Esas No: 2021/39950
Karar No: 2022/10504
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39950 Esas 2022/10504 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, müştekiye yönelik tehdit suçundan 1.800 TL adli para cezasına çarptırılmıştır. Ancak kanuna uygun şekilde ceza hesaplaması yapılmamış ve suç vasfı hatalı belirlenmiştir. Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir çünkü mahkeme, takdir hakkını kullanarak karar vermiştir. Kanun yararına bozma olağanüstü bir yasa yoludur ve her türlü hukuka aykırılık iddiası bu yolla denetlenemez.
Kanun Maddeleri:
- Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. maddesi
- Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddesi
- Türk Ceza Kanunu'nun 61/8. maddesi
"İçtihat Metni"
KARAR
Sair tehdit suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-2. cümle ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.800,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair ... ... (Kapatılan) 71. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2016 tarihli ve 2014/902 esas, 2016/324 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulması talebi üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 17.09.2021 tarihli ve 2021/94606 sayılı istemleri ile Dairemize gönderilmekle dosya incelendi.
İstem yazısında: " Dosya kapsamına göre, anılan karara karşı sanık tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, ... 4. Ceza Dairesinin 12/10/2020 tarihli ve 2016/15855 esas, 2020/11180 karar sayılı ilamında yer alan, " ...sanığın, eşi olan müştekiye karşı gerçekleştirdiği iddia ve kabul edilen tehdit eyleminin, TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamında olduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 106/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, bu hususun mahallinde kanun yararına bozma yoluna konu edilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede; ..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, sanığın, müştekiye hitaben söylediği kabul edilen "sakın eve yaklaşma döner bıçağı ile şah damarını keserim, senin hayatını bitiririm" biçimindeki sözlerin, 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen bir başkasını, kendisinin hayatına veya vücut dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek, 5237 sayılı Kanun'un 106/1-2.cümlesi uyarınca hüküm kurulmasında,
Kabule göre de,
5237 sayılı Kanun'un 61/8. maddesine göre adlî para cezası hesaplanırken, cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi sırasında artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapılması, sonuç olarak ulaşılan miktarın bir gün için belirlenen miktarla çarpımı sonucu ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında hüküm kurulurken takdir edilen adlî para cezasının gün üzerinden belirleme yapılması gerekirken ay üzerinden tayin edilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
... Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak ... ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararında belirtildiği üzere; kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. ... İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; mahkeme sanığı hakaret ve sair tehdit eylemlerinden cezalandırma yoluna gitmiştir. Mahkemece sanığın inkarına rağmen müştekinin soruşturma beyanı ve sms kayıtları nazara alınarak sanığın suçlarının sabit olduğu değerlendirilmiştir. Bu husus mahkemenin takdirine ilişkin bir konu olup mahkeme takdir hakkını bu yönde kullanarak uygulama yapmıştır. Delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.