ:

l- İtiraz konusu kanun maddesi :

8/3/1950 günlü, 5590 sayılı Kanunun Anayasa"ya aykırılığı ileri sürülen 26. maddesi (Üçüncü Tertip Düstur - Cilt 31 - Sayfa 1714 ve 1715 deki metne göre) şöyledir :

"Madde 26- Munzam aidat, sanayici veya tacirin o yıl zarfında elde ettiği ticarî veya sınaî kazançtan gelir vergisine matrah teşkil eden miktarın binde beşidir.

Hem ticaret ve hem sanayi odasına kayıtlı bulunanların munzam aidatları, galip vasfı ile mukayyet bulunduğu meslek kazancına göre o oda tararından tahsil olunur. Ancak kayıtlı bulunduğu odalar arasında her odaya ödedikleri aidatla mütenasip olarak paylaşılır.

Zarar eden tacirler ve sanayiciler o yıl için munzam aidat ödemezler. Esnaf vergisine tabi tutulan tacirlerin ödeyecekleri munzam aidat ödedikleri esnaf vergisinin yüzde beşidir.

Bir şehirde müteaddit şubeleri bulunan tacirler yalnız birisi için munzam aidat verirler. Bunlarda munzam aidat bütün şubelerinden elde ettikleri ticari kazancın gelir vergisine matrah teşkil eden miktarının binde beşidir.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun birinci maddesinin (A) ve (C) fıkralarındaki kurumların munzam aidatı ödedikleri kurumlar vergisinin yüzde beşidir.

Müstâkil bilançosu yapılan şubelerin munzam aidatı, o şubelerden elde edilen kazançların binde beşidir ve şubenin bulunduğu mahallin odalarına ödenir.

Bilançoları bir merkezde yapılan kurum ve müesseselerin munzam aidatı merkezin bulunduğu yerin ticaret odasına ödenir. Ancak bu munzam aidat her şubenin elde ettiği kazanç ile mütenasip olarak şubelerin bulunduğu yerler ticaret odaları veya sanayi odaları arasında paylaşılır. Bütün bu hallerde bir müessesenin şubeleriyle beraber ödeyeceği munzam aidat tutarı 5.000 lirayı geçemez."

2- Dayanak olarak ileri sürülen Anayasa maddesi:

5590 sayılı Kanunun 26. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu yolundaki iddiayı ve mahkemeyi bu iddianın ciddî olduğu kanısına götüren görüşü desteklemek üzere ileri sürülen Anayasa"nın 1488 sayılı Yasa ile değişik 61. maddesi aşağıda yazılı olduğu gibidir :

"Madde 61- Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.

Vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak kanunla konulur.

Kanunun belli ettiği yukarı ve aşağı haller içinde kalmak, ölçü ve esaslara uygun olmak şartiyle, vergi, resim ve harçların muafiyet ve istisnalariyle nispet ve hadlerine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmaya, Bakanlar Kurulu yetkili kılınabilir."

IV- İLK İNCELEME:

Anayasa Mahkemesi içtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 3/7/1972 gününde Muhittin Taylan, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak Nuri Ülgenalp, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kani Vrana, Mustafa Karaoğlu, Lûtfi Ömerbaş, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu"nun katılmalariylE yapılan ilk inceleme toplantısında işin çözülebilmesi için İstanbul Ticaret Odasınca dâvâlılara karşı yapılan ve dâva ile ilgili olan icra kovuşturmasına ilişi in dosya örneğinin incelenmesi gerekli görülmüş ve bu eksik tamamlanmak üzere dosyanın mahkemeye geri çevrilmesine oybirliğiyle ve 1972/33-40 sayı ile karar verilmiştir.

İncelenmesi gerekli görülen icra dosyalan örneklerinin istanbul 12 nci Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/7/1972 günlü, 1971/865 sayılı yazısı ile gönderilmesi üzerine 3/10/1972 gününde Muhittin Taylan, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Nuri Ülgenalp, Şahap Arıç, İhsan Ecerniş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kani Vrana, Muhittin Gürün, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu"nun katılmalariyle yapılan toplantıda dosyanın eksiği kalmadığı anlaşıldığından Anayasa"nın değişik 151. ve 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 27. maddelerine uygun olduğu görülen işin esasının incelenmesi oybirliğiyle kararlaştırılmıştır.

V- ESASIN İNCELENMESİ:

İtirazın esasına ilişkin rapor, İstanbul 12 nci Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/7/1972 günlü, 1971/865 sayılı yazısına bağlı olarak gelen gerekçeli karar ve ekleri; iptali istenen kanun maddesi; Anayasa"ya aykırılık iddiasına dayanaklık eden Anayasa kuraları; bunlarla ilgili gerekçeler ve başka yasama belgeleri, konu ile ilişkisi bulunan öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :

Ticaret ve Sanayi Odaları, görev ve yetkileri kanunla belirlenmiş, tüzel kişiliği olan, meslekî nitelikte kamu kurumlandır. (5590 sayılı Kanun : madde 1). Böylece Anayasa"nın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ilişkin 122. maddesi kapsamına girmekledirler. 5590 sayılı Kanunun 1. ve 5. maddeleri kurallarına bir göre atılırsa bu odaların hizmet ve görevlerinden hemen hemen hepsinin kamuyu ilgilendiren alana girdiği görülür. Ticaret ve sanayiin genel menfaatlere uygun biçimde gelişmesine çalışmak, başlıca maddelerin piyasa fiyatlarını imlemek, kaydetmek ve yaymak, tüzükte gösterilecek ticaret ve sanayie ilişkin belgeleri düzenlemek ve onamak, Ticaret Bakanlığınca verilecek görevleri yapmak; bu Bakanlığa mevzuatla verilmiş işlerden odalara aktarılanları görmek, ticaret ve sanayi erbabınca uyulması gereken meslekî kararlar almak, ticaret mallarının niteliklerini saptayacak laboratuvarlar kurmak, ticaret ve sanat kursları, sergiler, panayırlar, müzeler, kütüphaneler açmak oda görev ve hizmetlerinin belli başlılarındandır.

Kayıt ücreti, yıllık aidat, munzam aidat, misil zamları ve para cezaları (Madde 24) oda gelirlerinin en önemlilerini oluşturur. Bunlardan kayıt ücreti, yıllık aidat ve kesinleşmiş zamlara para cezalarının tahsiline ilişkin oda kararları ilâm hükmündedir ve icra dairelerince yerine getirilir. (Değişik madde 78).

Ticaret ve Sanayi Odalarının yukarıda özet olarak açıklananlarla beliren niteliğinin Kanunun 24. maddesinde oda gelirleri arasında sayılan, itiraz ve inceleme konusu 26. maddede ise ayrıntılariyle tanımlanan ve koşullara bağlanan "munzam aidat"ı Anayasa"nın değişik 61. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesi içine giren bir çeşit akçalı yüküm durumuna getirdiği ortadadır.

Anayasa"nın 61. maddesinin ikinci fıkrası kuralına göre vergi, resim ve harçlar ve benzeri malî yükümler ancak kanunla konulur. Anayasa Mahkemesinin bu konuya ilişkin kararlarında belirtildiği üzere : (Sözgelimi 1969/65 - 1970/16 sayılı, 24/3/1970 günlü karar - 21/7/1970 günlü, 13555 sayılı Resmî Gazete; Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi; Sayı 8, Sayfa 220-225) Anayasa Koyucunun, her türlü akçalı yükümün kanunla konulmasını buyururken keyfi ve takdirî uygulamaları önleyecek ilkelerin kanunda yer alması ereğini güttüğünde kuşku yoktur. Kanun Koyucunun yalnızca konusunu belli ederek bir akçalı yükümün ilgililere yükletilmesine izin vermesi bunun kanunla konulmuş sayılabilmesi için yeterli değildir. Yükümler, ancak yasa! düzenlemelerde belli başlı öğeleri açıklanmış ve çerçeveleri kesin çizgilerle belirtilmişse, Anayasa"nın değişik 61. maddesine uygun bir nitelik kazanırlar.

5590 sayılı Kanunun munzam aidata ilişkin 26. maddesi, öteki tamamlayıcı yasal kurallarla birlikte ele alınınca görülecek olan şudur : Yükümlü, matrah, oran, tavan 26. maddede açıkça gösterilmektedir. Zamanaşımı kanunun 89. maddesinde yer almıştır. Geçici 4. maddede gelir vergisi esasına göre vergi tahsil edileceği yıla kadar geçen süre içinde aidat ve munzam aidatta kazanç vergisi, daha sonraki dönemde ilişkin bulunduğu yılın vergi esaslarının uygulanmasını öngören bir düzenleme vardır.

Tahsil usulüne gelince; önce şöyle bir açıklamanın yapılması yerinde olacaktır. Akçalı bir yükümün mutlaka özel bir tahsil usulüne bağlanması ve usulün yükümü getireni yasada belirlenmesi zorunluluğu yoktur. O yükümden doğan alacağın tahsilinde uygulanmağa hukukça elverişli bir genel yasal düzenleme varsa yükümün tahsil usulünün de yasa ile belirtilmiş sayılması gerekir.

Borçların yerine getirilmesi konusunda yasal düzenleme ile saptanan iki yol vardır. Bu yollardan birincisi genellikle Devlete il özel idarelerine ve belediyelere ait kamu alacaklarına ilişkindir; 21//1953 günlü 6183 sayılı "Amme Alacaklarının Tahsili Usulü" hakkındaki Kanunla düzenlenmiştir. Bu kanun başka yasaların gönderme yaptığı her çeşit alacaklar hakkında da uygulanır. (6183 sayılı Kanun madde l, 2). 6183 sayılı Kanun kapsamına girmeyen, girmemesi nedeniyle de alelade bir alacaktan doğmuş gibi olan ya da doğrudan doğruya özel hukuk alanı sınırlan içinde kalan borçların ödetilmesi için de 9/6/1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun düzenlediği yol bulunmaktadır.

5590 sayılı Kanunun itiraz konusu edilen 26. maddesinin tanımladığı ve koşula bağladığı "munzam aidat" hakkında 6183 sayılı Kanunun uygulanmasını sağlayacak bir kurala 5590 sayılı Kanunda yer verilmemiştir. Buna karşılık 78. maddede kayıt ücretinin, yıllık aidatın kesinleşmiş zamların ve para cezalarının tahsiline ilişkin oda kararlarının ilâm hükmünde olduğu ve icra dairelerince yerine getirileceği açıklanmıştır. Kural, aynı zamanda odaların bu nitelikte alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Kanununun değil 2004 sayılı Kanunun düzenlediği yolun uygun görü1 düğünün açık işaretidir. Munzam aidat n belirli bir tahsil usulü bulunduğu ve onun da 2004 sayılı Kanunla belirlenmiş ilâmsız takip usulü olduğu bu yönden de açıklığa kavuşmuş olmaktadır.

Yukarıdan beri açıklananlarla anlaşıldığı üzere 5590 sayılı Kanunun 26. maddesinin Anayasa"nın değişik 61. maddesine veya başka bir kuralına aykırılığı yoktur. İtirazın reddi gerekir.

VI- SONUÇ:

5590 sayılı Kanunun 26. maddesinin Anayasa"ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine 26/12/1972 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

 

 

Başkan

Muhittin Taylan

Başkanvekili

Avni Givda

Üye

Fazıl Uluocak

Üye

Nuri Ülgenalp

 

 

 

 

Üye

Saat Koçak

Üye

Şahap Arıç

Üye

İhsan Ecemiş

Üye

Ahmet Akar

 

 

 

 

Üye

Halit Zarbun

Üye

Ziya Önel

Üye

Kâni Vrana

Üye

Muhittin Gürün

 

 

 

 

Üye

Lütfi Ömerbaş

Üye

Şevket Müftügil

Üye

Ahmet H. Boyacıoğlu

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi