Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5360
Karar No: 2019/5022
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/5360 Esas 2019/5022 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/5360 E.  ,  2019/5022 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.03.2019 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkiline Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortalı, davalının maliki ve sürücüsü olduğu aracın tek taraflı kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan Hayri Doğan"ın öldüğünü, hak sahiplerine müvekkilinin 54.727,10 TL ödediğini, “lastikleri aşınmış araçla, yedek sürücü ve sürücü muavini olmadan uzun yola çıkan” davalının %100 kusurlu bulunduğunu, bu durumun Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları B.7.d. maddesine açıkça aykırı olup müvekkiline rücu hakkı verdiğini açıklayıp 54.727,10 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 54.727,10 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.7. maddesinde, sigortacının zarar görene ödediği tazminatı sigortalıya rücu edebileceği haller sayılmıştır. Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.7.d. maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, taşıtın, mevzuatın gerektirdiği teknik şartlara uygun olmamasından, nitelikli şoför ve hizmetli personeli olmadan sefere çıkarılmasından, güzergah mesafesini dikkate alarak yeteri kadar sürücü bulundurulmamasından meydana gelmişse sigortacının sigorta ettirene rücu imkanı bulunmaktadır.
    Davacı vekili, müvekkiline sigortalı, davalıya ait yolcu otobüsünün kaza sırasında lastiğinin aşınmış olduğu, güzergah mesafesi dikkate alınarak yeteri kadar sürücü ve yardımcı personel bulundurmadığı gerekçesi ile eldeki davayı açmış, mahkemece davalının mevzuatın gerektirdiği teknik şartlara uygun olmadan (lastikleri aşınmış bir vaziyette) kullanımı sırasında ve davalının tam kusurlu eylemi neticesinde tek taraflı ve ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, sigortalı aracın mevzuatın gerektirdiği teknik şartlara uygun olmadan, yeteri kadar sürücü ve hizmetli personel bulundurmadan sefere çıkarılmasının olayın meydana gelmesinde münhasıran etkili olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda; davalının lastiklerinin aşınmış olduğu ve kazanın münhasıran lastiklerin aşınması sonucunda meydana geldiği belirtilse de lastiklerin aşınmış olduğuna dair dosya içinde somut ve kesin bir tespite rastlanmamıştır. Dosyanın incelenmesinden, bilirkişinin lastik üzerinde fiziki inceleme yapmadığı, raporunu davalı tarafından kazadan sonra yaptırılan delil tespiti dosyasına dayandırdığı anlaşılmıştır. Buna göre davalı tarafça kazanın hemen ardından yaptırılan delil tespitinde davalı araç maliki, meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, kazada yol kusurunun etkili olduğunu ileri sürerek kazanın meydana geldiği yolun teknik bakımdan incelenmesini talep etmiş, mahkemece inşaat mühendisi bilirkişi marifeti ile keşif yapılarak alınan raporda kazanın meydana geldiği yolda asfalt kaplamanın eskimiş olup sürtünmesinin azaldığı, araçta yapılan incelemede devrilme neticesinde hasar medyana geldiği, lastiklerinin aşınmış olduğunun görüldüğü şeklinde tespite yer verilmiştir. Raporu düzenleyen inşaat bilirkişisi araç lastiği konusunda uzman olmadığı gibi lastiklerin aşınmış olduğuna yönelik tespitini neye dayandırdığı konusunda denetime elverişli bilgilere de yer verilmemiştir.
    Dosya kapsamında bulunan araç ruhsatının incelenmesinde aracın fenni muayenesinin 05.11.2005 tarihinde yapıldığı, kazanın ise 14.12.2005 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
    Davalı vekili aşamalardaki savunmalarında ise; müvekkiline ait araç ile yakın zamanda Hac"ca gidecek kişileri taşımak için aracının gerekli bakım ve kontrollerini yaptırdığını ileri sürerek buna ilişkin belgelerini sunmuştur.
    Davalının sanık olarak yargılandığı ceza mahkemesinde ise keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda "...yolda hiç bir fren izinin bulunmayışı ile lastik ve sürtünme izlerinden anlaşılacağı üzere kazanın aracın kayması sonucu değil, yoldan çıkarak takla atıp devrilmesi ile meydana geldiği...” belirtilmiş, ceza mahkemesince de; davalının/sanığın aracın hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliklerine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak suretiyle kusurlu olduğu, olay tarihinde zeminin yağış nedeniyle ıslak olduğu ve tek taraflı meydana gelen kazada bu şekilde sanığın aracının hızını yol şartlarına göre ayarlamadığının anlaşıldığı, her ne kadar sanığın bilinçli taksir haliyle üzerine atılı suçu işlediği iddia edilse de; Ankara ile kazanın meydana geldiği Dinar İlçesi arasındaki mesafe yolculukta bu safhaya kadar geçen süre ve dosyada mevcut delil durumu dikkate alındığında suça konu otobüste tek şoför olan sanığın bilinçli taksir halinde üzerine atılı suçu işlediğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile mahkumiyet kararı verilmiştir.
    Gerek ceza dosyası gerekse eldeki dosyadaki tanık ve davalı beyanlarından yolculuğun başlama saatinin 23:00 olduğu, kaza saatinin ise 04:00 olduğu belirtilmektedir.
    Tüm bu anlatılanlar karşısında mahkemece, davalı tarafça yapıldığı iddia edilen araç servis bakımına ilişkin fatura ve belgelerin dosya kapsamına kazandırılarak, aralarında lastik konusunda uzman bilirkişi de olacak şekilde oluşturulan bilirkişi heyetinden, araç lastiklerine ilişkin fotoğrafların incelenerek, lastiklerin aşınıp aşınmadığının incelenmesi, ceza mahkemesi kararı ve kaza sonrası tutulan tutanakta kazanın meydana gelme sebebi olarak sürücünün kusurunun işaret edilmesi ve benimsenmesi karşısında, sürücünün trafik akışı kapsamında bir kusur olmasa idi mevcut lastikler ile trafikte seyredilmesinin kazaya etkisinin araştırılması, kazanın münhasıran lastiklerin aşınmış olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının önceki raporlar ve tarafların savunmaları da tartışılarak irdelenmek, yolculuğun başlama yer ve saati ile kazanın meydana geldiği yer ve saat itibari ile tek sürücü ile seyretmenin kazaya etkisinin tartışılmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi