Esas No: 2022/3638
Karar No: 2022/10502
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/3638 Esas 2022/10502 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/3638 E. , 2022/10502 K."İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/3-a, 43/2 (2 kez), 106/1-2, 62/1 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri uyarınca iki kez 1 yıl 15 gün hapis ve 100,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 22/04/2010 tarihli ve 2007/187 esas, 2010/336 sayılı kararının itiraz edilmeksizin 23/07/2010 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 07/05/2012 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanarak, adı geçen sanığın anılan Kanun'un 125/3-a, 43/2 (2 kez), 106/1-2, 62/1 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 100,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/09/2018 tarihli ve 2018/34 esas, 2018/363 sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulması talebi üzerine ... Cumhuriyet Savcılığı'nın 14/01/2022 tarih 2021/155925 sayılı istem yazıları ile Dairemize gönderilmekle dosya incelendi.
İstem yazısında ; "Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan kamu görevlisine hakaret ve tehdit suçları için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olağan zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın müsnet suçu 12/03/2007 tarihinde işlediği, 13/12/2007 tarihinde Mahkemesince savunmasının alındığı, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın ise 23/07/2010 tarihinde kesinleştiği, sanığın 07/05/2012 tarihinde yeniden suç işlediği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 23/07/2010 tarihi ile denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği 07/05/2012 tarihleri arasını kapsayan 1 yıl 9 ay 14 günlük sürenin 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince duracağı, sanığın sorgusunun yapıldığı tarih ile hükmün açıklandığı tarih arasında zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığı ve sanığın sorgusunun yapıldığı 13/12/2007 tarihinden itibaren, hükmün açıklandığı 13/09/2018 tarihine kadar geçen 8 yıllık sürede olağan dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilmeden, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK'nın 66. maddesi;
"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
Anılan Kanun'un 67. maddesi;
"(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
Görüleceği gibi 5237 sayılı TCK'da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun'un 67/2. maddesinde, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
Anayasının 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
... Ceza Genel Kurulu'nun 07/03/2017 tarihli ve 2015/8-268 esas ve 2017/124 sayılı, 17/01/2017 tarihli ve 2015/15-536 esas ve 2017/14 sayılı, 01/03/2016 tarihli ve 2015/3-599 esas ve 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasınının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır.
İncelenen dosyada, sanık ...'in üzerine atılı hakaret ve tehdit suçları için 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanşımının 8 yıl olduğu, suç tarihinde işlemeye başlayan bu sürenin iddianame tanzimi sonrasında sanığın sorgu tarihi olan 13/12/2007 tarihinde kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı, Mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 23/07/2010 tarihinde kesinleşmesiyle anılan sürenin durduğu, denetim süresinde 07/05/2012 tarihinde işlenen kasıtlı suçla birlikte bu sürenin kaldığı yerden işlemeye devam ettiği, sonuç olarak, 8 yıllık olağan dava zamanaşımının son kez kesildiği 13/12/2007 tarihinden itibaren, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden, deneme süresinde işlenen suç tarihine kadar geçen durma süresi de göz önüne alındığında, daha önce açıklanması geri bırakılan hükmün açıklandığı 13/09/2018 tarihinden önce olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden, davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Hakaret ve tehdit suçundan sanık ... hakkında verilen, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/09/2018 tarihli ve 2018/34 esas, 2018/363 sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Hükümdeki hukuka aykırılık, sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi gereğince, sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından açılan kamu davalarının, TCK'nın 66/1-e, CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3-Dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.