Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/1747
Karar No: 2022/510
Karar Tarihi: 20.01.2022

Danıştay 6. Daire 2019/1747 Esas 2022/510 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/1747 E.  ,  2022/510 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2019/1747
    Karar No : 2022/510


    KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
    BULUNAN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …

    DİĞER DAVALILAR : 1- … Bakanlığı - …
    VEKİLİ : …
    2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 08/10/2018 tarih ve E:2018/4665, K:2018/7442 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :

    Dava konusu istem: Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde bulunan taşınmazın imar planı ile "Sağlık Alanı" olarak ayrılmasına rağmen, davalı idareler tarafından kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırma görevinin yerine getirilmeyerek mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 81.962,00 TL'nin görevsiz yargı merciinde açılan dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının tazminat isteminin kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 01/11/2016 tarih ve E:2016/6652, K:2016/6627 sayılı kararının bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davacının mülkiyet hakkını kullanamamaktan yakınarak, tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakta ise de, esasen davacının uyuşmazlığa konu taşınmazı edindiği tarih itibari ile taşınmaz için kısıtlılık durumunun mevcut olduğu, 20.09.2011 tarihli satış işlemi sonucu taşınmaz üzerindeki kısıtlılık halini bilerek mülkiyet sahibi olan davacı açısından, kısıtlılık halinden kaynaklanan tazminatı gerektirir mağduriyetinin ve mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun gerçekleşmediğinin açık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı ile davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

    KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığı vekili tarafından, uyuşmazlık konusu taşınmazın plan değişikliği sonucunda özel sağlık alanı olarak ayrıldığı, kısıtlılığın söz konusu olmadığı, bu gerekçeyle davanın reddi gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 08/10/2018 tarih ve E:2018/4665, K:2018/7442 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasa’nın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisince kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek kamu kuruluşlarının bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmüne yer verilmek suretiyle, belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programını hazırlama; programı uygulamaya koyma, ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarına ise imar programlarında kendi görev alanlarındaki kamu hizmeti için ayrılan özel mülkiyete ait arsaları program süresi içinde kamulaştırma zorunluluğu yüklenmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
    a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
    b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
    Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
    İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir...
    " hükmü yer almaktadır.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinde; (Ek: 20/8/2016-6745/33 md.)
    Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Anayasa Mahkemesinin 13.10.2020 tarihli, Başvuru no:2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında,"Anayasa Mahkemesince 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayalı olan müdahalenin kanunilik ölçütünü taşıdığı değerlendirilmiş, ayrıca arazi ve arsaların düzenlemesi sırasında taşınmazın imar durumunun belirlenmesi yönündeki müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacının bulunduğu açıklanmıştır (Orhan Sütlü, §§ 28-31). Ölçülülük yönünden yapılan değerlendirmede ise uyuşmazlığa konu taşınmazın sağlık alanı olarak belirlenen imar durumu sonradan özel sağlık alanına dönüştürülerek taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğu ve söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediği vurgulanmıştır. Diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşılmıştır. Bu sebeple müdahalenin, içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu kabul edilmiştir (Orhan Sütlü,§§ 32-43).
    25. Somut başvuruda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun, imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alındığında müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu değerlendirilmiştir.
    26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir." denilmiştir.
    Yukarıda anılan 13.10.2020 tarihli, Başvuru no: 2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında Anayasa Mahkemesi, imar planında sağlık alanında olan taşınmazın sonradan imar planında özel sağlık alanı olarak ayrılması durumunda taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğunu, söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediğini, diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğunu, ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden; davacının hissedar olduğu, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında "sağlık tesis alanı" olarak belirlenmesine rağmen kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinde … tarihinde açılan davanın görev yönünden reddi üzerine 27/02/2014 tarihinde bakılan davanın açıldığı, uyuşmazlık konusu taşınmazla davacının mülkiyet bağının 20.09.2011 tarihli satış işlemiyle kurulduğu, imar planındaki "sağlık tesis alanı" olarak belirlenmiş olan uyuşmazlık konusu … Mahallesi, … ada,… parsel sayılı taşınmazın fonksiyonunun, Yenimahalle Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan imar planı değişikliği sonucunda "özel sağlık alanı" olarak belirlendiği, bundan böyle parselin sadece kamu eliyle yapılaşması zorunluluğunun ortadan kalktığı, imar planıyla belirlenen koşullar dahilinde mülk sahipleri veya devir suretiyle 3. kişiler tarafından yapılaşma hakkının kullanılabileceği, bir başka ifade ile, özel mülkiyete konu olacak şekilde kullanım amacı getirildiği, ortada imar planından kaynaklanan nedenlerle kamulaştırılması gereken bir taşınmazın, dolayısı ile hukuki el atma nedeniyle ödenmesi gereken bir tazminat miktarının kalmadığı, bu aşamada kamulaştırma yapılmasının hukuken mümkün olmadığı görülmektedir.
    Bu durumda, yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacıların hissedarı olduğu taşınmaza özel mülkiyete konu edilebilecek şekilde kullanım amacı getirildiği, idare açısından kamulaştırma külfetinin kalmadığı ve davacının mülkiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde belirsiz bir süre ile kısıtlandığından bahsedilemeyeceğinden, davanın reddi yolundaki, temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı Yenimahalle Belediye Başkanlığının temyiz isteminin kabulüne, davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine ilişkin, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 20/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi