Esas No: 2021/39948
Karar No: 2022/10503
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/39948 Esas 2022/10503 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan 7.080 TL adli para cezası ile cezalandırıldı. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 6. Asliye Ceza Mahkemesi kararı, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulması istendi. Ancak, CMK'nın 309. maddesi uyarınca, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edildiği ve kanun yararına bozma isteğinin reddedildiği belirtildi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/3-a, 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri suiistimal edildiği takdirde, görevi ile ilgili bir konuda kamu görevlisine karşı yapılan bir hakaret fiili halinde adli para cezası öngörmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesini düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
KARAR
Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/3-a, 125/4, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 7.080,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli ve 2020/324 esas, 2020/613 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli ve 2020/1017 değişik ... sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10/09/2021 tarih ve 2021/89798 sayılı istem yazıları ile Dairemize gelmekle dosya incelendi.
İstem yazısında: "... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/12/2020 tarihli kararı ile hakaret suçuna esas teşkil eden müştekinin açıklamalarının kamu görevi ile ilgili olmadığı ve eylemin 5237 sayılı Kanun'un 125/3-a maddesi kapsamında kalmadığından bahisle itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de,
Dosya kapsamına göre, müştekinin suç tarihi olan 20/07/2019 tarihinde ... Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaptığı ve 5237 sayılı Kanun'un 6/1-c maddesi kapsamında kamu görevlisi sayıldığı, sanığın facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden müştekinin fotoğrafının altına yapmış olduğu hakaret içerikli paylaşımın da görevinden dolayı müştekiye karşı yapılmış olduğu anlaşılmakla itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “ hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için, anılan maddenin 6. fıkrasında belirtilen objektif ve subjektif koşulların bulunması ve öncelikle sanığın isnad edilen suçu işlediğinin yapılan yargılama sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet Savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet Savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda istek de bulunabilecektir.
CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
... Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, O Yer Cumhuriyet Savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK'nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Ancak;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak ... ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, karara itiraz edilmesi üzerine merciince esasa yönelik inceleme yapılarak eylemin TCK'nın 125/3-a maddesi kapsamında kalmadığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, hükmün içeriğine yönelik delil değerlendirmesi kapsamında kalacak incelemenin ancak yerel mahkemece yapılacak yargılama sonucunda mümkün olduğu, devam etmekte olan bir yargılama faaliyeti olduğundan bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla giderilmesi gereken açık bir hukuka aykırılık tespit edilmediği anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
... Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere ... Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.